Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7502 E. 2024/3219 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evliliğin iptali davasında, davalı eşin evlilik akdi sırasında iyi niyetli olup olmadığı ve davacı mirasçıların dava hakkı bulunup bulunmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Evliliğin davalı eşin ölümüyle sona ermesi nedeniyle evliliğin iptaline değil, butlanına karar verilmesi gerektiği ve davalı eşin evlilik akdi sırasında iyi niyetli olmadığının ispatlanamaması gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/157 E., 2023/1445 K.

KARAR : Başvurun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/1023 E., 2020/907 K.

Taraflar arasındaki evliliğin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile evliliğin iptaline, müteveffa ...'nin iyi niyetli olmadığı yönündeki talebin reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisi ...'nin, davalıların murisi ... ile 27.02.2006 tarihinde evlenmiş olduğunu, ancak evlilik akdi öncesinde ve sırasında ...'nin akıl sağlığının yerinde olmadığını ve evliliğin mutlak butlan ile batıl olduğunu, 2005 tarihinde buna ilişkin tanının konduğunu, ...'nin önceki eşinin 27.02.2006 tarihinde vefat ettiğini, bu vefat nedeni ile hastalığının arttığını, vefatın üzerinden 3 ay geçmeden habersiz bir şekilde kendisinden 21 yaş küçük olan ... ile evlilik gerçekleştiğini, evlilik sonrasında ...'nin bakımsız bırakıldığının tanıdıkları vasıtasıyla davacılara iletildiğini, bunun üzerine davacıların murisin yanına gittiklerinde murisin bakımsız, susuz ve besinsiz olarak tutulduğunu gördüklerini, murisi hemen hastaneye yatırdıklarını, bu arada savcılığa başvurarak evliliğin iptalini talep ettiklerini, savcılık tarafından sulh hukuk mahkemesine talebin iletildiğini, Yalova Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/312 Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda murisin fiil ehliyetine sahip olmadığının ve vesayet altına alınmasının uygun olduğunun bildirildiğini, bunun üzerine murisin vesayet altına alındığını, davacıların evliliğin iptaline yönelik talebini tekrarlayarak savcılığa yeniden başvurduğunu, davaname ile evliliğin iptali yönünden dava açıldığını, bu dosyada alınan Adli Tıp Kurumu raporunda murisin evlilik tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığı, akli arızaya musab olduğu, akli arızanın evlenmeye engel teşkil edecek mahiyette olduğunun bildirildiğini, ancak yargılama sırasında her iki tarafın da vefat etmesi ile karar ittihazına yer olmadığına karar verildiğini, eşini yeni kaybeden ve akıl zayıflığı bulunan murisin bu durumundan faydalanarak acele ile haber vermeden evlilik akdi gerçekleştiren ...'nin iyi niyeli olmadığını, evlilik sonrasında da murisin bakımını yapmadığını, aralarında 21 yaş fark olduğunu, murisin ekonomik durumundan faydalanmak amacıyla evliliğin gerçekleştirildiğini, savcı tarafından açılan davada tarafların evlilik akdinin istenmesi üzerine istenen evlilik akdinin diğer 150'ye yakın evlilik akdi ile birlikte Yalova Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/69 Esas sayılı dosyasında olduğu bilgisinin verildiğini, bu dosyada nikah memuru ve sağlık raporu düzenleyen doktorun sanık olduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 145 inci maddesi gereği müteveffa ...'nin müteveffa ... ile gerçekleştirdiği mutlak butlan ile batıl olan evlilik akdinin iptaline, 4721 sayılı Kanun'un 159 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereği müteveffa ...'nin evlenme akdi sırasında iyi niyetli olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; 2010 tarihinde evliliğin iptali talepli dava açıldığını ve kararın verildiğini ancak henüz kesinleşmediğini, bu nedenle eldeki davanın derdest olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 159 uncu maddesine göre evliliğin butlanının ileri sürme hakkının mirasçılara geçmeyeceğini, davacıların dava ehliyeti bulunmadığından sıfat yokluğundan ret kararı verilmesi gerektiğini, davacıların davayı açmakta hukuki yarının bulunmadığını, davacıların murisi ...'nin evlilik akdi sırasında sürekli şekilde ayırt etme gücünden yoksun olmadığını, geçici yoksunluk halinin ise nispi butlan sebebi olduğunu, 2007 yılında alınan sağlık raporunda vesayet altına alınması gerekmediğinin ve evlenmesine mani bir akıl hastalığının olmadığının belirtildiğini, ...'nin evlilikten yaklaşık bir sene