Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7687 E. 2024/6118 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, velayet, nafaka miktarları, maddi ve manevi tazminat talepleri ile ziynet alacağı davasının kısmen reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2924 E., 2023/1238 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Sinanpaşa Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/126 E., 2022/73 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve kişisel eşya alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı boşanma davasının reddine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, kişisel eşya alacağı davasının ise kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, hakaret ve tehdit ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat ile düğünde kadına takılan 11 adet 22 gram 22 ayar bilezik, 22 ayar yarım altın çerçeveli kolye ile birlikte 70 cm halep altın zincir, 3 yüzük, 1 çift küpe, 7 tane yarım altın, 2 tam altın, 80 tane çeyrek altın ve 15.000,00 TL altın takıldığını, yine gelenek gereği annesi tarafından müvekkile ayrıca 2 adet ata altın ev ziyaretinde hediye edildiğini, bu takı ve paraların erkek tarafından alındığını, kadının uğradığı fiziksel şiddet ve düşük neticesinde hastaneden doğrudan eve gittiğini, ne özel eşyaları ne de takılarının kadına iade edilmediğini, işbu ziynet ve takıların öncelikle aynen iadesini, mümkün olmaması halinde bedelinin kadına iadesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, kadının, hakaret ettiğini, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, düğünde erkek ve ailesi tarafından 6 adet bilezik, 1 adet çerçeveli yarım altın takıldığını, kadının kendi ailesi tarafından da 3 adet ata altını takıldığını, talep edilebilecek ziynetlerin yüzükle birlikte bunlar olduğunu, ancak bunların da rıza ile evlilik biriliği sürecinde ve tüp bebek tedavisinde harcandığını, bu nedenle rıza ile verilen ziynetlerin talep edilemeyeceğini, yine düğünde takılan çeyrek ve hediyelik altınların da talep edilemeyeceğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, annesinin kadına karşı incitici sözlerine müdahale etmediği, kadına isnat edilen kusurlu davranışların ise ispatlanamadığı ve bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun yaşı, anne sevgisine muhtaç olduğu ve alınan sosyal inceleme raporu dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine ve ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına karar tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 400,00 TL tedbir nafakası ve kararın kesinleşmesi ile birlikte aylık 400,00 TL iştirak nafakası, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının çalışma ihtimalinin düşük olduğu dikkate alınarak kadın yararına karar tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL tedbir nafakası ve kararın kesinleşmesi ile birlikte aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası, kusur durumu dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminat, kadının ziynet eşyaları talebi bakımından yapılan değerlendirmede ise; her ne kadar 11 adet toplamda 242 grama tekabül eden 22 ayar bilezik, 1 adet 22 ayar yarım altın çerçeveli kolye ve 70 gramlık halep zinciri, 3 yüzük, 1 çift küpe, 7 yarım altın, 2 tam altın, 80 çeyrek altın, 2 adet ata altının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde toplam bedeli olan 108.048,00 TL'nin faiziyle birlikte iadesi talep olunmuş ise de; erkeğin bu ziynet eşyalarından 6 adet bileziği, 1 çerçeveli kolyeyi, 2 cumhuriyet altınını ve 4 adet yarım altının varlığını kabul ettiği, ancak bunların kadının rızasıyla tüp bebek tedavisinde harcandığının ileri sürüldüğü ancak, bu iddianın ispatlanamadığı, kadının bunları bir daha geri almamak üzere verdiğine dair herhangi bir delil ortaya konulamadığı, açıklanan sebeple kadının iadesini talep ettiği 6 adet 22 ayar 22 gram bileziğin, 1 yarım altın çerçeveli ve halep zincirli kolyenin, 2 Cumhuriyet altınının ve 4 adet yarım altının kadına iadesine karar verilmesi gerektiği, bunlar haricinde talep olunanlar bakımından ise dinlenen tanıkların beyanlarında, kadının düğünden evvel kendisi için aldığı 2 adet bileziğin varlığından bahsedildiği görülerek kişisel eşya niteliğindeki bu bileziklerin de kadına iadesine karar verilmesi gerektiği, talep olunan diğer ziynetler yönünden ise kesin kanaate elverişli delil sunulamadığından bu taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 8 adet 22 ayarlık 22'şer gramlık altın bileziğin ( bedeli toplam 43.208,00 TL olan ), 1 adet 22 ayar 5gramlık çerçeve altın 14 ayar 7 gram zincir ve 1 adet yarım altından oluşan altın kolyenin (bedeli toplam 3.179,00 TL olan ), iki adet Cumhuriyet altınının ( toplam bedeli 3.381,00 TL olan ), 4 adet yarım altının ( toplam bedeli 3.382,00 TL olan ) kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde iş bu ziynet eşyalarının toplam bedeli olan 53.150,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadına iadesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının olmadığı, tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları ile ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığı, asıl davanın reddine, karşı davanın ise kabulüne karar verilmesi gerektiği, tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, velâyet düzenlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğu, her ne kadar erkeğe, kadına fiziksel şiddet uyguladığı vakıası kusur olarak yüklenmişse de tanık beyanlarının soyut ve duyuma dayalı olduğu ve adli tıp raporu, erkek hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararı dikkate alındığında bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, dosya kapsamına alınan erkeğe ait HTS kaydı incelendiği 3970 ile biten cep telefonu ile erkeğin yaptığı görüşmelerin af kapsamında kaldığı ve erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin yerinde olduğu, yüklenen diğer kusurlar sabit olup erkeğe yüklenecek başkaca bir kusur bulunmadığı, kadının ise erkeğe sürekli hakaret ettiği, köyde yaşamaktan kaynaklı sorun çıkardığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu ve erkeğin davasının da kabulüne karar verilmesi gerektiği, ortak çocuğun anne ile yaşadığı, yaşı ve ihtiyaçları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alındığında velâyet düzenlemesinin dosya kapsamına uygun olduğu, ortak çocuk ve kadın yararına tedbir nafakası takdiri ile miktarlarının isabetli olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, ortak çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi nazara alındığında hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu dikkate alındığında kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin isabetli olduğu, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik şartlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine göre yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin ziynet alacağı davasında belirlediği gerekçe ile hüküm fıkrası birbiriyle çelişkili olduğu, erkeğin istinaf talebi olmadığından kadın lehine usuli kazanılmış hak doğduğu, davanın kısmen kabul kararının kesinleştiği, kadının dava dilekçesinde talep ettiği ziynetlerinin bir kısmının kabulü yönüyle karar verilmemesini istinaf ettiği, ancak davacı kadının fazlaya ilişkin ziynetlerin varlığını tanık beyanlar ile ispatlayamadığı, fotoğraf ve düğün görüntülerine ve ayrıca yemine delil olarak dayanmadığı görüldüğünden, davanın kısmen reddedilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadının tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuk yararına aylık 700,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, karşı davanın kabulü sebebiyle erkek yararına maktu vekâlet ücretine, karşı davada yargılama giderlerinin kadın üzerinde bırakılmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, iştirak nafakası miktarı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.