"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/618 E., 2023/880 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/350 E., 2022/22 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin evliliğin ilk günlerinden itibaren aile birliğinin özüne uygun olmayan davranışlarının olduğu, kadına karşı fiziksel, sözlü, cinsel ekonomik şiddet uyguladığı, ortak çocuklara karşı agresif ve şiddet içeren tavırlarının olduğu, kadının ailesi ile görüşmesini engellediği, kadının görünüşü ile dalga geçtiği, aşağıladığı, tehdit ettiği, alışveriş yaparken sadece kendi ihtiyaçlarını karşıladığı ve evlilik içinde yapmış olduğu harcamanın yarısını kadından talep ettiği, kadına araba almak istemediği ve kendi kullandığı aracı kullanmasına izin vermediği, erkeğin iddialarını kabul etmediği, erkeğin ailesine karşı ilgisiz olduğu, erkeğin sadakatsiz tutum içinde olduğu, son olarak erkeğin kadını tehdit ettiği, evden kovduğu şiddet içeren hareketlere başlaması üzerine kadının polisi aradığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının daha önce boşanma davası açarak aynı iddiaları orada ileri sürdüğü sonrasında davadan feragat ettiği, kadının erkeğe hakaret ettiği, işitme cihazı kullanması nedeniyle aşağıladığı, öfke patlaması yaşayarak kapıları yumrukladığı, kıskançlık krizine girdiği, müşterek konutun ve çocukların ihtiyaçlarını birlikte karşılamak istemediği kendi ihtiyaçlarının almak istediğini söylediği, kadının evlilik öncesinde ve sonrasında erkekten habersiz pek çok borç yaptığını, erkeğin bu borçları ödediğini sonrasında kadının kendi isteği ile adama para ödemesi yaptığını erkeğin özel günleri kutladığı, kadının alınan hediyeleri beğenmediği, ortak çocuklara bağırdığı ve fiziksel şiddet uyguladığı, kadının çocuklarla ilgilenmediği, kadının internet ve sosyal medya bağımlısı olduğu, kendisinin instagram fenomeni ve ünlü olduğunu söyleyerek aile içi özel mahremiyet içeren fotoğrafları paylaştığı, erkeği önemsemediği ve küçümsediği, hastalık döneminde yanında olmadığı, sosyal medyadan hiç tanımadığı kişilerle tatile gitmek istediği, kadının sebepsiz yere yataklarını ayırarak cinsel hayatı reddettiği, erkeğin kendisine ait olan arabayı kadına kullandırdığı, kadının araba almak istediğinde maddî durum nedeniyle alınmadığında sık sık kök ailesinin yanına giderek 10 gün kaldığını iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, boşanmaya karar verilmesi halinde çocukların velâyetinin babaya verilmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacı kadının davasının, davalı erkeğin eşini tehdit ettiği, dosyaya sunulan sosyal medya yazışmalarından tarafların birbirine karşılıklı hakaret ettiği her ne kadar davalı kadın, davacı erkeğin güven sarsıcı şekilde kadınlarla yazışmasına dayanmış ise de, buna önceki boşanma davasında da dayandığı, önceki davadan feragat edildiği, Şubat 2018 tarihine ait yazışmalar olduğu bu durumda güven sarsıcı hareketlerin affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığı, davacı kadının az da olsa kusuru bulunmakla birlikte bu eylemlerinde davalı erkeğin daha ziyade kusurlu olduğu anlaşılmakla taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 450,00 TL tedbir ve 550,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; az da olsa kusuru kabul etmediğini, tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu, nafakalara TEFE-TÜFE oranında arttırım yapılmasını, kişisel ilişkinin kaldırılmasını ya da sınırlandırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, çocukların velâyetinin kendisine verilmesini, kadın lehine hükmedilen tazminatların kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; az da olsa kusuru kabul etmediğini, tazminat ve nafaka miktarlarının düşük olduğunu, nafakalara TEFE-TÜFE oranında arttırım yapılmasını, kişisel ilişkinin kaldırılmasını ya da sınırlandırılması talebiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararında kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetli olduğu yönünde gerekçe yazılmış olmasının hukuka aykırı olduğunu davanın reddi gerektiğini, çocukların velâyetinin kendisine verilmesini, kadın lehine hükmedilen tazminatların kaldırılması talebiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocukların velâyetinin kadına verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, nafakaların miktarı ile kişisel ilişki düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 182 inci, 323 üncü, 324 üncü, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına ilişkin ibarenin, davacı kadının yargılama aşamasında yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin kararında buna ilişkin bir hüküm bulunmadığı dikkate alındığında maddi hata sonucu yazıldığının ve mahallinde her zaman düzeltilebilir nitelikte olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.