sonra hastalandığını ve ölümüne kadar ... tarafından sakımının yapıldığını, davacıların ...'nin davacıların murisine bakmadığı ve ekonomik amaçla evlilik yaptığı iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile müteveffa ... hakkında alınan 09.04.2019 tarihli Adli Tıp Raporunda; 30.04.2008 tarihinde yapılan muayenesinde fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak ve evlenmesine engel olacak mahiyet ve derecede olan (Demansiyel Sendrom) denilen bunama hali saptandığı, evlenme tarihinden yaklaşık 6 ay önce Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 09.11.2005 tarihli psikiyatr muayenesinde hafif düzeyde demansiyel ve depsresif belirtiler saptandığı; yine Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince 08.01.2007 - 17.01.2007 tarihli yatışında tromboembolik serebrovasküler olay (oksipital enfark), demans ve KBY tanıları konulduğu, tüm bunların değerlendirilmesi ile murisin kendisinde tespit edilen (demans) denilen ve fiil ehliyeti ortadan kaldıracak ve evlenenmesine engel olacak mahiyet ve derecedeki bu bunama halinin klinik, fizyopatolojik ve ilerleyici özellikleri tüm olarak değerlendirildiğinde evlenme tarihinde bu akli arızaya musab olduğu tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre ...'nin evlenme tarihi olan 25.05.2006 tarihinde fiil ehliyetine haiz olmayıp musab olduğu akli arızanın evlenmeye engel teşkil edecek mahiyet ve derecede olduğu kanısına varıldığı; müteveffa ...'nin evlenme akdi sırasında iyi niyetli olmadığı iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile müteveffa ... ile müteveffa ... arasında 25.05.2006 tarihinde gerçekleşen evliliğin mutlak butlan sebebi ile iptaline, müteveffa ...'nin evlenme akdi sırasında iyi niyetli olmadığının tespiti talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müteveffa ...'nin iyi niyetli olup olmadığının tartışılıp değerlendirilmediğini, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile iyi niyetli olmadığının ve müteveffa ...'nin mevcut durumunu bilerek ve bu durumundan yararlanmak amacıyla evlendiğinin ispatlandığını belirterek müteveffa ...'nin iyi niyetli olmadığına yönelik tespit talebinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; evliliğin butlanını dava etme hakkının mirasçılara geçmeyeceğini, ancak açılmış olan davayı sürdürebileceklerini, bu nedenle sıfat yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, evlilik akdi sırasında müteveffa ...'nin sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olmadığını, 2005 tarihli rapor ile depresyona ilişkin ilaçlar kullandığını, evlilik tarihinden bir sene sonra rahatsızlığın başladığını ve müteveffa ...'nin bu hastalık ile ilgilendiğini, 2007 tarihinde alınan heyet raporunda evliliğe mani akıl hastalığının bulunmadığının bildirildiğini belirterek davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 15.12.2010 tarihli rapor, Adli Tıp Üst Kurumu tarafından düzenlenen 09.04.2019 tarihli rapor, dosyadaki diğer deliller ve tüm dosya kapsamından, ölen ...'nin evlenme tarihi olan 25.05.2006 tarihinde evlenmeye engel olacak şekilde fiil ehliyetine haiz olmadığı, akli arızasının evlenmeye engel olacak mahiyette olduğu, taraflar arasındaki evliliğin mutlak butlanla iptaline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 146 ncı ve 147 nci maddelerinde geçen "ilgili" sıfatı ile davacıların dava hakkına sahip olduğu, murisin evlendiği tarihteki ileri yaşı, taraflar arasındaki yaş farkı, dinlenen tanık beyanları ve dosyadaki tüm delillerden davalıların murisi ...'nin, muris ...'nin butlan sebebini bilmediğinin veya bunun için gerekli özeni gösterdiğinin anlaşılamadığı, davalıların murisinin evlendiği tarihte murisin sağlık durumunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle de evlilik akdi sırasında davalıların murisi ...'nin iyi niyetli olduğunun kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile davalıların istinaf talebinin reddine, davacıların istinaf talebinin kabulü ile kararın ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, davalıların murisi müteveffa ...'nin iyi niyetli olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; müteveffa ...'nin evlilik tarihinde sürekli şekilde ayırt etme gücünden yoksun olmadığını, 2007 tarihinde alınan rapor ile evlenmeye mani bir hastalığın bulunmadığının tespit edildiğini, bu durumda müteveffa ...'nin iyi niyetli olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü kararının dosya kapsamına uygun olup olmadığı ve müteveffa ...'nin evlilik akdi sırasında iyi niyetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 145 inci ve 146 ncı maddeleri, 159 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.... ve ... arasındaki evlilik sözleşmesi, ölüm ile sona erdiğinden; evlilik sözleşmesinin kurulduğu anda muris Ali Rıza'nın sürekli sebeple ayırt etme gücünden yoksun olduğu anlaşılmakla, butlan kararının hüküm altına alınması ile yetinilmesi gerekirken (TMK m. 147/1) evliliğin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

