Logo

2. Hukuk Dairesi2023/738 E. 2023/4153 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının fer'ileri olan yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve manevi tazminat miktarlarının hukuka uygunluğu ile hükmün tamamlanması kararına ilişkin istinaf başvurusunun incelenip incelenmediği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Yoksulluk ve iştirak nafakalarına hüküm tarihinde değil boşanmanın kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiği ve davalı-davacı erkeğin hükmün tamamlanması kararına yönelik istinaf başvurusunun bölge adliye mahkemesince incelenmemiş olmasının usule aykırı olduğu gözetilerek, Yargıtay, bölge adliye mahkemesi kararını kısmen bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1162 E., 2022/2766 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Besni 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/202 E., 2021/137 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve tarafların ziynet alacağı davalarının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine ve kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, küfür ve hakaret ettiğini, eve maddî olarak bakmadığını, evi terk ettikten sonra ihtiyaçlarla ilgilenmediğini, fiili ayrılıkta ortak hesaptaki 30.000,00 TL kira gelirini çektiğini, mesajlarında kadını aldattığını söylediğini ve kadının ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede sayılan ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedellerinin ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; kadının agresif olduğunu, 2016 yılında kayınvalidesine tabak fırlattığını, tutarsız davranışları olduğunu ve erkeğin ortak hesaptaki parayı ev nedeniyle kardeşine olan borcunu ödemekte kullandığını iddia ederek; ortak çocukların velâyetinin mahkemece uygun görülecek tarafa verilmesine, kadının tazminat talebinin reddine ve kadının babasına borç olarak verilen ziynet eşyalarının bedelinin ödenmesine hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının agresif olduğunu, 2016 yılında kayınvalidesine tabak fırlattığını, erkeğe ve ailesine hakaret ettiğini, tutarsız davranışları olduğunu, erkeğin kayınpederine 2009 ve 2010 yıllarında 200.000,00 TL değerinde altın verdiğini ancak bu borcun kendisine ödenmediğini, erkek borcu istedininde kadının altınların kendi mehiri olduğunu söylediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin mahkemece uygun görülecek tarafa verilmesine, erkek yararına 200.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, 200.000,00 TL ziynet eşyası bedelinin erkeğe iadesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin İlk Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine ağır hakaretler ederek fiziksel şiddet uygulayan erkeğin ağır, eşine hakaret eden kadının az kusurlu olduğu, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle boşanma davasının reddinin gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düştüğü, boşanma sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın ve erkek eş yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve tarafların ziynet alacağı davalarını ispatlayamadıkları gerekçesi ile; kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin boşanma davasının reddine, ortak çocuklar Ela ... ve ...in velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL manevî tazminata, erkek yararına 3.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, tarafların ziynet alacağı davalarının reddine ve asıl dava ve birleşen dava davacıları yararına 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.

B.Hükmün Tamamlanması

1.... kadın vekili erkeğin reddedilen maddî tazminat talebi yönünden kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve davalı-davacı erkek vekili kadının reddedilen ziynet alacağı davası yönünden erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden hükmün tamamlanması talebinde bulunmuştur.

2.İlk Derece Mahkemesinin 09.06.2021 tarih ve 2018/202 Esas, 2021/137 Karar sayılı kararı ile, erkeğin boşanmanın fer'î niteliğindeki maddî tazminat talebinin reddedilmesi üzerine kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna uygun olduğu ancak kadının reddedilen ziynet alacağı davası için erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken kararda yer almadığı gerekçesi ile; kadının talebinin reddine ve erkeğin talebinin kabulü ile kadının reddedilen ziynet alacağı davası için erkek yararına 9.300,00 TL nispi vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmiştir.

3.... kadın vekili 15.06.2021 tarihli dilekçesi ile, erkeğin reddedilen ziynet alacağı davası yönünden kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden hükmün tamamlanması talebinde bulunmuştur.

