Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7625 E. 2024/5883 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin özel boşanma nedenine dayalı talebinin kabul edilip edilmeyeceği, kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının erkeği hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığına dair kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ve kadının bu eyleminden dolayı hapis cezası alması gözetilerek, yerel mahkemenin erkeğin özel boşanma nedenine dayalı talebini kabulü, velayeti erkeğe bırakması, tazminata hükmetmesi ve kadının yoksulluk nafakası talebini reddetmesi doğru bulunarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/522 E., 2023/230 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Tekirdağ 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/374 E., 2021/33 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle;kadının ona ve ailesine hakaret ettiğini, kadının ailesi tarafından tehdit edildiğini, kadının onu hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde bıçakla yaraladığını, hastanede olduğu sırada ortak konuttaki eşyaların büyük bir kısmını götürdüğünü, evde kalan eşyalara zarar verdiğini, kadın tarafından müşterek konuttaki tüp hortumu kesilerek elektrik düğmesine basıldığında patlamaya yol açacak hale getirildiğini, yaşanan olaylar nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun ) 62. maddede düzenlenen hayata kast koşulları oluştuğunu ayrıca evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını bildirerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine, aylık 300,00 TL tedbir- iştirak nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılında kaçarak evlendiklerini, ortak bir kızlarının olduğunu, müvekkilinin şu anda ikinci çocuğuna hamile olduğunu, erkeğin tamamen ailesinin etkisinde kaldığını, tarafların müstakil bir evleri olmasına rağmen erkeğin müvekkilini kendi ailesi ile birlikte oturmaya zorladığını, müvekkilinin küçük çocuğu için bu duruma rıza gösterdiğini, ancak karşı tarafın müvekkiline maddî ve manevî eziyetler etmeye devam ettiğini, müvekkilini darp ettiğini, karşı tarafın ailesinin olay çıkardığını, taraflar arasında karşılıklı darp, tehdit ve hakaretler yaşandığını, müvekkilinin bayıldığını, acilen hastaneye kaldırıldığını, tarafların bu arada karakolluk olduğunu, müvekkilinin hastaneden çıkar çıkmaz çocuğunu almak istediğini, ancak çocuğu müvekkiline vermediklerini, müvekkili baba evine döndükten sonra tarafların tekrar barışmaları için erkeğin müvekkilinin akrabalarını araya koyduğunu, barışmak istediğini söylediğini, müvekkilinin de barıştığını, ancak erkeğin sözünde durmadığını, kısa süre sonra müvekkilini darp, tehdit ve hakaret etmeye devam ettiğini, müvekkilinin can güvenliği kalmadığından baba evine dönmek zorunda kaldığını, hamile olduğunu, hiçbir gelirinin olmadığını, kusurlu olanın davacı olduğunu belirterek, erkeğin davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, dava tarihinden itibaren müvekkili için aylık 1.000,00 TL, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakası bağlanmasına, ortak çocuk İlke Sabire'nin ve doğacak çocuğun velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, karar kesinleştikten sonra velâyetlerin müvekkiline bırakılmasına, nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalma kaydıyla müvekkiline ait 5 adet 20 gramlık 22 ayar bilezik 1 adet beşibiryerde, 1 adet 22 ayar zincir, bir adet tek taş alyans, 1 çift küpe, 20 adet çeyrek altın, 4 adet yarımlık altının aynen iadesine, iadesi mümkün olmadığı takdirde şimdilik 12.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikle kadından alınmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2018 tarih, 2016/132 Esas ve 2018/196 Karar sayılı kararı ile; her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili ziynet alacağı,boşanma ve fer’îleri yönünden istinaf ettiklerini beyanla, İlk Derece Mahkemesinin yanılgılı değerlendirmede bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adiye Mahkemesinin 09.06.2020 tarih ve 2018-1450 esas 2020-605 Karar sayılı kararı ile; erkeğin ziynet alacağı yönünden istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının ziynet alacağına ilişkin kabul kararı ve bu alacakla ilgili harç ve yargılama giderleri ile ilgili kısmının kaldırılmasına, kadının ziynet alacağı talebinin reddine, özel boşanma sebepleri bakımından davanın değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmediği, ancak taraflarca boşanma yönünden istinaf edilmediği dikkate alınarak evlilik birliğinin boşanma ile sona ermiş olmasına karşın kusur tespiti, tazminat, yoksulluk nafakası ve velâyet yönünden 4721 sayılı Kanun'un 162. maddesi yönünden hüküm kurulup boşanmanın fer'îlerinin buna göre değerlendirilmesi için hükmün kaldırılması, buna göre değerlendirme yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin