Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7721 E. 2024/196 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme ve tazminat miktarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin kadına ve çocuklara sürekli şiddet uyguladığına dair deliller ve tanık ifadeleri değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin erkeği ağır kusurlu bulması ve kadına tazminata hükmetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1617 E., 2023/1051 K.

DAVA TARİHİ : 18.06.2019

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/109 E., 2022/449 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile; kadının akrabalarının, annesi, babası ve kardeşinin sürekli tarafların ortak evinde kaldıklarını, kadının çocuklar ile müvekkili arasındaki olaylarda çocukların yanını tuttuğunu, çocukların müvekkiline cephe almalarına neden olduğunu, seslerini yükselttiklerini, fiziki müdahalede bulunduklarını, çocuk ...'nin müvekkilini iteklediğini, kadının yanında olmadığını, hakaret edip nefret ettiğini söylediğini, çocukların kavga etmeleriyle müvekkilinin iki kez evden ayrıldığını, 30.05.2019 tarihinde çocuk ...'nin müvekkiliyle kavga ettiğini, yere yatırdığını, üstüne çöktüğünü, nefessiz kalmasına neden olduğunu, kadının çocuğun döveceğini gördüğü halde evden çıkıp gittiğini, çocuğun fiziksel şiddet uygulayıp hakaret ettiğini, müvekkilinin de evden ayrılmak zorunda kaldığını, kadının hakaret ve nefret ifadeleriyle çocuğu cesaretlendirdiğini, bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine 250.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; erkeğin sert, şiddet ve hakaret içeren davranışlarının olduğunu, yıllarca buna katlanmak zorunda kaldığını, ortak çocuklara fiziksel şiddet uygulayarak otoritesini bu şekilde kurmaya çalıştığını, davranışlarının ölçüsüz olduğunu, kendi düşüncelerini empoze ederek çocukların gelecek hayallerine ve eğitimlerine engel olduğunu, canı sıkıldıkça kadına ve çocuklara hakaretler ettiğini, küçük Ömer'in de bu nedenlerle psikolojik tedaviye başladığını, son olayda kadına fiziksel şiddet uygularken çocuk ... kurtarmak için tuttuğunda erkeğin kendisini yere attığını, olayı yanlış anlattığını, evi terk ettiğini, eve para bırakmadığını, gizli delilleri kabul etmediğini, bu nedenlerle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk Ömer lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğe ortak çocukların yetiştirilmesi ve terbiye edilmesi noktasında yardımcı olmadığı, ortak çocukların babaya yönelik aşağılayıcı ve hakaret içeren ifadelerine kayıtsız kaldığı, bu durumun ortak çocuk ... Kemal'in babaya fiziksel şiddete dönüştüğü tanık beyanları ve dosyaya kazandırılan Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16.07.20220 tarihli ve 2020/276 E.- 2020/476 K. sayılı gerekçeli kararından da anlaşıldığı ve kadının erkeğe "ben bunu istemiyorum, nefret ediyorum" şeklinde hakaret ettiği ve aşağıladığı, erkeğin ise bir baba ve eş olarak evin maddî ihtiyaçlarıyla tam olarak ilgilenmediği, kadına yönelik hakaret içeren ifadelerde bulunduğu ve fiziksel şiddet uyguladığı; taraflar arasında yaşanan bu olaylara göre evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının kuşkusuz olduğu, evlilik birliğinin devamına fayda ve imkan kalmadığı belirlenmiş olup; taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılarak birliğin devamına imkan vermeyecek derecede geçimsizliğe ve huzursuzluğa sebep olan olaylarda yukarıda yapılan açıklamalar ışığında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, babayla kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine takdir olunan aylık 800,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık1.000,00 TL'ye yükseltilerek karar kesinleşinceye kadar devamı ile kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine aylık 1.100,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin çocuklarını ve eşine ölçüsüz bir şekilde sürekli şiddet uyguladığını, daha önce erkeğin çocuklarına şiddetine engel olamayan kadının ise, bu kez çocukları ile erkeğin kavgalarına engel olamadığını ve arada kaldığını, kusur belirlemesinin erkeğin kusuruna göre ölçüsüz ve hatalı bir tespit olduğunu, fizksel şiddet ve ağır hakaret gören kadının erkeği sevmesinin beklenemeyeceğini, tarafların kusurlarını eşit kabul ederek, asıl ve karşı davanın kabulüne ve tazminat taleplerimizin reddine karar vermesi hatalı olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi, karşı davanın kabul kararı ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından ilk derece mahkemesi tarafından tespit edilen "bir baba ve eş olarak evin maddî ihtiyaçlarıyla tam olarak ilgilenmediği, davalıya hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı" kusurları yanında, kadın tanıklarının beyanlarına göre erkeğin çocuklara da fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise "ortak çocukların yetiştirilmesi ve terbiye edilmesinde eşine yardımcı olmadığı, bu durumun çocuklardan ...'nin fiziksel şiddetine dönüştüğü, kadının, çocukların erkeğe yönelik aşağılayıcı ve hakaret içeren ifadelerine kayıtsız kaldığı, ben bunu istemiyorum, nefret ediyorum sözleriyle erkeği aşağıladığı" şeklinde kusurunun olduğu, meydana gelen olaylarda ve ayrılmalarında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, Mahkemenin kusur tespitinin doğru olmadığı, boşanma davalarının kabul kararının doğru olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen karşı kadının erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu en azından davacının maddî desteğini yitirdiği, erkeğin Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen hakaret ve şiddet içeren kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadının daha ağır kusurlu olmadığı, istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ile maddî ve manevî tazminat talebi yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın vekilinin sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusura yönelik değerlendirmenin hatalı olup dosya kapsamına uygun olmadığı, kabul etmemekle birlikte kadının iddia ettiği olayların geçmişte yaşanan veya yaşandığı iddia edilen hadiseler olup taraflar evlilik birliğine devam etmekle bunların tamamı af kapsamında kalmakla davada kusur değerlendirmesinde dikkate alınmaması gerekirken, eski konuları ağır kusur tespitinde dikkate alarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğunu, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte hükmedilen tazminat miktarı yüksek olup, dosyadaki delil durumu, kusurun ağırlığı ve tarafların sosyal ekonomik durumuna uygun olmadığını ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğin kadına şiddetinin sürekli olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.