Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7621 E. 2024/5881 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, velayet, maddi ve manevi tazminat ile nafaka miktarlarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1591 E., 2023/175 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kahramanmaraş 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/84 E., 2021/113 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadın vekili tarafından açılan davanın kabulüne,davalı-davacı erkek vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı - davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2010 yılında evlendiklerini, her iki tarafın da daha önceden evlilik yaptıklarını, tarafların evledikten sonra davalının kardeşinin evinin alt katına yerleştiklerini, davalı şehir dışına çıktığında müvekkilini zorla kayınvalidesinin yanına gönderdiğini, davalının Antalya'ya gittiğini ve müvekkilini götürmediğini, davalının telefonda müvekkiline küfür ve hakaretler ettiğini, müvekkilinin hamilelik sürecinde tarlada çalıştırıldığını, kayın pederinden ve eşinden dayak yediğini, müvekkilinin bir daha doğum yapmaması için zorla tüplerinin bağlatıldığını, müvekkilinin sürekli dayak yediğini, gördüğü şiddet nedeni ile evden kaçtığını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı-davalıya verilerek çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 750,00'şer TL tedbir/iştirak nafakasına, davacı-davalı lehine 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 750,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

1-Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın ailesinin "pis köylüler" diyerek müvekkilinin ailesini dışladığını, şiddet iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin eşini ve çocuklarını kimseye muhtaç etmediğini, her türlü ihtiyaç ve bakımı için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, evde bulunan 9.000,00 TL parayı alarak müşterek konutu terk ettiğini, müvekkiline kendisine daire alması şartı ile döneceğini söylediğini, davacının kusurlu olduğunu, bu nedenlerle boşanma davası açmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenlerle açılan davanın reddine, mahkeme aksi kanaate ise ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini ve ortak çocuklar için 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.

2-Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; 2019/82 Esas 2019/84 Karar sayılı dosyasında kadının ortak çocukları da alarak müşterek evi terk ettiğini, çocukların annesinin yanında şiddet gördüğünü, bir süre önce çocukları kendi yanına aldığını, çocukları okula kaydettireceğini belirterek ortak çocukların velâyetlerini tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı ...'in evlilik birliği içerisinde dönem dönem Antalya'ya çalışmaya gittiği, bu süreçte ...'yi kendi ailesi ile yaşamaya zorladığı, ...'nin tek başına dışarı çıkmasına izin vermediği, ...'yi kendi ailesi ile görüştürmek istemediği, eşini bir süre kendi erkek kardeşi ile yaşamak zorunda bıraktığı, ...'ye başkalarının yanında "senden avrat olmaz, sen hizmet etmesini bilmiyorsun" ve "senin yaptığın yemek yenmez" şeklinde aşağılayıcı ve küçük düşürücü sözler söylediği, ortak çocukların ve evin ihtiyaçlarını düzenli olarak karşılamadığı, ortak çocuk doğduğunda davacının fikrini almadan ortak çocuğa eski eşinin ismini verdiği, ...'ye şiddet uyguladığı, bu şiddet olaylarından dolayı ...'nin gözünde ve alnında morluklar olduğu, davalının eşine sahip çıkmadığı, evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediği bu olayların yaşanmasında davalı- karşı davacının kusurlu, davacı- karşı davalının ise kusursuz olduğu davacı-davalı kadın vekili tarafından açılan asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,ortak çocukların velâyetinin davacı-davalı anneye verilerek davalı-davacı baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 300,00'er TL tedbir/iştirak nafakasına, davacı-davalı lehine 10.000,00 TL maddî, 15.000,00 TLmanevî tazminata, davacı-davalı lehine 400,00 TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesiyle 250,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davacı-davalının davasının reddine,kendi davasının kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının sürekli şiddet gördüğünü belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162. maddesi gereğince davalarının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir/iştirak-yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminatların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,

1-Davacı-davalının TMK'nın 162. maddesi uyarınca davalarının kabulüne karar verilmesine ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; davalı-davacı erkeğin, davacı kadına şiddet uyguladığı, hatta kadının evi terk ettiği 17.08.2018 tarihinde de kadına şiddet uyguladığı ve K.Maraş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/701 E. 2019/199.K ve 14.02.2019 tarihli kararı uyarınca eşini kasten yaralama suçundan 2.240,00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, HAGB'na karar verildiği, kararın da 20.03.2019 tarihinde kesinleştiği, kadına uygulanan şiddetin sürekli olduğunun tanık beyanları uyarınca da ispat edilmesine rağmen, davacı-davalı kadının 4721Sayılı Kanun 162. maddesi uyarınca, açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken kadının davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının,4721Sayılı Kanun 162. maddesi uyarınca onur kırıcı davranış, pek kötü muamele nedenine dayalı açmış olduğu olduğu davasının kabulü ile tarafların, 4721 sayılı Kanun 162. maddesi gereğince de boşanmalarına karar verilmesinin gerektiği,

2-Davalı-davacının kusur, tarafların TMK'nın 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına ve velâyet hususundaki istinaf itirazlarının incelenmesinde;

Davalı-davacının ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, tam kusurlu olduğu, davacı-davalının ise ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, çocukların, üstün yararı gereğince velâyetlerinin anneye verilmesine ilişkin kararın da doğru olduğu anlaşıldığından, davalı-davacının istinaf itirazının reddine karar verilmesi gerektiği,

3-Tarafların tedbir/iştirak-yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde;

Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, müşterek yaşı küçük çocukların ihtiyaçlarına göre; kadın lehine, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu, müşterek çocuklar lehine aylık 750,00 TL iştirak nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya verilmesine, yine davacı-davalı kadın lehine ve ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının makul olması nedeni ile tarafların tedbir nafakasına ilişkin istinaf itirazlarının reddine, ayrıca, davacı-davalı kadının çalıştığı, 2022/12. ay itibari ile maaşının 12.700,00 TL olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmakla, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin istinaf itirazlarının reddine, davalı-davacı erkeğin, yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile davacı-davalı kadının yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin reddine karar verilmesinin gerektiği,

4-Tarafların maddî-manevî tazminat hususundaki istinaf itirazlarının incelenmesinde;

Davalı-davacı erkeğin, yapılan SED araştırması ve alınan SİR' da alınan beyanı uyarınca asgari ücretle çalıştığı, inşaat ustası olduğu, UYAP tan yapılan sorgulamada, kendisine ait 3 katlı evini, kadının evi terk ettiği 17.08.2018 tarihinden bir gün sonra, 18.08.2018 tarihinde, boşanma davası açılmadan hemen önce 21.10.2022 tarihli, SİR daki beyanı uyarınca da kardeşine devrettiği, hatta halen bu evin bir katında kendisinin çocukları ile birlikte yaşadığının anlaşıldığı, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, 100.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı-davacıdan, alınarak davacı- davalıya verilmesine, davalı-davacı erkeğin ise boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olması nedeni ile kadın lehihe hükmedilen maddî-manevî tazminatların kaldırılmasına ilişkin istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma kararına itirazları bulunmadığını, davacı- karşı davalının sürekli agresif davrandığını, kararı; kusur tespiti, davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, velâyet yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; manevî tazminatın miktarı,yoksulluk nafakasının reddi, vekâlet ücreti yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar, velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174üncü maddesi, 175inci maddesi. 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.