Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7477 E. 2024/4370 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, boşanma ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların delilleri ve iddiaları ile dosya kapsamına göre hükmedilen boşanma, nafaka ve tazminatlarda bir isabetsizlik görülmediği gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/781 E., 2023/979 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 26. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/135 E., 2022/144 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı davalı dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; kadının hırçın ve agresif bir yapıya sahip olduğunu, erkeğe saldırgan tavırlar sergilediğini, hakaretler ettiğini, kadının her gün ailesinin evine gitmek istediğini, bu nedenle ortak konuttaki görev ve sorumluluklarını yerine getiremediğini, kadının ailesinin, tarafların evliliklerine müdahil olduklarını, kadının ailesinin, erkeği tehdit ettiklerini, erkeğin askerde olduğu bir dönemde kadının hamile olduğunu, ancak kadının çocuğun gelişiminin durduğunu söyleyerek çocuğu aldırdığını, kürtaj işleminin erkekten habersiz yaptırdığını, kadının ortak konutu terk ettiğini, erkeğe haber dahi vermediğini, "sen kimsin, bana karışamazsın, ben istediğimi yaparım" tarzında kelimeler sarf ettiğini, boşanmakla tehdit ettiğini, sosyal medya hesaplarını kadının kullandığını, boşanma davası için delil ürettiğini, erkeğin askerden geldikten sonra eşini müşterek haneye getirmek için çabaladığını ancak davalının gelmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davacı cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde soyut beyanların olduğunu, erkeğin, kadına karşı saygı göstermediğini, insan yerine dahi koymadığını, kadına ve ailesine karşı onur kırıcı, aşağılayıcı ve kötü muamelede bulunduğunu, kadını ailesine kaşı korumadığını, kadını ailesi ile zorlamaya çalıştığını, kıyafetlerine karıştığını, tek başına dışarı çıkmasına izin vermediğini, erkeğin ailesinin de kadına hakaret edici kelimeler kullandığını, tehdit ettiğini, bütün parayı ailesine verdiğini, ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, hizmetçi muamelesinin yapıldığını, kadının kürtaj yaptırmadığını, çocuğun anne karnında vefat etmesi üzerine düşük yaptığını daha sonra kalan parçaların alınması için kürtaj olduğunu, bu hususun erkeğin bilgisi dahilinde yapıldığını, pornografik filmler izlediğini kadının erkeğin askerlik yaptığı yere gittiğini ancak kadını oradan kovduğunu, daha sonra kadının eltisinin doğumu olduğu için oraya gittiğini evi terk etmediğini, daha sonra kafasını toplamak için ailesinin yanına geldiğini, ancak erkeğin boşanma davası aç die mesajlar attığını, ailesinin kendi evlerine gelmelerini istemediğini, aşağılayıcı kelimeler kullandığını, ekonomik ve duygusal şiddet uyguladığını, savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine kararın kesinleşmesi halinde nafakanını yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, 50.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ortak hanesinin, erkeğin ailesinin de yaşadığı binada olduğu, kadına gelen misafirlerin erkeğin kendi kök ailesinin ikamet ettiği evde misafir olarak ağırlandığı, tarafların evlilik birliğinin kurulmasından bu yana bir kere dahi olsun kadının misafirlerinin tarafların ortak konutuna gidip oturmuşluklarının olmadığı, tarafların tartışmaları üzerine kök ailelerin bir araya geldiklerinde geçen konuşmada, erkeğin babası tarafından kadına karşı "biz seni niçin aldık, halı yıkamak için aldık" tarzında söylemleri ile kadını oğluna bir eş olarak almadığı temizlikçi muamelesi tarzında söylemde bulunduğu, bu söylemlere destek olacak şekilde tarafların ayrıldıktan sonra bir araya gelmeleri amacıyla aile bireylerinin bir araya getirmelerinde birbirleri ile konuşmalarında erkeğin "biz ailemle birlikte yeyip içip beraber yaşayacağız kabul ederseniz bu şekilde kabul etmezseniz boşanırız" tarzında sözler söylediği, kadının ailesi ile görüşmemesini istediğini söyleyerek kadını zor durumda bıraktığı, ailesine karşı kadını savunmadığı, kadının kendi kök ailesi ile görüşmesini yasakladığı, erkeğin sosyal medya hesabı üzerinden "bekarlık sultanlıktır" tarzında paylaşım yaptığı, tanıkların bu paylaşımı gördüğü, erkeğin bu paylaşımı ile evlilik birliğine yakışmayacak şekilde davrandığı, kadının düşük olayından sonra kürtaj olduğu, erkeğin kadının Çorum iline gitmesinden haberinin olduğu, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında bir kusurunun olmadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının geçimi için sabit bir işi ya da sahip olduğu bir meslek ya da sanat icrası bulunmadığı, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği; aynı gerekçelerle boşanma nedeniyle evlilikten beklenen menfaatlerinin zarara uğramış olması ve boşanmada erkeğin tam kusurlu olması, boşanmayı gerektiren olaylarda erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklı hareketleri ile kadınının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 nci maddesi uyarınca boşanmalarına, aylık 1250,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakasının yoksullun nafakası olarak devamına, 30.000,00 TL maddî tazminat ile 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kabul edilen karşı dava, reddine karar verilen asıl dava ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, erkeğin davasının reddine karar verilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, maddî tazminat takdir edilmesinde, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarında, manevî tazminat takdir edilmesinde, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarında, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; kusur belirlemesi, kabul edilen karşı dava, reddine karar verilen asıl dava ve manevî tazminat talebi bakımından kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.