Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7799 E. 2023/5356 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının davalı erkek tarafından fahiş olduğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince belirlenen tazminat miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davalı erkeğin temyiz talebi reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1203 E., 2023/1894 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğundan bahisle bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadın yararına maddî ve manevî tazimnata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili asıl dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı eşin 1991 yılında görücü usulü ile evlendiklerini, üç tane ortak çocuklarının olduğunu, 2004 yılına kadar mutlu bir evlilik sürdürdüklerini ancak 2004 yılında davalı-davacı eşin sadâkat yükümlülüğünü ihlâl ederek müvekkilini aldattığını, müvekkilini aldattığı bu kadınla ayrı eve taşındığını, bu kadından ikiz çocuk sahibi olduğunu, sonrasında evini, eşini ve çocuklarını arayıp sormadığını, ilgilenmediğini, maddî ve manevî birlik görevlerini yerine getirmediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, düğünde kendisine takılan sekiz tane 22 ayar üçlü diye tabir edilen burma bilezik, altı tane reşat altını, bir tane beşi bir yerde altının müvekkiline aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde ziynetlerin ıslahla artırılan toplam bedeli olan 58.323,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; evliliklerinin ilk günlerinden itibaren müvekkilinin ailesini kabul etmeyen ve kız kardeşlerini eve almayan, müvekkilin ailesini ziyarete gitmeyen, müvekkil ailesine tek gittiğinde ise sabaha kadar kavga çıkaran, ortak çocukları çeşitli şekillerde babalarına karşı dolduran, çalıştığı iş yerine gelerek kendisine müşterilerin yanında ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunan, fiili ayrılık sonrasında da babasının müvekkilinin babasını darp etmesine, hakaret ve iftiralarda bulunmasına ses çıkarmayan kadının evlilik birliğinin sarsılmasında asli ve tam kusurlu olduğunu, kadının ortak çocuklarla oturduğu evin müvekkilinin babasının parası ile satın alındığını, ziynete ilişkin tüm iddiaların ise asılsız olması nedeniyle reddi gerektiğini belirterek tensip kararıyla birlikte davanın asıl dosya üzerinde birleştirilmesine karar verilmesini, neticeten asıl davanın reddine, birleşen davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, başka bir kadınla senelerdir evlilik hayatı yaşadığı, o kadından çocuk sahibi olduğu, evini geçindirme sorumluluğunu babasına bıraktığı, babası öldükten sonra da sorumluluk almadığı, çocuklarıyla ve eşiyle senelerdir ilgilenmediği, evliliğin, erkeğin yukarıda bahsi geçen tam kusurlu davranışlarıyla temelinden sarsıldığı, devamında taraflar ve çocuklar için bir menfaat kalmadığı, bu nedenle asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiği, kadının babası ile erkek ve ailesi arasında yaşanan kavgaya kadının müdahil olmadığı, bu nedenle bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yine kadının, erkeğin ailesini müşterek eve almadığı iddia edilmiş ise de erkeğin başka bir kadınla evlilik hayatı yaşadığı düşünüldüğünde kadının bu eyleminin de kadın yönünden haklı bulunduğu, yine kadının kahvehanede kavga çıkardığı iddia edilmişse de kavga sebebinin erkeğin davacı- davalı ile evli iken ikinci evliliğini yapmak istemesinden kaynaklandığı anlaşılmakla kadının içinde bulunduğu durum değerlendirildiğinde bu eyleminin de kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, boşanmanın fer'îsi niteliğindeki yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat koşullarının somut olayda kadın yararına gerçekleştiği, ziynet alacağı davasının ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, birleşen davanın reddine, ortak çocuk ...'nın yargılama sırasında ergin olduğu anlaşılmakla velâyet ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihinden itibaren ortak çocuk lehine hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının ortak çocuğun ergin olduğu 11.08.2020 tarihi itibariyle kaldırılmasına, davacı-davalının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminatın davalı- davacıdan alınarak davacı- davalıya verilmesine, dava tarihinden itibaren ... kadın lehine hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, hükmedilen nafakanın her yıl kararın kesinleşme tarihinde o yıl için belirlenen ÜFE oranında artırılmasına, davacı -davalı kadının ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yararına hükmedilen tazminatların miktarı ve ziynet alacağı davasının reddi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; her iki boşanma davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince ... kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de kadının yoksulluk nafakası istemi aylık 500,00 TL olduğu halde Mahkemece talep aşılarak 750,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, yine ... kadının, talep ettiği tazminatlara ayrıca faiz işletilmesi talebi bulunduğu halde bu konuda karar verilmemesinin de doğru olmadığı, tarafların sair istinaf istemlerinin ise İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kabul edilen kısımlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yerine yeniden hüküm kurulmak suretiyle; ... kadın yararına boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, ... kadın yararına hükmedilen tazminatlara boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiz işletilmesine, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... kadın vekili yararına hükmedilen tazminatların miktarı ve ziynet alacağı davasının reddi, davalı-davacı erkek vekili kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2.Dairemiz 10.01.2023 tarihli ilamı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına ve sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün diğer yönlerden onanmasına karar vermiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına ve kadın lehine 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminatın boşanmaya ilişkin hükmün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek evlilik birliğini temelden sarsan ve çekilmez hale getirenin kadın olduğunu, iddiaların tanık beyanları ve diğer deliller ile ispatlandığını, yaşanan fiili ayrılık sonrasında kadının babasının erkeğin babasını darp ettiğini, fiili ayrılıktan sonra dahi eş ve ortak çocukların yaşayabilecekleri zorlukları öngörerek gerekli tedbirleri aldığını, gelinen aşamada hükmedilen nafaka ve tazminatların fahiş olduğunu, maddî tazminatın gerekçelendirilmediğini, erkeğin günlük geçimini dahi günlük işlerde çalışarak temin etmeye çalıştığını, sigortalı bir işi bulunmayan erkeğin gerek nafaka gerek hükmedilen bu tazminatları ödemesinin mümkün olmadığını belirterek kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.