Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7741 E. 2024/3916 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı ve miktarları ile affetme iddiasının hukuki sonuçları hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, toplanan deliller ve tarafların kusur durumları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı-karşı davacı kadının kusurlu davranışlarının ve erkeğin kusurunun ispatlanamadığı, ayrıca kadının erkeği affettiğine dair irade beyanlarının bulunduğu gözetilerek, birleşen davanın kabulü ile boşanmaya, erkek lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/831 E., 2023/990 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/60 E., 2022/145 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın reddine, birleşen davanın ise kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden davacı-davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2019 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığını, kadının, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiği, ekonomik, psikolojik şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, intihara teşebbüs ettiğini, iftira attığını, tehdit ettiğini, erkeğin ailesini istemediğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi hükmü gereğince boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, hakaret ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava, ikinci cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, kıskanç olduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, ilgisiz olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, borçlandığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 1.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat ve ziynet alacağının erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı kadın vekili 27.09.2021 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; karşı davayı maddî tazminat yönünden ıslah ettiklerini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu ve kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, kıskanç olduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, ilgisiz olduğunu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, borçlandığını iddia ederek birleşen davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, 1.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden yapılan incelemede; asıl davanın münhasıran 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hükmüne dayalı olarak açıldığı, asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıalardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği ve asıl davanın ispatlanamadığı, karşı dava ve birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise kadının, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, hakaret ettiği, her ne kadar kadın tarafından erkeğin kendisine fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilmişse de boşanma davası açıldıktan sonra erkek ile barışma girişimi olduğu, terapi ayarladığı ve erkekle birlikte gittikleri, affedilen vakıaların kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın ve karşı davanın reddine, birleşen davanın ise kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu, kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak erkek yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin nafaka talebinin reddine, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli bir numaralı ara kararıyla; kadının, ziynet alacağı ve maddî tazminat taleplerinin işbu dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, asıl davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olduğu, hukuki nitelendirmenin hatalı olduğu ve asıl davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kusur belirlemesinin eksik yapıldığı, tazminat miktarlarının ise az olduğu belirtilerek; asıl davanın reddi, kusur belirlemesi ve tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışlarının kadın tarafından affedilmediği, karşı davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, erkek yararına tazminat koşulları oluşmadığı, kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; karşı davanın reddi ve fer'îleri ile birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, davacı-karşı davalı erkek vekilinin ön inceleme duruşmasında asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesinde düzenlenen özel boşanma sebebine dayalı olduğunu belirttiği, buna ilişkin tutanağa herhangi bir itiraz bildirmeksizin imzaladığı, tahkikatın bu tutanak esas alınarak yürütüldüğü, asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı olduğuna ilişkin kabulün ve ispatlanamayan asıl davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu, davalı-karşı davacı kadına yüklenilen kusurların gerçekleştiği, kadına mahkemece yüklenilen kusurlar haricinde tanık beyanlarda geçen bir kısım kusurlu davranışların ise önceye dayalı olduğu bu olaylardan sonra evlilik birliğinin devam etmesi sebebiyle boşanma hükmüne esas alınamayacağı, kadının bunlar haricinde usulünce dayanılan ispatlanan bir kusurunun bulunmadığı, kadın tanıklarının beyanlarında geçen erkeğe isnat bir kısım kusurların da önceye dayalı olduğu bu olaylardan sonra evlilik birliğinin devam etmesi sebebiyle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/336 Esas sayılı dosyasında görülen fiziksel şiddet iddiasına konu olaydan sonra tarafların barışıp ortak yaşama devam ettiklerinin kadın tanığı ...'nin beyanından anlaşıldığı, kaldı ki dava tarihinden sonra davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğe gönderildiği anlaşılan mesajlarda davalı-karşı davacı kadının eşini çok sevdiği, dönmesini beklediği, her evliliğin son bir şansı hak ettiğini ifade ettiği, evlilik terapisti ayarladığı eşini götürdüğü, bu haliyle kadının sözü edilen davranışlarının barışma girişiminin ötesinde açıkça af iradesini yansıttığı, davalı-karşı davacı kadın tarafından, karşı davada iddia edilen hususların affedilmiş en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacağı, affedilmiş en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılan hususların ise kusur belirlemesinde nazara alınamayacağı, erkeğin kusurunun ispatlanamadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, asıl davanın ve karşı davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davacı-karşı davalı erkek yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı nazara alınarak maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı-karşı davalı erkek yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile karşı davanın reddi ve fer'îleri ile birleşen davanın kabulü ve fer'îleri, kusur belirlemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, birleşen davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, asıl davanın ve karşı davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı ve hukuki nitelendirme noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 26 ncı maddesi, 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'dan alınıp ...'e verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.