"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1096 E., 2023/1369 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 2. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/422 E., 2021/347 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dilekçeler aşamasında sunduğu dilekçelerinde özetle; erkeğin fiziksel, psikolojik ve sözel şiddet uyguladığını, bir kaç kez dini yönden boşadığını, davalının evlilik öncesine ilişkin arkadaşlıklara farklı anlamlar yüklediğini, çocuklarının yanında müvekkiline, çocuklara, müvekkilin ailesine de hakaretlerde bulunduğunu, davalının aylık geliri iyi olmasına rağmen evin giderlerinin büyük kısmının müvekkili tarafından karşılandığını, ortak çocuğun hastalığından müvekkilini sorumlu tuttuğunu belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 inci ve 166 ncı maddeleri gereğince boşanmalarına, velâyetin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası ile yasal faiziyle birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek dilekçeler aşamasında sunduğu dilekçelerinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacının evlenmeden önce beş kişiyle cinsel ilişkide bulunduğunu müvekkiline itiraf ettiğini, bu konuda müvekkiline yalan söylediğini, davacının basit bir konudan tartışma çıkarıp müvekkilini şikayet ettiğini, asabi tavırlarının olduğu, davacının engelli çocukla hiçbir ilgisinin ve alakasının olmadığını, davacının parasını ailesine verdiğini ve lüks harcamalar yaptığını, tüm masrafları müvekkilinin karşıladığını, müvekkiline yönelik fiziksel ve sözel şiddet içeren davranışlar sergilediğini belirterek davanın reddini savunmuş aksi halde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin davacı kadının annesi, babası ve kardeşleri ile görüşmesine engel olması nedeniyle kusurlu olduğu, karşılıklı şiddet eylemlerinin ise affedildiği ve hükme esas alınmayacağı, davacı kadına ise atfedilecek bir kusurun bulunmadığı gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, sosyal inceleme raporu dikkate alınarak velâyetinin anneye bırakılmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının emekli olması ve boşanma neticesinde yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmakla tedbir ve yoksulluk nafakası isteminin, kişilik haklarına saldırı bulunmadığından manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına koşulları oluştuğundan 25.000,00 TL maddî tazminata, davalı erkeğin velâyet, iştirak nafakası, maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ve davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkek hakkında sağlık kurulu raporu alınması talebinin haksız şekilde reddedildiğini, delil olarak sundukları CD'de erkeğin eylemlerin süreklilik arzettiğinin açık olduğunu belirterek kusur belirlemesi, çocuk için hükmedilen nafaka miktarı, kadının reddedilen nafaka ve manevî tazminat talebi ile maddî tazminatın miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek (asıl) istinaf dilekçesinde özetle; boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, velâyet, çocuk için hükmedilen nafaka ve kadın için hükmedilen maddî tazminat ile kendi reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sayılı kararıyla; tarafların arasında uzun süredir sorunlar olduğu, son olarak 2019 yılında fiilen ayrıldıkları, tarafların evlilikleri sürecinde davalı erkeğin, eşinin hastalığı ile ve ortak çocukların bakımı ile yeterince ilgilenmeyerek birlik görevlerini yerine getirmekte ihmal gösterdiği, eşinin aile bireyleri ile görüşmediği, eşinin aile bireyleri ile görüşmesine de engel olduğu, eşine yönelik olarak süreklilik arz edecek şekilde birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, ortak çocuğun hastalığı ile ilgili olarak eşini ve eşinin ailesini suçlayarak psikolojik şiddet içeren davranışlar sergilediği, tarafların evliliklerinin üzerinden 20 yılı aşkın süre geçmesine rağmen eşinin evlenmeden önceki ilişkilerini sorguladığı, bu konuda eşinin iffetine yönelik olumsuz söz ve davranışlarda bulunduğu, dini nikah konusunda geçersiz olduğu, yeniden kıyması halinde küfre gireceği şeklinde söylemlerde bulunduğu, ayrıca ekonomik şiddet içeren davranışlar sergilediği, davacı kadının ise fiziksel ve sözel şiddet içeren davranışlar sergilediği, bu durumda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince davacının, pek fena muamele hukuksal sebebine dayalı boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru değil ise de, bu yöne ilişkin bir istinaf başvurusu olmadığından bu yönden değerlendirme yapılmayıp, yanlışlığa işaret edilmekle yetinildiği gerekçesiyle tarafların kusura yönelik istinaf başvurularının kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, kadın yararına manevî tazminat ve tedbir nafakası koşularının oluştuğu, ayrıca kadının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından kesin hüküm oluşturacak şekilde ret hükmü kurulmasının da doğru olmadığı gerekçesiyle kadının tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen manevî tazminat ile maddî tazminatın miktarı ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren faizi ile 125.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, tarafların sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkek hakkında sağlık kurulu raporu alınması gerektiğini, pek fena muamele nedeniyle boşanma talepleri hakkında karar verilmemesinin de yerinde olmadığını belirterek kusur belirlemesi, tazminat ve kadın için hükmedilen tedbir nafakasının miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebeplerini tekrarla, davanın kabulü, kusur tespiti, velâyet, tazminatlar ve nafakalar ile kendi reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tazminatlar ve nafakalar ile kadının pek fena muamele hukuki nedenine dayalı davası hakkında istinaf talebi bulunmadığından temyiz talebinin incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle istinaf edilmeyen yönün temyizen incelenemeyeceğinin tabi bulunmasına göre davalı erkeğin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın için hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı erkeğin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin Hakan'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Yasemin'e iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.