"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1110 E., 2023/1706 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Osmancık Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/95 E., 2023/110 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; cebir ve şiddet uyguladığını, borçlularına müvekkili adına düzenlemiş olduğu bonoları verdiğini, müvekkilinin bu durumu eve noterden gelen protesto evrakından öğrendiğini, kendisine hakaret ve tehdit etiğini, başka bir kadınla görüşerek kendisini aldattığını ve at yarışı ve iddia gibi kumar oyunları oynadığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının çocuklara her kızdığında hırsını müvekkilinden aldığını, kıskanç davrandığını, hakaret ettiğini, müvekkilini çocuklarının bakımı ve eğitiminden hep uzak tuttuğunu, müvekkili dükkânını sattığında parayı eşinin hesabına yatırdığını, 30.000,00 TL alıcı tarafından 2020 Ocak ayında kadının hesabına havale yapıldığını, kadının "bu parayı babam veya abim değerlendirecek, onlara vereceğim" dediğini, müvekkilinin kötü bir niyeti olmadığı için bu durumu kabul ettiğini, sonrasında müvekkilinin gemi adamı cüzdanı kursu için İstanbul'a gitmesi gerektiğini, müvekkili gitmeden önce evin bütün ihtiyaçlarını fazlasıyla tedarik ettiğini, müvekkilinin İstanbul'da kurs için kaldığı süre boyunca günlük otel pahalıya geldiği için ev tutması gerektiğinden para istediğini, kadının 3.000,00+2.500,00 TL para gönderdiğini, müvekkili sonrasında kadından para istediğinde ise parasının olmadığını söylediğini, parayı ne yaptığını sorduğunda ise "kes çeneni para yok bende" diye cevap verdiğini, müvekkilinin İstanbul'da olduğu süre boyunca komşulara, müvekkilinin teyzesine vs. giderek müvekkili hakkında "adam olmaz, beni oralarda aldatır, geri zekalı o" gibi sözler ettiğini belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya bırakılmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin eşine karşı değişik zamanlarda fiziksel şiddette bulunduğu, hakaret edip tehdit ettiği, at yarışı ve iddia oynadığı, başka bir kadınla görüşerek eşini aldattığı, kadının ise sürekli eşiyle tartıştığı ve eşine hakaret ettiği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00'şer TL tedbir ve 500,00'er TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 1.000,00 yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarları ve nafakalara ÜFE oranında artış uygulanmaması yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki davanın tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; karara karşı davacı karşı davalı kadının nafakaların ve tazminatların miktarları ve nafakalara ÜFE oranında artış uygulanmaması yönlerinden, davalı karşı davacı erkeğin ise hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurduğu, yapılan incelemede; erkeğin kusurunun güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığı, yine de erkeğin daha ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına takdir edilen tazminat miktarlarının az olduğu, nafakalara talep olmasına rağmen artış hükmü uygulanmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 250,00'şer TL tedbir/ 500,00'er TL iştirak nafakasına ve nafaka miktarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 250,00 TL tedbir/ 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve nafaka miktarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, tazminatlara hükmün kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine, erkeğin tazminat ve nafaka istemlerinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosyanın yapılan incelemesinde, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-davalı kadın vekili tarafından "kusur belirlemesi" yönünden de istinaf yoluna başvuru yapıldığı halde, istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince kadının "kusur belirlemesine" yönelik istinaf başvurusunun esasının incelenmediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ayrıca hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak olan iş tüm istinaf istemleri yönünden inceleme yaparak bir karar vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.