Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7685 E. 2024/4372 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yerindeliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davalı erkeğin tanık beyanlarıyla da desteklenen kusurlu davranışlarının evlilik birliğini temelden sarstığının kabulüyle boşanmaya, davacı kadının yoksulluğa düşeceğinin ve kusursuz olduğunun tespitiyle de maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi yerinde görülerek, istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/622 E., 2023/864 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/521 E., 2022/606 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; kadının evlenmeden önce muhasebe müdürü olarak görev yaptığını, taraflar evlendikten sonra erkeğin baskı yaparak isten ayrılmasını istediğini ve işten çıkmasına ve kariyerinin bitmesine neden olduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, davalının kaba, saygısız, toplum içerisinde kadını rencide edici konuşma ve davranışlarda bulunarak kadını küçük düşürdüğünü, sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, 100.000,00 TL maddî tazminat ile, 300.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ziynet alacağının aynen iadesine aynan iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; davacının dava dilekçesinde yer alan tüm iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının olayları çarpıttığını, davacının ailesinin her türlü yardımına koştuğunu, yine davacının babasının rahatsızlığında kendi isteği ile babasının yanında kaldığını, babası ölünce de annesiyle kalmak istediğini, davacının müvekkiline "benim annemdir bırakmam, önceliğim ailemdir, benim ailem önemli sen başının çaresine bak" şeklinde cümleler ile davalıyı ikinci plana attığını, hatta hayatından dışladığını söz konusu mesajların davacı tarafından oluşturulabileceğini, ailesinin yönlendirmesinde kaldığını, odaları ayırdığını birliktelikten kaçındığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin ben sana bakarım, çalışmanı istemiyorum şeklindeki söylemiyle eşine işi bıraktırdığı, eşinin çalışmasını istemediği, ortak kadın arkadaşlarına yönelik aşırı samimi davranmak suretiyle eşinin kadınlık gururunu rencide ettiği, ... isimli kadınla rahatsız edici boyutta samimi olduğu, her yere onu da davet ettiği, eşinden habersiz bu kadınla sosyal aktiviteler yaptığı, güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, eşine "..." diye seslenmek suretiyle rencide ettiği, eşini toplum içerisinde sözünü keserek bazende bağırarak "sen anlamazsın, manyak mısın, geri zekalı mısın, çocuk musun" demek suretiyle aşağıladığı, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında erkeğin kusurlu olduğu, kadının ise dosya kapsamına göre kusursuz olduğu, kadının sosyal ekonomik araştırma tutanağına göre ev hanımı olduğu, daimi bir işte çalışmadığı, gelirinin olmadığı, tarafların sosyal ekonomik durumları, manevî tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin tespit edilen kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaatleri ile hakkaniyet ilkesi, ziynetlerin davalıya verildiğinin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilemesine, kararın kesinleşmesi halinde nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 80.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ziynet alacağına ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetli; nafaka miktarı ve reddedilen ziynet alacağı bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma, kusur belirlemesi, nafaka, maddî tazminat, manevî tazminat ve miktarları bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırılması için ilgili kolluğa yazı yazıldığı, yazı cevabında; davacı kadının ev hanımı olduğu bildirilmiş ise de, istinaf aşamasında erkek tarafından ileri sürülmesi üzerine emekli olup olmadığının tespiti açısında Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, buna göre kadının emekli olduğu ve aylık 7.500,00 TL yaşlılık aylığı aldığının bildirildiği, eşine ait evde oturduğunun, üzerine kayıtlı ... plakalı aracının olduğunun, davalının tornacı olduğunun, aylık 2.500,00 TL kazancı olduğunun, kira vermediğinin, kendi evinde oturduğunun, banka hesaplarında yüklü miktarda nakdi olduğunun dosyaya yansıdığı, erkeğin İlk Derece Mahkemesi tarafından tespit edilen kusurlarının tamamının, tanık anlatımlarından anlaşıldığı üzere gerçekleştiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun) tanık delilinin, koşulları oluştuğunda tüm dava türleri için kullanılabileceğinin hüküm altına alındığı; boşanma davalarının da, davanın mahiyeti gereği büyük oranda yeminli tanık anlatımları çerçevesinde sonuca bağlandığı; aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olanın tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olup akrabalık veya diğer bir yakınlık durumunun başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı, dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da bulunmadığı; yine affedildiği halde tekrarlanan, devam edem eylemler yönünden affa ilişkin hükümlerin uygulanmasının düşünülemeyeceği, bu yönden yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, erkeğin kadına izafe ettiği kusurların ise tanık beyanı dahil başkaca delille desteklenmediğinden varit görülmediği, zira zaman ve mekan ihtiva etmeyen, soyut beyanların da hükme esas alınmayacağı, evlilik birliğinin mahkemece kabul edilen erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, kadının birliği devam ettirmeye zorlanmayacağı, boşanma kararı verilmiş olması ile kadının tazminat taleplerinin kabulünün yerinde olduğu ayrıca tarafların evli kaldıkları süre ve erkeğin erkeğin kusur durumu, hakkaniyet ilkeleri gözetildiğinde, hükmedilen tutarlarda bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının yaşlılık aylığı aldığı, kirada oturmadığı ancak evin eşine ait olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olmayan ve boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu, ve hükmedilen tutarın da hakkaniyet ölçüsünde olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, dolayısıyla kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; boşanma, kusur belirlemesi, nafaka, maddî tazminat, manevî tazminat ve miktarları bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadınının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kabul edilen maddî tazminat, manevî tazminat nafakalar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.