2.Davacılar vekili, muris ...'nin ... ile yaptığı evlilik akdi sırasında akıl sağlığının yerinde olmadığı iddiasında bulunarak evliliğin mutlak butlan ile iptali ve davalıların murisi ...'in evlilik akdi sırasında iyi niyetli olmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açmışlardır. İlk Derece Mahkemesince, evliliğin mutlak butlan ile iptaline, muris ...'in iyi niyetli olmadığının tespiti talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların istinaf yoluna başvuruları üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, murisler arasındaki evlilik akdinin mutlak butlan ile iptaline ilişkin kararın doğru olduğu ancak davalıların murisi ...'nin dosyadaki delillere göre iyi niyetli olmadığının kabulü gerektiği belirtilerek davalıların istinaf talebinin esastan reddine, davacıların istinaf talebinin kabulü ile kararın ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine ...'nin evlilik akdi sırasında iyi niyetli olmadığının tespitine karar verilmiş ise de dosyada dinlenen tanık beyanları ...'nin evlilik akdi sırasında iyi niyetli olmadığını ispatlamaya yeterli değildir. Şöyle ki; dava, eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması nedenine dayalı olarak (TMK m. 147/1-2. bent) olarak mutlak butlanın karar altına alınması (TMK m. 147/1) ve diğer eşin iyi niyetli olmadığının tespiti istemine yöneliktir. Eşlerden ...'nin evlenme sırasında sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olduğu belirlenmiş olduğundan yukarıda 1. bentte belirtilmiş olduğu gibi mutlak butlanın karar altına alınmasına yönelik birinci istem kanıtlanmıştır. Davacıların ikinci istemi sağ kalan eşin (davacıların murisinden sora ölen davalıların murisi ...'in) mutlak butlanla sakat olan evlenme sırasında iyi niyetli olup olmadığının belirlenmesine yöneliktir. Eğer, mutlak butlanla sakat bir evlilikte sağ kalan eşin kötü niyetli olduğu belirlenirse, sağ kalan eş ölen eşin mirasçısı olamayacak, varsa lehine yapılan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları kaybedecektir (TMK m. 159). Sağ kalan eşin evlilik sözleşmesinin kurulduğu anda iyi niyetli olduğu belirlenirse mirasçılık ve ölüme bağlı tasarruflarla ilgili kendisine tanınan tüm hakları korunacaktır. Burada, evlenme sırasında (evlilik sözleşmesinin kurulduğu anda) iyi niyetin varlığı yeterlidir. Evlilik sözleşmesinin gerçekleşmesinden sonra iyi niyetin devam edip etmediği sonuca etkili değildir. Diğer yandan "Kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz" (TMK m. 3). Bu durumda, eşlerden birinin ölümünden sonra butlan davası açılmışsa, sağ kalan eşin evlilik sözleşmesinin kurulması anında iyi niyetli olmadığı hususu mutlak butlan davasını açan ilgililer tarafından kanıtlanmalıdır (YHGK. 02.11.2011 E. 2011/1-695-2011/673). Diğer anlatımla sağ kalan eşin iyi niyetli olması asıldır. Aksini iddia eden iddiasını (sağ kalan eşin kötü niyetli olduğu iddiasını) kanıtlamakla yükümlüdür. Somut olayda; davayı açan ilgililerin murisi ...'den sonra ölen ...'nin evlilik sözleşmesinin kurulduğu anda kötü niyetli olduğu kanıtlanamamıştır. Evlilik sözleşmesinin kurulmasından sonra ve evlilik sürecinde gerçekleşen olaylara ilişkin beyanlar ise ancak boşanma davasına konu olabileceğinden, kadının evlilik sözleşmesi kurulurken iyi niyetli olup olmadığı yönünde bir hüküm ifade etmez. Davalıların murisi ...'in, dosyada iyi niyetli olmadığının tespitini sağlayacak başka bir delil de bulunmamaktadır. O halde davalıların murisi ...'nin, evlilik sözleşmesi sırasında iyi niyetli olmadığının tespiti isteminin reddine karar verilmesi gerekirken bu talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının (2) ve (3) numaralı paragraflarda açıklanan yönlerden BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.