eşini ayrı evleri olmasına rağmen ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığı, eşine şiddet uyguladığı, ailesinin evliliğe müdahale etmesine müsaade ettiği, eşini ailesinden sürekli para istemeye zorladığı, buna karşı kadının da eşine hakaret ettiği, onu tehdit ettiği geçimsizlikte her iki tarafın da eşit kusurlu bulunduğu, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162. maddesinde düzenlenen hayata kast özel nedenine dayalı boşanma talebinin reddine; erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadının kabul edilen boşanma davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmadığından boşanma hükmü, 17.04.2018 tarihinde kesinleşmiş olmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına; velâyetin davalı- karşı davacı anneye verilmesine; baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar için takdir edilen aylık 200,00'er TL tedbir nafakalarının karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadın için aylık 250,00 TL tedbir 350,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde özel boşanma nedeni olan hayata kast nedenine dayandıkları halde eşit kusurlu bulunmalarının doğru olmadığını bildirerek 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı olarak açtığı davanın reddi, velâyet, aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tekirdağ 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/294 Esas, 2018/762 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde 20.01.2016 tarihinde kadının erkeği hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde bıçakla yaralamak suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı, infaz süresince kamu hizmetlerinden yasaklandığı, velâyet hak, vesayet kayyımlık hizmetinden men edildiği (alt soy), 06.08.2021 tarihinde sanık karar takip formu düzenlendiği, kadının erkeği tehdit etmesi nedeniyle cezalandırıldığı tehdit suçu nedeniyle verilen ceza için kadın hakkında HAGB uygulandığının anlaşıldığı, kadın cezanın infazı için ceza evinde iken Covid 19 salgını nedeniyle izne ayrıldığı, 18.07.2022 tarihinde Sakarya İnfaz Hakimliğince verilen 2022/7558 sayılı karar ile kadının cezasının koşullu salıverilme tarihi olan 10.07.2023 tarihine kadar denetimli serbestlik uygulanmak sureti ile infazına karar verildiği Tekirdağ 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 17.12.2021 tarihinde kadının ceza evine girmesi nedeniyle 12.04.2022 tarihinde kadın için vasi tayin edilmesi talebi üzerine Tekirdağ 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.05.2022 tarih, 2022/633 Esas, 2022/754 Karar sayılı ilamı ile kadının kısıtlanarak annesinin velâyeti altına alındığı, kısıtlılığının hapis hali sona erinceye kadar devamına karar verildiğinin görüldüğü, kadının hapis hali sona erdiğinden kısıtlılık halinin de sona erdiği, Tekirdağ 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/294 Esas, 2018/762 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile kadın hakkında erkeği bıçaklayarak hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaralaması nedeniyle hapis cezası verildiği,kadın hakkında kesinleşen ceza mahkemesi kararı gereğince erkeğin açtığı 4721 sayılı Kanun'un 162 maddesine dayalı davanın ve erkeğin tazminat taleplerinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı, kadının erkeği kasten yaralama suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasının infazı süresince kamu hizmetlerinden yasaklanmış, velâyet hak, vesayet kayyımlık hizmetinden men edildiği, bu durumda ortak çocukların üstün yararı gözetilerek velâyetlerinin babalarına verilmesinin gerektiği, erkeğin, 162 maddesine dayalı olarak açtığı davanın reddine ilişkin istinaf talebi ile velâyet, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile,erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 maddesine dayalı davasının kabulüne, evlilik birliği boşanma ile sona erdiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, çocukların velâyetlerinin babalarına verilmesine, tarafların ortak çocukları 2016 doğumlu Seyhan Can ve 2014 doğumlu İlke Sabire için dava tarihinden (18.02.2016) itibaren aylık 200,00’er TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamı ile erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, kadın yararına dava tarihinden itibaren 250,00 TL tedbir nafakasına, koşulları oluşmadığı için kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkek eşin tam kusurlu olduğunu, erkeğin 162’ye dayalı davasının kabulünün hatalı olduğunu belirterek kusur, erkek lehine verilen tazminatlar, velâyet, yoksulluğun reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar, velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 162 nci, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174üncü maddesi, 175inci maddesi, 182 nci, 330 uncu, 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.