Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7743 E. 2024/7015 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, velayet, tazminat ve nafaka taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğunun anlaşılması ve diğer hususlarda da usul ve hukuka aykırılık bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/368 E., 2023/744 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/640 E., 2021/464 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı- karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı- karşı davacı tarafın istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı- karşı davalı vekilinin, davalı- karşı davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı- karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davalı- karşı davacı kadın vekilinin temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Fransa'da yaşamaya başladığını, erkeğin önceki evliliğinden olan iki çocuğunun, tarafların ortak bir çocuklarının olduğunu, kadının sürekli çocukları dövdüğünü, hakaret ettiğini, erkeğin vefat eden eski eşiyle ilgili küfür ettiğini, fuzuli harcamalarla borçlandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, çocuklara ve eşine küfür ve hakaret ettiğini, çocukların fiziksel özellikleri ve isimleri ile dalga geçtiğini, çocuklara ev işi yaptırdığını, çocukları korkuttuğunu ve tehdit ettiğini, erkeğin annesini kötülediğini, vefat eden çocuk Davut'un evden ayrılmasına sebep olduğunu, çocuk vefat ettikten sonra cenazeye gelen insanlara beddualar edip kovduğunu, çocukları okuldan almadığını, erkeğe parası için evlendiğini söylediğini, çocuklara kahvaltı, yemek hazırlamadığını, çocukların kıyafetlerini ve evden çıkmalarını kısıtladığını, çocuklara eziyet ettiğini, erkeğin evdeki yakınlarına hakaret ettiğini, erkek Türkiye'de iken Fransa'daki evdeki eşyaları sattığını ve yaktığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; eve hapsedildiğini, erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini ve tehditte bulunduğunu, kadına harçlık vermediğini, maddî ihtiyaçlarını karşılamadığını, erkeğin gayesinin mal, mülk, maddî gerekçeler olduğunu, davadan sonra çocukları göstermediğini, eve gelerek pasaport ve evraklarını aldığını, maddî baskı uyguladığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 10.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 1.000,000,00 TL maddî ve 1.000,000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarına kötü davrandığı, bunu uzun yıllar sürdürdüğü, ev işleri yapmadığı, evde sorumluluklarını yerine getirmediği, erkeğe ve onun ailesine saygısız olup erkeğin yakınlarını istemediği, erekğin ilk eşinden olan oğlunu istemediği için çocuğun evden gittiği, çocuğun daha sonra intihar edip yoğun bakımda kalarak ölmesinden sonra Fransa'da taziyeye gelenleri ve sonrasında cenaze Türkiye'ye getirildiğinde taziyeye, cenazeye gelen erkeğin yakınlarına saygısız davranıp hakaret edip kovduğu, kadının evde odasının uzun yıllardır ayrı olduğu, ayrılık döneminde erkek çocuklarla Türkiye'de iken kadının Fransa'daki müşterek konuta gelip, çocukların eşyasını yaktığı, evin eşyasına zarar verip, değerli eşyayı alıp sattığı, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadına yeterli harçlık vermediği, evliliğin bu duruma gelmesinde kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 11.00'den 18.00'e kadar Fransa makamlarının yetkili göreceği kurumda ( Sosyal Hizmet Kurumu gibi ) psikolog ya da pedagog eşliğinde görüşmek suretiyle şahsi ilişki tesisine, erkek için 15.000,00 TL manevî tazminata, yasal koşulları oluşmadığından kadının tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurunun olmadığını, kadına şiddet ve hakaretinin bulunduğunu, ihtiyaçları karşılamadığını belirterek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, velâyet, kişisel ilişki, reddedilen tazminatlar, kabul edilen manevî tazminat, reddedilen yoksulluk nafakası, tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, velâyet, kişisel ilişki, reddedilen tazminatlar, kabul edilen manevî tazminat, reddedilen yoksulluk nafakası, tedbir nafakası miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, asıl boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına maddî-manevî tazminatın, yoksulluk nafakasının, erkek yararına manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, kurulan kişisel ilişkinin yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un(4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dinlenen tanık beyanlarından erkeğin kadın hakkında '' şerefsizin çocuğu, sen kimsin, nereden geldin '' diyerek hakaret ettiğinin ispatlandığının, erkeğe bu vakıanın kusur olarak yüklenmesinin gerektiğinin, kadının evde odasının uzun yıllardır ayrı olduğunun usulüne uygun şekilde ispat edilemediğinin, ispat edilmeyen vakıanın davalı kadına kusur olarak yüklenilemeyeceğinin, Mahkemece taraflara yüklenen diğer kusurların gerçekleştiğinin ve ancak tarafların belirlenen ve gerçekleşen tüm kusurları birlikte değerlendirildiğinde yine de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı- karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı- karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyizinin incelenmesine gelince;

Davalı- karşı davacı kadının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin Canan'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Çağlayan'a iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.