"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1359 E., 2023/1983 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/90 E., 2023/71 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun yoksulluk nafakası ve kişisel ilişki yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda kadın kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir-iştirak nafakaları ile ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan kadının bu yönlerden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı-davalı kadının kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir-iştirak nafakaları yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davacı-davalı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları ile davacı-davalı kadın vekilinin tüm temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ev hanımı olduğunu, kadın sığınma evinde kaldığını, erkeğin çiftçilikle uğraştığını, hayvanları olduğunu, erkeğin müvekkiline karşı şiddet uyguladığını, müvekkilinin erkek tarafından cinsel istismara maruz kaldığını, erkeğin müvekkiline karşı uyguladığı şiddetten dolayı ortak çocuklarında büyük korku ve panik yaşadıklarını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evliliklerinin ilk yıllarda normal olduğunu, ilerleyen yıllarda ise kadının müvekkiline karşı hakaretlerde bulunduğunu, onun kendisine layık bir eş olmadığını söylediğini, çocukları ile ilgilenmediğini, aile kurumunun kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, ekonomik olarak eşini bunalttığını, kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davranışlarda bulunduğunu, evliliği devam ederken başka erkeklerle görüştüğünü, bu görüşmelerin gerek yüz yüze gerekse telefon üzerinden yapıldığını, davalı kadının facebook isimli sosyal medya platformunda ... ismi ile hesaplar açtığını ve başka erkeklerle görüştüğünü, davalı kadının kendisine ait olan ...54 74 ve.... 38 96 numaralı hatlar üzerinden başka şahıslarla görüştüğünü, bu şahıslardan birinin de A. A. isimli şahsın olduğunu, davalı kadının müvekkiline karşı hakaret, aşağılayıcı söz ve hareketlerde bulunduğunu, müvekkilini ekonomik olarak zorladığını, imkansız isteklerde bulunduğunu, davalı kadının sürekli olarak müvekkilini evliliğini bitirmekle tehdit ettiğini, davalı kadının aile kurumunun kendisine yüklemiş olduğu yükümlülükleri yerine getirmediğini ve çocukları da alarak evi terk ettiğini belirterek, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya bırakılmasına, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, eve bakmadığı, çocuklara maddî destek sağlamadığı, kadının evin maddî ihtiyaçlarını başkalarından aldığı yardımlarla sağladığı, kadına "sevgilinle mi konuşuyorsun" ve "salak ne yapıyorsun "seni öldüreceğim" dediği, hakaret ve küfür ettiği, kadının ise kocaya karşı "Seni sevmiyorum, seni bırakacağım, sen benim tarzım değilsin, aptalsın, salaksın, seninle yaşamak istemiyorum'' ve "aptalsın, salak, seni istemiyorum, seni terk edeceğim'', "sen ne biçim adamsın, sen hayvansın, malsın" dediği, hakaret ettiği, sürekli telefonla ilgilendiği, evi ihmal ettiği belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ve baba arasında kişisel ilişki talebinin reddine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davası ve ekleri, kusur belirlemesi, kendi manevî tazminat isteminin reddi, velâyet, kişisel ilkişki yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda yoksulluk nafakası isteyen davacı-davalı kadının, çalıştığı, kendisini yoksulluktan kurtarmaya yetecek, aylık sürekli ve düzenli gelirinin olduğu, bu hususun SGK kayıtları ile de sabit olduğu, kadın yönünden boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığı ve baba ve çocuklar arasında kişisel ilişkinin kurulması gerektiğinden bahisle istinaf başvurusunun yoksulluk nafakası ve kişisel ilişki yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakasına ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, çocuklar ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftaları Pazar günü sabah saat 09.00’dan Pazar akşamı saat 17.00’a kadar kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, davalı-davacı erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının ve ferilerinin kabulü, kusur belirlemesi, tazminat talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakaların kabulü şartları oluşup oluşmadığı ve miktarlarının çok olup olmadığı, kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi ile kişisel ilişki düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ortak çocuk Kerem'in ergin olduğu anlaşılmakla davalı- davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının aşağıdaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Her ne kadar
Bölge Adliye Mahkemesince kadının çalıştığı ve gelirinin bulunduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadının asgari ücret düzeyinde geliri olduğu, erkeğin ise asgari ücretin üzerinde geliri bulunduğu, fındık üretimi yaptığı, ailesiyle birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Asgari ücretin kadını yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, tarafların gelirlerinin birbirlerine denk olmadığı da dikkate alındığında yoksulluk nafakasına hükmedilme koşulları kadın yararına gerçekleşmiş olup kadının ve ortak dört çocuğun içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durumu göz önüne alınarak kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken yazılı gerekçe ile bu talebin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davacı-davalı kadın vekilinin kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarına ilişkin temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön olmakla REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı- davacı erkeğin tüm, davacı- davalı kadının sair yönlerden temyiz itirazlarının reddi ile temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden ...'ya yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.