Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7475 E. 2024/5651 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur oranları gözetildiğinde, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının düşük olduğu ve hakkaniyet ilkesine uygun daha yüksek bir miktar belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatlar yönünden bozulmasına, diğer konularda ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/327 E., 2023/1221 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/673 E., 2021/390 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle tarafların geçinemediklerini, erkeğin iş kurabilmek için büyük borçlara girdiğini, tarafların senelerce borç ödemek zorunda kaldıklarını, müvekkilinin kazandığı parayı erkeğe sormadan harcayamadığını, kadına hakaret ettiğini, birlikte girdikleri ortamlarda kadını azarlandığını, sadakat yükümlülüklerine uymadığını belirterek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için 450.000,00 TL maddî, 450.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı dava dilekçesine cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, sadakatsiz davranışlar sergilediği, psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, ortak çocuğun uzun zamandır anne yanında yaşadığı, kadının yargılama sırasında işsiz kaldığı gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın için 01.07.2020 tarihinden itibaren 1.250,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuk için dava tarihinden itibaren verilen aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, nafakaların kesinleştiği tarihten itibaren birer yıllık dönemler halinde yıllık ÜFE oranında otomatik olarak arttırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; hükmedilen nafakalar ve maddî-manevî tazminatın yetersiz olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur ve davanın kabulü, maddî-manevî tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamına göre erkeğe kusur olarak verilen sadakatsizlik eyleminin bir kısım ekran görüntüleriyle ispatlanmaya çalışıldığı erkeğin açık kabulünün bulunmadığı bu konuda başkaca ispata yarar yeterli delil bulunmadığı, erkek aleyhine verilen sadakatsizlik eyleminin de kusur belirlemesinden çıkarılması gerektiği, Mahkemenin davalı aleyhine belirlediği diğer kusurlu eylemlerin ispatlandığı ve davalının süresince cevap dilekçesi vermediği dikkate alındığında kadına kusur verilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı, erkeğin yine de tam kusurlu olduğu, davanın kabulünde yanlışlık bulunmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesinde yanlışlık bulunmadığı ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur durumu dikkate alındığında miktarların yetersiz olduğu, davacı kadının düzenli gelir getiren bir mesleği bulunduğu ve boşanmayla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun tazminatların miktarı yönünden, erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadına 70.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; kusur dağılımında sadakatsizliğin kabul edilmemiş olmasının hatalı olduğunu, hükmedilen tazminatların yetersiz olduğunu ve asgari ücret seviyesinde gelir elde etmenin yoksulluk nafakasına hükmedilmesine engel teşkil etmeyeceğini, iştirak nafakasının da yetersiz olduğunu ve istinaf mahkemesince yeni tarife üzerinden vekâlet ücreti belirlenmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, tazminatların miktarı ile vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusurları kabul etmediğini, kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, boşanma ile kadının yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle 06.10.2006 doğumlu ortak çocuğun temyiz inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafda belirtildiği üzere maddî ve manevî tazminatlar yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.