Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7633 E. 2024/5919 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirleme, velayet, yoksulluk nafakası ve tazminat miktarına ilişkin itirazlar.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine ve uygulanması gereken hukuk kurallarına uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/374 E., 2023/896 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/226 E., 2022/556 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; evliliğin başından itibaren kadının komşularına, iş arkadaşlarına ve hatta erkeğin ailesine kötü davrandığını, erkeği de bu kişilerden uzak tutmaya çalıştığını, taraflar arasında anlaşmazlık çıkması üzerine kadının evi terk ederek 2018 yılında ablasının yanına gittiğini, taraflar arasında terk nedeniyle dayalı boşanma davasının görüldüğünü, ancak ailelerin baskısı ve kadının eve dönmek istemesi nedeniyle davanın takipsiz bırakıldığını, bu süreçte kadın ve ailesinin uyguladığı şiddet nedeniyle soruşturma açıldığını, kadının her fırsatta erkeğin aile bireylerine hakaret ve iftiralarda bulunduğunu, kıskançlık yaparak erkeğe psikolojik baskı uyguladığını, sürekli kavga çıkararak küfür ettiğini, çocuğun doğumundan sonra eve gelen erkeğin anne ve babasına küfür ederek evden kovduğunu, erkek hakkında uzaklaştırma kararı çıkarttığını, ayrı yaşanılan dönemde kadının pişmanlık mesajları gönderdiğini, kadının ailesinin de talebi sonucunda erkeğin eve geri döndüğünü, tarafların aynı çatı altında ayrı yaşadıklarını, kadının tekrar erkeği evden kovduğunu, kadın hakkında şikayette bulunduğunu ancak 2020 yılı Mart ayında şikayetinden vazgeçtiğini, en son 24.05.2020 tarihinde kadının psikolojik şiddet uygulayarak küfür hakaret ve tehdit ettiğini, erkeği evden kovduğunu, erkeğin evden ayrıldığını, kadının evlilik süresi içinde bankadaki ortak hesabın kendi adına olmasını istediğini, kabul edilmeyince de evi talan ettiğini, bu hesaptaki paraları kendi ailesine gönderdiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin ve ailesinin sürekli olarak kadını mesleği nedeniyle aşağıladığını, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, erkeğin sürekli olarak geç saatte eve alkollü olarak geldiğini, kadın ile ilgilenmediğini, kadının ailesi hakkında küfür ettiğini, 2018 yılı Ağustos ayında fiziksel şiddet gördüğünü, kadına ait altınlarla kadın adına alının aracı habersiz satarak parasını babasına verdiğini, aldığı kararları kadınla paylaşmadığını, sürekli olarak at yarışı ve şans oyunları oynadığını, telefonunu sürekli gizlediğini, son tartışmada kadına fiziksel şiddet uygulayıp 20 gün eve gelmediğini, bu süreçte kadını parasız bıraktığını, evin ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, boşanma davasının açıldığını öğrendikten sonra kadının 8 aylık bebeği ile ailesinin yanına gitmek zorunda kaldığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların birbirlerine fiziksel şiddet uygulamaktan dolayı ceza aldıkları, eşit kusurlu oldukları, ortak çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemi ve anne bakımına bağlı olduğu dönemde olması, alınan uzman raporları neticesinde velâyetinin anneye verilmesii gerektiği, gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 1.00,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, iştirak ve yoksulluk nafakası ve reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davasının kabulü, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarı, reddedilen tazminatlar, kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına fiziksel şiddet kusuru yüklenmiş ise de tarafların en son 24.05.2020 tarihinde ayrıldıklarının erkeğin dava dilekçesinde beyanlarından ve dosyadaki diğer kayıtlardan anlaşıldığı, kadının fiziksel şiddet nedeniyle ceza almasından sonra tarafların bir araya geldikleri, erkeğin kadını affettiği, bu dava açılıncaya kadar kaynaklanan bir kusurun ispat edilemediği, bu nedenle kadına şiddet uygulayan ve bundan dolayı ceza alan erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin davasının reddi gerektiği gerekçesiyle kadının istinaf taleplerinin kabulü ile her iki dava yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiğinden infazda tereddüt yaratmamak adına kararın tamamen kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkeğin asıl davasının reddine, kadının karşı davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadına yüklenen kusurun kaldırılmasının hatalı olduğunu, erkeğin dava dilekçesinde kadının fiziksel şiddet uyguladığı 25.11.2019 tarihinden sonra evlilik birliğinin yeniden kurulamadığının ancak aynı çatı altında yaşamaya devam edildiğinin belirtildiğini, kadının cevap dilekçesinde de tarafların iki yabancı insana dönüştüğünün kabul edildiğini, bu süreçte erkeğin kadın aleyhine açılan ceza davasında şikayetten vazgeçmediğini, sadece maddî sebeplerden tarafların aynı çatı altında yaşamaya devam ettiklerini, affın mümkün olmadığını, ortak çocuğun yaşı ve anne ile görüşülüp hazırlanan uzman raporu göz önüne alınarak velâyetin anneye verilmesinin haksız olduğunu, kadının çalışabileceğini, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların haksız olduğunu belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve

tazminatlar, velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.