4.İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2021 tarih ve 2018/202 Esas, 2021/137 Karar sayılı kararı ile, kadının talebinin kabulü ile erkeğin reddedilen ziynet alacağı davasında kadın yararına 22.450,00 TL nispi vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından, 14.07.2021 tarihli ek kararına karşı ise süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların İngiltere'de yaşadıklarını, erkeğin ekonomik durumu karşısında nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu, az kusurlu kadın eş aleyhine manevî tazminata hükmedilemeyeceğini ve kadının ziynet alacağı davasının ispatlandığını belirterek; kusur belirlemesi, lehine hükmedilen manevî tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı, aleyhe hükmedilen manevî tazminat ve reddedilen ziynet alacağı davası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğunu, kadının erkeğin ailesini problem haline getirdiğini, eşine hakaretler ettiğini, aleyhe hükmedilen manevî tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğunu, lehe hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğunu, erkeğin eşine fiziksel şiddet uygulamadığını ve kızgınlıkla yazılan mesajların hükme esas alınamayacağını belirterek; kusur belirlemesi, reddedilen maddî tazminat, aleyhe hükmedilen manevî tazminat, lehe hükmedilen manevî tazminatın miktarı, yoksulluk ve iştirak nafakası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

3.... erkek 14.07.2021 tarihli ek karara yönelik sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin 14.07.2021 tarih ve 2018/202 Esas, 2021/137 Karar sayılı hükmün tamamlanması kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gereçekleştiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, erkeğin ağır kusurlu olması sebebiyle manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, kadın lehine hükmedilen manevî tazminatın miktarının az olduğu, erkeğin boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan maddî tazminat talebinin tefrikinin gerektiği ve istinafa konu sair hususlar yönünden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; erkeğin maddî tazminat istemli davasının tefrikine, kadının, lehine hükmedilen manevî tazminatın miktarına ve aleyhine hükmedilen manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, 75.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra işleyecek yasal faiz ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının sair ve erkeğin tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, 14.07.2021 tarihli ek karara yönelik erkeğin istinaf başvurusunun esası incelenmemiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen manevî tazminat, reddedilen manevî tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakası, reddedilen kendi manevî tazminat talebi ile İlk Derece Mahkemesince verilen 14.07.2021 tarihli ek karar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadına kusur olarak yüklenen ve kanun yollarına başvurulmayarak kesinleşen kusur yanında kadına kusur olarak eklenebilecek vakıa bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin kabul edilmesinin, velâyetleri anneye verilen ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin, erkeğin manevî tazminat talebinin reddedilmesinin doğru olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği, koşulları var ise kadın lehine hükmedilen fer'î miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve erkeğin ek karara yönelik istinaf başvurusunun incelenip incelenmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesinin birinci fıkrası, 359 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci ve 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.İlk Derece Mahkemesi kararında kadın eş yararına karar tarihinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına ve velâyeti anneye bırakılan ortak çocukların her biri yararına karar tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakaları boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren muaccel hale gelir. Yoksulluk nafakası ve iştirak nafakalarına kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ile karar tarihinde itibaren hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesince verilen 15.04.2021 tarihli asıl hükme karşı, davalı-davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen maddî tazminat, aleyhe hükmedilen manevî tazminat, lehe hükmedilen manevî tazminatın miktarı, yoksulluk ve iştirak nafakası yönünden, 14.07.2021 tarihli istinaf dilekçesiyle de 14.07.2021 tarihli ve 2018/202 Esas, 2021/137 Karar sayılı hükmün tamamlanması kararı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde bölge adliye mahkemesi kararlarında tarafların ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin gösterileceği, aynı Kanun'un 355 inci maddesinin birinci fıkrasında incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı yapılacağı ve 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasında hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, süphe ve tereddüt uyandırmayacak sekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesi kararının "İstinaf Sebepleri" başlıklı bölümünde, davalı-davacı erkek vekilinin kusur belirlemesi, nafakalar, aleyhe hükmedilen manevî tazminat ve reddedilen maddî tazminat talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurduğu belirtilerek erkeğin talebine aykırı istinaf sınırlaması yapılmış; erkeğin İlk Derece Mahkemesince verilen 14.07.2021 tarihli hükmün tamamlanması kararına ilişkin istinaf başvurusu incelenmemiş ve bu yönden hüküm kurulmamıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere, davalı-davacı erkek vekili tarafından hükmün tamamlanmasına ilişkin ek karar yönünden de istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmasına karşın, Bölge Adliye Mahkemesince sadece boşanmanın diğer fer'îlerine ilişkin istinaf başvurusunun incelenerek erkeğin hükmün tamamlanması kararına yönelik başvurusunun incelenmemiş olması yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakalarına karar tarihinden itibaren hükmedilmesi ve erkeğin hükmün tamamlanmasına ilişkin 14.07.2021 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmemesi yönünden davalı-davacı erkek yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre İlk Derece Mahkemesince verilen 14.07.2021 tarihli ek kararın esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.