"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/719 E., 2023/1169 K.
DAVA TARİHİ : 09.03.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kastamonu Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/203 E., 2023/34 K.
Taraflar arasındaki tanımanın reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılardan İsfendiyar öncesinde evli olduklarını, tarafların 2001 yılında boşandıklarını ve mahkeme kararının kesinleştiğini, tarafların bu evlilikten dünyaya gelen erkek çocukları olan ...'ın 1994 yılında şehit olduğunu, davalı ...'ın müvekkil davacıdan boşandıktan sonra dava dışı ... ile birlikte yaşamakta olduğunu, diğer davalı ...'ın ise ...'nin oğlu olduğunu, davalı ... ise ...'nin oğlu olan ....yı sanki kendi çocuğu gibi nüfusa kaydettirdiklerini, aslında bu çocuğun .... ve ....'ın çocuğu olmayıp, babası farklı bir kişi olduğunu, ancak davalı ...'ın diğer davalı ...'yı kendi çocuğu gibi yazdırdığını, şehit olan ...'in şehitliği sebebiyle yakın akrabaların kamu kurumunda işe alınma gibi önceliklerden faydalanmasını sağlama amacı gütmüş olduğunu, müvekkil davacının ise şehit çocukları ...'in hem manevî şahsına hakaret niteliğinde olan bu olayı kabul edemediğini, hem de şehit yakınlarına tanınan hakları davalıların kötü niyetli olarak kullanmasını önlemek amacıyla, gerçeğe aykırı olarak oluşturulan nüfus kayıtlarının iptali gerektiğini iddia ederek nüfus kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ve ihbar olunan Hikmete, Bölge Adliye Mahkemesi'nin 14.02.2022 tarihli ikinci gönderme kararından sonra ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde; davacının taraf ehliyeti olmadığını, hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının hukuki yararının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.03.2019 tarih ve 2019/151 Esas, 2019/179 Karar sayılı kararı ile hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu, davanın tanımanın iptali davası olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(4721 sayılı Kanun) 300 üncü maddesinde düzenlenen dava hakkının her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşeceği, bu süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabileceği, dava dilekçesinde davacı tarafından tanımanın öğrenilme tarihine ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı, tanımanın üzerinden 5 yıldan fazla süre geçtiği, davanın hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tüm yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 10.09.2020 tarih ve 2019/1899 Esas, 2020/1361Karar sayılı kararı ile dava dilekçesinin davalılara tebliği sağlanmadan, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan, ön inceleme duruşması yapılmadan doğrudan karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 11.08.2021 tarih ve 2020/612 Esas, 2021/547 Karar sayılı kararı ile davanın tanımanın iptali değil, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olduğu, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasının genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanında olduğu, görevin kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re'sen değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tüm yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2022 tarih ve 2011/1561 Esas, 2022/290 Karar sayılı kararı ile kaldırma kararının gereği yerine getirilmeksizin karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kesin nitelikte olduğu, bu kararın gereğinin yerine getirilmesi zorunlu olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın tanımanın iptali davası olduğu, davalı ...'ın diğer davalı ...'yı 08.06.2007 tarihinde tanıdığı ve tanımanın bu tarihte nüfus kaydına işlendiği, dava dilekçesinde ilgili davacı tarafından tanımanın öğrenilme tarihine ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı, ancak öğrenme tarihi tespit edilse bile her halde tanıma tarihinden itibaren 4721 sayılı Kanun'un 300 üncü maddesinde düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, tanımanın iptali davasının hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğunu, hak düşürücü süre öngörülmediğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesini tekrar etmiş, ayrıca müvekkilinin tanıma işleminin ne zaman yapıldığını bilme olasılığı olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tanımanın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 297 nci, 298 inci, 299 uncu, 300 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.