"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1101 E., 2023/1337 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/85 E., 2022/79 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının fizikî şiddet uyguladığını, eşinin ilk evliliğinden olan kızına kötü muamele ettiğini, fizikî şiddet uyguladığını, “...siktir git...” diyerek evden kovduğunu, kazancının büyük kısmını kardeşinin hesabında biriktirdiğini, davacıya ailesi ile görüşmesini yasakladığını, kendi ailesinin sözünü dinlediğini, hakaret ettiğini, sadakatsiz davrandığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, evlilik birliğinin sarsılmasında kusurlu yanın davacı olduğunu, kadının eşi ile ailesinin arasını açtığını, yatağını ayırdığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini belirterek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilerek aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000 TL maddî ve 200.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- karşı davacı erkeğin, asıl davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, ilk evliliğinden olma kızına kötü muamelede bulunduğu ve müşterek konuttan kovduğu, asıl davacıyı aşağıladığı, kardeşi ...'e gizlice maaşını yolladığı; davacı- karşı davalı kadının ise kusurlu davranışlarının ispatlanmadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir ve 850,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tedbir-iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarları yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat takdiri yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan araştırma neticesinde davalı-karşı davacı erkeğin Sosyal Güvenlik Kurumu kaydında yurtdışında çalıştığının anlaşıldığı ve bu durumun tanık beyanı ile de sabit olduğu, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında belirlenen iştirak nafakası miktarının az olduğu, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın az olduğu, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davacı- karşı davalı kadının istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili fıkralarının kaldırılmasına, tahsilde tekerrür olmamak üzere dava tarihinden itibaren davacı-karşı davalı kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir nafakasının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına, tahsilde tekerrür olmamak üzere dava tarihinden itibaren ortak çocuk lehine aylık 700,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına, davacı-karşı davalının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 70.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya ödenmesine, davalı- karşı davacının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar, iştirak ve yoksulluk nafakalarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.