Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7473 E. 2024/5649 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan kusurun kimde olduğu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamına, toplanan delillere, uygulanması gereken maddi hukuka ve usule uygun olarak davalı erkeğin, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu, davacı kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının da uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/550 E., 2023/933 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/727 E., 2021/924 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların evliliklerinden 2005 ve 2008 doğumlu iki çocuklarının bulunduğunu, taraflar arasındaki evliliğin davalı erkeğin kusurlu eylemleri nedeniyle temelinden sarsıldığını, erkeğin eşi ve çocuklarına karşı aşırı ilgisiz olduğunu, evine bakmadığını, kadına karşı fiziksel şiddet kullandığını, kadınlara ve gece hayatına bağımlı olup gece hayatı için kredi dahi çektiğini, sadakatsiz davranışlarından dolayı HPV virüsü bulaştığını, davalının görüp beğendiği her kadının peşine düşüp tacize varan eylemler sergilediğini, başka bir kadını telefonda taciz ettiğine ilişkin ekran görüntülerinin sunulduğunu, son olarak 2020 mart ayında ortak çocuğun babasının telefonunda başka bir kadından gelen "canım, hayatım" şeklindeki mesajları gördüğünü, kadının bunun üzerine erkeğin telefonuna baktığında aynı kadın ile görüşmelerinin devam ettiğini farkettiğini, evliliğin erkeğin süregelen bu eylemleri sebebiyle çekilmez boyuta geldiğini özetle belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetin anneye bırakılması, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 700,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00'er TL maddî-manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesindeki ithamlarını kabul etmediğini, asılsız olduğunu, evinin kredisini ödediğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin, evlilik birliği içinde gerek tanık beyanı, gerek telefon mesaj kayıtları, gerekse de mesaj çıktıları ile sabit olduğu üzere başka kadınlarla mesajlaşarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, her ne kadar davacı taraf, erkeğin şiddet uyguladığını iddia etmiş ve tanıklarda bu yönde beyanda bulunmuşlar ise de bu olaydan sonra tarafların barışarak ortak hayata devam etmeleri, erkeğe kusur olarak yüklenmeyeceği, bu nedenlerle erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu, ortak çocukların fiilen anne yanında kaldığı, anneden kaynaklanan velâyeti ihmale yönelik bir durumun da mevcut olmadığı, davacı kadının gelir getirici bir işte çalışıyor olması nedeniyle şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için takdir edilen aylık ayrı ayrı 250,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihinden itibaren ayrı ayrı 100,00 er TL arttırılarak aylık 350,00'şer TL ye yükseltilmesine, bu şeklide belirlenen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aynı miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, kadının gelir getirici bir işte çalışıyor olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine ve kadın için takdir ettiği aylık 300,00 TL tedbir nafakasının kaldırılmasına, davacı kadın için 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının kaldırılan tedbir nafakası, reddedilen yoksulluk nafakası ile kadın için hükmedilen maddî-manevî tazminatın yetersiz olduğu gerekçeleriyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, davacı lehine verilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuklar lehine verilen nafakaların yüksek olduğu gerekçeleriyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı ve SGK kayıtlarına göre davacı kadının düzenli bir geliri olmadığı anlaşıldığından lehine verilen tedbir nafakasının kaldırılması yerinde olmadığı, kendisini yoksulluktan kurtaracak derecede geliri bulunduğu ispatlanmayan davacı kadın lehine yoksulluk nafakası verilmemesinin de doğru olmadığı, kusur belirlemesinin doğru olduğu, kadın için hükmedilen tazminat miktarlarının da yetersiz olduğu gerekçesi ile davacı kadının istinaf başvurusunun kadın için hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile tazminatlar yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle dava tarihinden başlamak ve ödenmiş nafaka var ise tekerrür oluşturmamak kaydı ile davacı kadın için aylık 300,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleşmesine kadar devamına, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın için 45.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadın için hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.