"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/590 E., 2023/1234 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Lüleburgaz Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/12 E., 2022/44 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadın vekili tarafından açılan davanın kabulüne, davalı-davacı erkek vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı - davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacı müvekkiline karşı hakaretlerde, küfürlerde bulunarak müvekkiline psikolojik baskı yaptığını, davalı alkol aldığı zamanlarda müvekkiline karşı kötü muamelede bulunduğunu ve ona şiddet uyguladığını, aynı zamanda müvekkilinin ailesine karşı da sürekli kötü sözler sarf ettiğini, onları küçük gördüğünü, çocuğun bakımı için hiçbir maddî katkıda bulunmadığını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına davacı lehine 25.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, düğün takıları alacağı için şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.500,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ortak çocuk ...'nın velâyetinin dava sırasında tedbiren ve dava sonrasında davacı anneye verilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı dava sırasında tedbiren ve sonrasında iştirak nafakasına dönüştürülmek üzere ortak çocuk için şimdilik aylık 750,00 TL nafakaya hükmedilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava sırasında tedbiren ve sonrasında yoksulluk nafakasına dönüştürülmek üzere davacı anne için şimdilik aylık 750,00 TL nafakaya hükmedilmesine, müşterek konut olan evin kullanım hakkının dava sonuna kadar davacı ve ortak çocuğa tahsis edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; hayatı zehir eden taraf davacının kendisi olduğunu, davacı tarafından müvekkilinin alkolik bir bireymiş gibi nitelendirildiğini, müvekkili sürekli eşi ile birlikte yemeklere ve gezmeye gittiğini, eşiyle birlikte alkol aldığını, karşı davalı kadının sinirli ve agresif tavırlarının yanında müvekkilini yatak odasına dahi almayarak müvekkiline karşı duygusal ve cinsel şiddet uyguladığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına davacı- karşı davalı tarafından davalıya 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların aralarında tartışmaların yaşandığı, bu tartışmaların ...'un alkol tüketiminden kaynaklandığı, ...'un ...' fiziksel şiddet uyguladığı, sosyal içiciliğin ötesinde alkol tükettiği bu eylemleriyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olduğu, ...'un eşi ...'e karşı fiziksel, duygusal ve karma şiddet uyguladığı, davalı- karşı davacının iddialarını ispat edemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu olayların yaşanmasında davalı- karşı davacının kusurlu, davacı- karşı davalının ise kusursuz olduğu davacı-davalı kadın vekili tarafından açılan asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin davacı- karşı davalı anneye verilmesine, davalı- karşı davacı baba ile kişisel ilişki tesisine, 500,00 TL tedbir-iştirak,kadın lehine 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, davacı- karşı davalının yoksulluk nafakası isteminin reddine, davacı- karşı davalının maddî tazminat isteminin reddine, davacı- karşı davalının manevî tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı- karşı davacıdan alınarak, davacı- karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına itirazları bulunmadığını, davacı- karşı davalının sürekli agresif davrandığını, davalıya fiziki olarak saldırdığını,davalıyı yatak odasına almadığını, davalının maddî ve manevî tazminat talebinin kabulü gerektiğini, davacının iddialarını ispat edemediğini, tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesinin hatalı olduğunu kararı; kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen manevî tazminat, davalının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi kararları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, davalının eşine hakaret ve küfür ettiğini, alkol aldığını, kötü muamelede bulunduğunu, sözlü ve fiziki şiddet uyguladığını, davacının ailesine hakaret ettiğini, küçük gördüğünü, 16.08.2020 tarihinde sabaha karşı 5'de eve alkollü gelip, davacıya şiddet uyguladığını, verilen koruma kararına rağmen evin kilidini değiştirdiğini, davacıyı tehdit ettiğini, pavyona gittiğini, sadakatsiz davrandığını, hükmedilen manevî tazminatın çok düşük olduğunu, maddî tazminat talebinin reddi kararının hatalı olduğunu, davacı lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması yanlış olduğu gibi, ortak çocuk lehine hükmedilen nafaka miktarının da düşük olduğunu belirterek kararı; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davacı- karşı davalı lehine hükmedilen manevî tazminatın miktarı, davacı- karşı davalı lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması, yoksulluk nafakası ve maddî tazminat talebinin reddi kararları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ilk derece mahkemesi kararında belirtildiği üzere tarafların aralarında tartışmaların yaşandığı, bu tartışmaların davalı- karşı davacının alkol tüketiminden kaynaklandığı, davalı- karşı davacının, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, sosyal içiciliğin ötesinde alkol tükettiği, duygusal ve karma şiddet uyguladığı, çocuğun hastalığı sırasında ilgilenmediği,kapının kilidini değiştirdiği, eşine küçük düşürücü sözler söylediği, eşine ilgi göstermediği, davacı- karşı davalının ise tartışma sırasında "Allah belanı versin senden nefret ediyorum" dediği davacı- karşı davalı kadının hafif, davalı- karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine karar vermek gerektiği, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarının az olduğu, aylık 750 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesinde, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak devamına karar vermek gerektiği, davacı- karşı davalının çalıştığı ve düzenli geliri bulunduğu anlaşılmakla, tedbir nafakasının kaldırılması ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinde de usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, maddî tazminat talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, 25.000,00 TL maddî tazminatın davalı- karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine karar vermek gerektiği, manevî tazminatın miktarının az olduğu,davacı- karşı davalı lehine 40.000,00 TL manevî tazminata karar vermek gerektiği, erkeğin ağır kusurlu kabul edildiğinden maddî ve maevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma kararına itirazları bulunmadığını, davacı- karşı davalının sürekli agresif davrandığını, davalının maddî ve manevî tazminat talebinin kabulü gerektiğini, davacının iddialarını ispat edemediğini, tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesinin hatalı olduğunu kararı; kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, davalının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi kararları yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocuk lehine hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğunu belirterek kararı; ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile vekâlet ücreti yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174üncü maddesi, 175inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.