Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7774 E. 2024/5521 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları, bu nedenle erkeğe manevi tazminat ödenmesinin ve kadına yoksulluk nafakası verilmemesinin hatalı olduğu, ayrıca kadının yoksulluğa düşüp düşmediğinin araştırılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının kusur belirleme, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2725 E., 2023/523 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/495 E., 2021/435 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin evlilik süresince kadına hakaret ve küfür ettiğini, kadını tehdit ettiğini, 30.06.2019 tarihinde kadını ve ortak çocukları evden kovmaya kalkıştığını, tehdit ve hakaretlerine devam ettiğini, kadının bu nedenle uzaklaştırma kararı aldığını, oturdukları evin erkek tarafından arkadaşının üzerine devredildiğini öğrenince eşyalarını alarak çocuklarla birlikte kiraya çıktığını, tüm taşınma masrafını kadının annesinin karşıladığını, erkeğin maddî desteğinin olmadığını, uzaklaştırma süresinin bitmesi ile birlikte erkeğin gelip özür dilediğini, kadının da erkeği affederek yeni bir şans verdiğini, erkeğin de kadının kiraladığı eve taşındığını ancak bir ay geçmeden aynı problemlerin, hakaret ve tehditlerin devam ettiğini, erkeğin evden ayrıldığını, bu süreçte de evin giderlerine katılmadığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının erkeğin ilk eşine "embesil" olarak hitap ettiğini, bu konuda uyarınca da kıskançlık krizine girdiğini, erkeğin ilk evlilikten olan oğlunu istememeye ve kötü davranmaya başladığını, erkeği ailesi, oğlu ve çevresinden koparmak için mücadele verdiğini, erkeğe ve annesine beddua ve hakaret ettiğini, 30.06.2019 tarihinde de erkeğin oğlunu istemediği için kavga çıkardığını, erkeğe hakaretler yağdırdığını, uzaklaştırma kararı aldığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, araba, telefon ve eşyalar için 35.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin önceki evliliğinden olan oğlunun eve gelmesine sıcak bakmadığı, geldiğinde tartışma çıkardığı, ayrıca aşırı kıskanç tavırları olup erkeğin dışarı olduğu sıralarda görüntülü aramak suretiyle yanında bulunanları sorup görmek istediği, bu görüntülü konuşmalar sırasında erkeğe küfür ve hakaretler ettiği, bunu erkeğin yanında duyanlar olduğu, arkadaşlarıyla görüşmesini istemediği, iş arkadaşlarıyla görüşmesine dahi izin vermediği; erkeğin ise kadını ilk eşiyle kıyasladığı, evi ve çocuklarıyla yeterince ilgilenmediği, sık sık halı saha maçına gittiği, kadına karşı küfür ve hakaretler ettiği, bu söylemlerle ilgili yeminli tanık beyanları ve whatsap mesajlaşma ekran görüntülerinin dosyada mevcut olduğu, en son 30.06.2019 tarihinde yaşadıkları bir tartışmadan sonra erkeğin kadını evden kovduğu, kadının da çocukları ile birlikte başka bir eve çıkmak durumunda kaldığı ve bir daha tarafların bir araya gelmedikleri, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadının bir hava yolu şirketinde çalışırken salgın nedeniyle işsiz kaldığı, Antalya'da kirada otururken geçinemediği için Edremit'e ailesinin yanına dönmek durumunda kaldığı, halen sabit ve düzenli gelirinin bulunmaması nedeniyle boşanma sonucu yoksulluğa düşeceği kanaati oluştuğundan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına ara karar ile hükmedilen aylık 500,00TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 600,00TL'ye yükselmesine, iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın TÜFE oranında artırılmasına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin maddî tazminat talebinin boşanma dosyasından tefrik edilmesi gerektiği, Mahkemece erkeğe 30.06.2019 tarihinde kadını evden kovması, kadına hakaret ve küfür etmesi eylemleri kusur olarak yüklenmiş ise de; kadının dava dilekçesinden ve bir kısım tanık ifadelerinden; taraflar arasında yaşanan 30.06.2019 tarihli olaydan sonra erkeğin koruma kararı ile evden uzaklaştırıldığı, daha sonra tarafların barışıp yeniden bir arada yaşamaya başladıkları, bu şekilde birbirlerinin önceki kusurlu davranışlarını affettikleri, en azından hoşgörüyle karşıladıkları, bu itibarla, barışma öncesinde 30.06.2019 tarihinde gerçekleşen ve affedilmiş sayılan kadının müşterek konuttan kovulması eyleminin erkeğe kusur olarak yüklenmesinin mümkün olmadığı, ayrıca "erkeğin kadına hakaret ve küfür etmesi" eylemlerinin de tarafların birbirlerini affederek birlikte yaşamaya başlamalarından sonra gerçekleştiği kanıtlanamadığından söz konusu eylemlerin de erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bununla birlikte erkeğin kadını ilk eşiyle kıyaslaması eylemi erkeğe kusur olarak yüklenmiş ise de; bu hususa kadın tarafından dilekçeler teatisi aşamasında vakıa olarak dayanılmadığından söz konusu eylemin erkeğe kusur olarak yüklenmesinin mümkün olmadığı, sonuç olarak erkeğin ilk evliliğinden olan çocuğunun eve gelmesine sıcak bakmayan, geldiğinde tartışma çıkaran, aşırı kıskançlık tavırlar sergileyen, erkeğe küfür ve hakaret eden, erkeğin arkadaşlarıyla görüşmesini istemeyen, izin vermeyen kadının ağır, evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmeyen erkeğin ise az kusurlu olduğu, az kusurlu erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği gerekçesiyle erkeğin kusur tespiti, reddedilen manevî tazminat, hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkek yararına 15.000,00TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin ve yoksulluk nafakasının reddinin hatalı olduğunu, hükmedilen tazminatın kaldırılması gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi ve hükmedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla, hatalı kusur belirlemesi yapılarak erkeğin az kadının ise ağır kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış, kararın bozulmasını gerektirmiştir.

2.Yukarıda birinci paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olup, eşit kusurlu eş yararına manevî tazminata hükmedilemez. Erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası koşulları somut olayda gerçekleşmemiştir. O halde erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesince kadının bir hava yolu şirketinde çalışırken salgın nedeniyle işsiz kaldığı, geçinemediği için ailesinin yanına dönmek zorunda kaldığı, düzenli ve sabit bir gelirinin bulunmadığı gerekçesiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince ise kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş olup kadının bu süreçte tekrar çalışmaya başlayıp başlamadığı, gelirinin olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, kadının ekonomik ve sosyal durumuna yönelik tekrar araştırma yapılıp çalışmaya başlayıp başlamadığı, düzenli gelirinin bulunup bulunmadığı, varsa gelirinin ne kadar olduğu, başka bir işte çalışıp çalışmadığı, varsa sahip olduğu taşınmazların değeri ve kira gelirinin bulunup bulunmadığı gibi hususların kapsamlı olarak araştırılıp değerlendirilerek, kadının boşanma ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceği araştırılarak sonucu uyarınca kadının yoksulluk nafakası talebi konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, hükmedilen manevî tazminat ve reddedilen yoksulluk nafakası yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.