Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7709 E. 2024/6326 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, hükmedilen yoksulluk nafakasının irat yerine toptan ödenip ödenmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kısa evlilik süresi birlikte değerlendirildiğinde, yoksulluk nafakasının irat şeklinde ödenmesine hükmedilmesinin kanunun amacına uygun olmadığı, bu nedenle 4721 sayılı Kanun'un 176. maddesi uyarınca hakimin takdir yetkisi çerçevesinde toptan ödeme şeklinde nafakaya hüküm verilmesi gerektiği gözetilerek, mahkemenin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurması doğru görülmemiş ve karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/869 E., 2023/916 K.

KARAR : Başvurunun kısman kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Eskişehir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/663 E., 2022/388 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun boşanma davası yönünden esastan reddi ve kadının ziynet alacağı davası yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin eve geç saatlerde alkollü geldiğini, sürekli psikolojik şiddet uygulayıp, her yerde küfür ve hakaret ettiğini, 04.01.2020 tarihinde kadının kafasını duvara vurup boğazını sıktığını, polisler gelmeden önce de kendi kafasını duvara vurup yaraladığını, rapor alındığını, uzaklaştırma kararı verildiğini, daha sonra kadını şikayetten vazgeçirdiğini, ceza davası açıldığını, takılarla ilgili ayrım yapıldığını, damat tarafına ait takıları ailesine verdiğini, erkeğin sürekli borcum var diyerek para istediğini, ailesinden borç istemesi konusunda kadına baskı yaptığını, bu durumun tekrarladığını, alışverişi ve faturaları kadının karşıladığını, erkeğin ailesinin de maddî konulara karıştığını, erkeğin son zamanlarda eve gelmediğini, kadının telefonlarını açmadığını, kadını fetö ile bağlantısı olduğunu iddia ederek hapse attırmakla tehdit ettiğini, kadının dayanamayarak 20.06.2020 tarihinde evden ayrıldığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının erkeğe ve ailesine ikinci sınıf bir kişiymiş gibi davrandığını, her hafta sonu ailesinin yanına gittiğini ve erkeği yalnız bıraktığını, yemek yapmadığını, sürekli mesaiye kalıp eve geç geldiğini, temizlik konusunda titiz olmadığını, ev için maddî destekte bulunmadığını, tüm kazancını ailesine verdiğini, ailesinin de maaş konusunda baskı yaptığını, apart almaya zorladığını,erkeği ve ailesini küçümsediğini, başkalarının yanında "hiçbir şeyleri yok, benim mallarım..." diyerek küçük düşürdüğünü, her konuyu ailesine anlattığını, kardeşinin küçük düşürücü mesajlar attığını, iş yerim izin vermez diyerek balayına gitmediğini, "kısırsın, çocuğun olmuyor" diyerek dalga geçtiğini, ailesine hakaret ettiğini, evde olduğu zamanlarda sürekli cep telefonuyla uğraştığını, şans oyunları oynadığını, erkeği darp ettiğini, ceza alıp uzaklaştırma kararı alındığını,erkeği sevmediğini, ailesinin sürekli evliliğe müdahale ettiğini, 24.06.2020 tarihinde eşyalarıyla birlikte evi terk ettiğini belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın TÜFE-TEFE oranında artırılmasına, 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin fiziksel ve sözel şiddet uyguladığı, alkol kullandığı, borçlandığı, kadının ailesinden para istediği; kadının ise fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 11.000,00 TL maddî ve 11.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, ziynet alacağı davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların boşanma davaları yönünden verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, kadının ziynet alacağı davasının ise ispatlanamadığından reddi gerektiği gerekçesiyle erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadının ziynet alacağı davasının reddine, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, kadının yoksulluğa düşmediğini, çalıştığını, evliliğin 8 ay olması nedeniyle ömür boyu ve yüksek miktarlı nafakaya hükmedilmesinin haksız olduğunu, bu nedenle hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, en azından toplu nafakaya hükmedilmesi gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (4721 sayılı Kanun md. 175). Aynı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Somut olayda yoksulluk nafakasının kadın yararına irat şeklinde ödenmesine hükmedilmesi, tarafların ekonomik sosyal durumu ile evlilik süresi dikkate alındığında Kanunun amacına uygun değildir. O halde 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olarak yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" kararı verilmesi hususu da tartışılıp değerlendirilerek buna göre yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.