"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2102 E., 2023/1356 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/332 E., 2022/714 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı ve birleşen boşanma talepli davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın, karşı davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı erkek vekili dava ve cevaba (karşı davaya) cevap dilekçelerinde özetle; davalı ile evlendiklerinden bu yana ruhen ve fikren anlaşamadıkları, mizaçları itibariyle birbirlerine ters düştüklerini ve evlilik birliğinin devamında yarar ve umut görülmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesi uyarınca tarafların ekli protokol uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ettiği, davalının anlaşmalı boşanmayı kabul etmesi sebebi ile ortak konuttan ayrıldığını, daha önce açtığı Ankara 9. Aile Mahkemesinin 2010/1039 esas sayılı dosyası ile açtığı dava sonrası davalının ortak konuta döndüğü, bir kısım düzelmelerin olduğu fakat dava reddedildikten sonra kadının eski davranışlarına geri döndüğünü, çocukları için bunlara katlandığını, kadının erkeklerle uzun süreli telefonda konuştuğu, bu sebeple aile yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, aşağılayıcı davranışlarda bulunduğunu, kadının iddialarının asılsız olduğunu iddia ederek karşı davanın reddine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin verilmesini, 5.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının erkeği ve ortak çocuk ... 'i ortak konuttan kovduğunu, anlayışsız olduğunu, evin ihtiyaçlarına karşı duyarsız olduğunu, hakaret ettiğini, aşağıladığını, eve geç saatlerde geldiğini, bu konuda açıklama yapmadığını, evin yemeğini ortak çocuk ... ile yaptığını, ilgisiz olduğunu, kazancını kendi kişisel ihtiyaçları için kullandığını, yatağını ayırdığını, başka erkeklerle müstehcen yazışmalar, görüntülü konuşmalar ve buluşmalar gerçekleştirdiğini, bu görüşmelerin bır kısmını ortak çocuk ... 'in mail adresi üzerinden başkaca isimler kullanarak yaptığını, görüşme kayıtlarını ortak çocukların göstermesi üzerine durumdan haberinin olduğunu, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 1.000,00 TL tedbir nafakasının kadından alınarak erkeğe verilmesini, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; açılmış davaya itirazlarının bulunduğunu, erkeğin hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, iftiralarına devam ettiğini, ziynet eşyalarının rızası olmaksızın alındığını, üzerine yürüdüğünü, savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kişisel eşyalar ve çeyiz eşyalarının iadesine, 100,00 TL ziynet eşyasından kaynaklanan alacak, 100,00 TL mal rejiminden kaynaklanan alacağın erkekten alınarak kadına verilmesine , aylık 1.000,00 TL tedbir -iştirak nafakası, aylık 1.000,00 TL tedbir -yoksulluk nafakası, 100,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
2.Birleşen dosya cevap dilekçesinde kadın vekili özetle; derdestlik itirazının bulunduğunu, ididaların asılsız olduğunu, erkeğin iftira attığını, sunulan mesaj kayıtlarını kabul etmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 1998 yılında evlendikleri, ortak iki çocuklarının olduğu, asıl davanın anlaşmalı boşanma davası olarak açıldığı, davalı tarafça anlaşmalı boşanma davasının kabul edilmemesi ve karşı dava açılması üzerine asıl davada cevaba cevap dilekçesi ve karşı davada cevap dilekçesi ile birlikte davacı-karşı davalı tarafça dayanılan vakıaların ve delillerin bildirildiği, dosya kapsamında dinlenen erkek tanıklarının beyanları, kadının başka erkeklerle telefon görüşmesi yaparak evlilik birliğinin üzerine yüklediği sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin tanık ... 'in görgüye dayalı beyanları ve dosya kapsamındaki diğer delillerle sabit olduğu, Ankara 7. Aile Mahkemesi'nin 2021/775 Esas sayılı dosyasında dinlenen tanık beyanları ile kadının erkeği ortak çocuk ...'le birlikte evden kovduğu, kadının erkeğe yönelik aşağılayıcı ve hakaret içeren sözler söylediği, kadının yatağını ayırdığı, kadının erkeği ailesinin önünde rencide ettiği, kadının eve geç geldiği, kadının erkeğe yönelik ilgisiz olduğu, birleşen dava kapsamına sunulan mesajlaşmalarla ve bu mesajlaşmaları doğrulayan görgüye dayalı beyanda bulunan tanık ...'in görgüye dayalı beyanlarından kadının başka erkeklerle müstehcen yazışmalar, görüntülü görüşmeler ve buluşmalar yaparak evlilik birliğinin üzerine yüklediği sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin sabit olduğu, erkeğin kadına yönelik hakaret içeren sözler söylediği, erkeğin kadının üzerine yürüdüğü, tarafların kadının erkeği ve ortak çocuk ...'i evden kovması nedeniyle ayrı yaşamaya başladıkları, halen ayrı yaşadıkları, biraraya gelmedikleri; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, erkeğin az kusurlu olduğu, taraflar arasında sevginin kalmadığı, her iki tarafın da boşanmak istedikleri, taraflar bakımından evlilik birliğinin yeniden tesisinin olanaksız olduğu ,ortak çocuk ... 'in velâyetinin babanın yanında yaşaması, ortak çocuğun mevcut düzeninin aynen devam etmesinin küçüğün yüksek yararına uygun olduğu, küçüğün babasının yanında yaşamak istediğini beyan etmesi sosyal inceleme raporu, anne ve babanın ortak çocuğun ihtiyaçlarını birlikte karşılaması gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, evlilik birliği içinde sağlanan imkanların devam etmesi gerektiği ve çocuğun yaşam koşulları, kadının ağır kusurlu eylemlerinin erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, saldırının ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet ilkesi, evli kaldıkları süre ile erkeğin mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği , erkeğin eşinin desteğinden yoksun kaldığı, kadının ağır kusurlu olması, düzenli bir işinin ve gelirinin bulunduğu gerekçesi asıl davanın karşı davanın ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ,anne ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakasının kadından alınarak erkeğe verilmesine, 30.000,00 TL maddî tazminat ile 30.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine, kadının ziynet eşyası ve mal rejimi alacağı taleplerinin tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili ve erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, maddî tazminat ve manevî tazminat miktarı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
2.Kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti ,asıl ve birleşen davaların kabulü, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi, maddî ve manevî tazminat talebinin reddi, erkek lehine verilen maddî ve manevî tazminat, velâyet, aleyhe verilen tedbir ve iştirak nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, birleşen dosyada başkaca vakıalara dayanıldığı, karşılıklı davaların kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, hükmedilen tedbir nafakası, iştirak nafakası ve miktarında, ağır kusurlu kadının düzenli bir işinin ve gelirinin bulunduğu, takdir edilen tazminatlar miktarlarında, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, hükmün usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; derdestlik sebebi ile birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği, mesaj kayıtlarının hukuka aykırı yollarla edinildiğini, ileri sürerek, kabul edilen asıl dava ve birleşen dava, tedbir nafakası ve iştirak nafakası ve miktarı, kusur belirlemesi, kabul edilen maddî tazminat, manevî tazminat ve miktarı, karşı davada reddedilen tazminat ve nafaka talepleri bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık karşılıklı açılan boşanma ve fer'îleri davasında evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin asıl ve birleşen davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, velâyet, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası şartlarının bulunup bulunmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.