"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/996 E., 2023/1415 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1055 E., 2022/319 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı -karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; kadının, erkeğin ilk evliliğinden olan kızına iyi davranmadığını, ailesi ile görüşmek istemediğini, sık sık ailesinin yanına habersiz gidip günlerce gelmediğini, aşırı kıskanç bir yapısının olduğunu, asılsız yakıştırmalar ile erkeği bir çok kez mahcup ettiğini, özel hayatlarını çekinmeksizin dış ortamda konu yapabildiğini, erkekle konuşmadığını, yatağını da ayırdığını, son olarak da "...defol git..." diyerek evden kovduğunu, kötü sözlerine maruz kaldığını, bu süreçte hakaret içerir mesajlar yazdığını, iş yerine gelerek erkeği mahcup ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli çocuklarıyla tehdit edildiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli olarak tartışmalarda "...beğenmiyorsan babanın evine git..." dediğini, küfürlü konuştuğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, çocukların yanında karşı aşağılayarak fiziksel şiddet uyguladığını,yaptığı yemeği yemeyip çayını içmeyi reddettiğini, sürekli rahatsız edilip tehdit edildiğini, çocukların anneye verilmesi yerine öldürülmesini tercih edeceği şekilde tehdit edildiğini, ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, velâyetin anneye verilmesine, kadın ve çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl %20 oranından artış uygulanmasına, kadın yararına 75.000,00 maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, hakaret ettiği, evliliği boyunca eşinden habersiz sık sık Manisa'ya gidip evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı, önceki evliliğinden olan çocuğuyla kişisel ilişki kurmasına engellediği, ona hoşgörüyle bakmadığı, davacı erkeğin işyerine gidip olay çıkarttığı, erkeğin ise kadın ve ailesine hakaret ettiği, ayrı yaşanılan dönemde Manisa'ya gittiğinde davalı ve ailesine çocukları ölümle tehdit ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, bir eş sıcaklığıyla yaklaşmadığı, yabancı gibi davrandığı, eve geç geldiği, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Bilal velâyetinin anneye, ortak çocuk Enes'in velâyetinin babaya bırakılmasına, anne yanında kalan çocuk yararına aylık 525,00 TL tedbir ve aylık 725,00 TL iştirak nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğundan aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası olarak devamına, her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kusur durumu dikkate alınarak davacı- davalı erkeğin manevî tazminat kadının maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin kabulünün gerektiğini, kadı yararına nafaka koşullarının oluşmadığını, artışın yüksek olduğunu, velâyetin babaya verilmesinin gerektiğini ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi tazminat ve nafaka ile miktarları ve artış oranı yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, nafaka miktarlarının düşük olduğunu, velâyetlerin anneye verilmesinin gerektiğini ileri sürerek kararın kusur, tazminat, velâyet ve nafaka yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemenin dava tarafları aleyhine belirlemiş olduğu kusurlu eylemler ile tarafların kusur eylemlerin karşılaştırılmasının doğru olduğu; tarafların ekonomik sosyal durumu ve paranın alım gücü değerlendirildiğinde yoksulluk nafakası miktarı ile çocuğun yaşı ve ihtiyaç durumu ile tarafların ekonomik sosyal durumu dikkate alındığında iştirak nafaka miktarının yetersiz olduğu, yoksulluk nafakası ile iştirak nafaka artırım talebinin %20 olmasına karşın, İlk Derece Mahkemesince talep aşılarak ÜFE oranında artışa karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadın ve ortak çocuk Bilal yararına ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL yoksulluk ve iştirak nafakasına, nafakalara her yıl %20 oranında kendiliğinden artış uygulanmasına, taraf vekillerinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı -karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kardeşlerin birbirinden ayrılmasının yüksek yararlarına aykırı olduğunu, kadın yararına hükmedilen nafaka miktarının yüksek olduğunu, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Dava-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kardeşlerin birbirinden ayrılmasının yüksek yararlarına aykırı olduğunu, nafaka miktarlarının az olduğunu, tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin gerektiğini, nafaka artış oranlarının düşük olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, taraflar yararına tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına nafakaya hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmişse miktarların dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin çocukların yüksek yararına uygun olup olmadığı, ortak çocuk Bilal yararına hükmedilen nafakaların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddeleri, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi ve 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.