"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/570 E., 2022/2357 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/498 E., 2020/187 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, tarafların evlendiklerinden kısa bir süre sonra tartıştıklarını, tartışmalarının temelinin davalının babasının direktifleri ile hakaretleri olduğunu, kayın baba ve kaynana arasında çıkan tartışmanın bir süre sonra taraflara sıçradığını, davalının babasının müvekkilini darp ettiğini, tehdit ve hakaret ettiğini, "Sizin evliliğinizi bitireceğim" diye söylemde bulunduğunu, davalının bu söyleme tepkisiz kaldığını, aile birliğine müdahale edilmesine sessiz kaldığını, izin verdiğini, davalı kadının sebepsiz yere tavır aldığını, müvekkiline küstüğünü, müvekkiline "Sen adam değilsin adam olamazsın, defol git" şeklinde hakaret ettiğini, bu davranışının sonucu ortak yaşama son verildiğini, evlilik birliğinin davacı açısından çekilmez hal aldığını beyan ederek; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedeni ile boşanmaların, kişilik hakları zedelenen davacı yararına 20.000,00 TL manevî tazminata, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve soyut iddialar olduğunu, davalının hiçbir kusuru bulunmadığını, tamamen davacının kusuru olduğunu, davalının hem eşine hemde eşinin ailesine karşı saygıda kusur etmediğini, sesini dahi yükseltmediğini, bu nedenle davacının haksız davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin üniversite mezunu olduğunu, davacı erkeğin istemediği için çalışmadığını, davacının, ailesine hakaret ve darp ettiğini, evlilik birliğini sağlayamadığını, davacı tarafın ailesinin sürekli evliliğe müdahil olduğunu, evliliğin tüm özelini ailesiyle paylaştığını, davacının, davalı kadını ailesiyle görüştürmediğini, davacı ve ailesinin müvekkilini benimseyemediğini, sürekli boşanmak istediğini, maddî çıkar derdine düştüğünü davalı kadına takılan altınları bozdurmak istediğini notere gidip ayrılık halinde hiçbir şey istemeyeceğine dair imza atmasını istediğini, devamında anlaşmalı boşanma için protokol hazırlandığını davalıyı adliyeye götürüp imza attırmak istediğini, davalının da "Her şeye sabır ediyorum ailemle bile görüşmüyorum sen boşanmak mı istiyorsun" deyince, davalıyı ...'te yolun ortasında bıraktığını, davalı hiç tanımadığı bilmediği bir ortamda tek başına kaldığını, davacı davalının tüm kartlarını ve altınlarını aldığı için davalının bir markete sığındığını, market sahibinin acıyarak davalıyı otogara bıraktığını, davalı oradan Adıyaman'a arkadaşının yanına gittiğini, bilet parasını dahi arkadaşının aldığını, davalının, davacıyı tekrardan aradığında ise hakaret ettiğini, tarafların bu olaydan sonra bir araya gelmediklerini, evlilik birliği davalı kadın açısından çekilmez hale geldiğini, tam kusurlu tarafın davacı olduğunu beyan ederek; öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, davacı tarafça açılan boşanma davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davalı kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, düğünde takılan ve talebe konu ziynet eşyalarının aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde değeri üzerinden yasal faiziyle birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında evlilik birliktelikleri içerisinde sürekli tartışmalar yaşandığı, ailelerinin de tartışmalara dahil olduğu, tarafların evliliklerine şans verip devam etmeye çalıştıkları, tarafların ... İline yerleştikleri, orada da tartışmalarının devam ettiğini, en son olarak tarafların araç içerisinde tartıştıkları, erkeğin, kadını araçtan indirip yolun ortasında bıraktığı, kadının bir markete sığındığı, market sahibinin telefonundan kadının Adıyaman'da bulunan arkadaşını aradığı, market sahibinin kadını otogara bıraktığı, kadının Adıyaman'da bulunan arkadaşının yanına gittiği, otobüs biletini dahi arkadaşının aldığı, ertesi gün erkeğin, kadını arayarak hattını kapattırdığı, altınları da bozdurduğunu söylediğini, tarafların o zamandan beri ayrı yaşadıkları, erkeğin iddia ettiği kadının kendisini aşağıladığı hakaret ettiği, babasının kendisin darp ettiği ne yönelik iddialarını ispatlayamadığı, tanıklarının taraflar arasında yaşanan olaylara ilişkin görgüye dayalı bilgileri olmadığı bu nedenle kadına kusur izafe edilemediği, evlilik birlikteliğinin sona ermesinde karısını yol ortasında bırakarak zor duruma düşüren erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile ispat edilmeyen asıl davanın reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının sürekli ve düzenli gelir getiren işi olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir, 750.00 TL yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadının mevcut ve beklenen menfaatleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 12.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyalarına yönelik taleplerinin ise kısmen kabulü ile, 6 adet 22 ayar bilezik, toplam 65 gr., 1 adet 22 ayar kolye 15 gram ve 3 adet yüzük toplam 12 gram ziynetlerin aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde toplam bedelleri olan 21.068,00 TL'nin 1.000,00 TL sinin karşı dava tarihi olan 12.10.2018 tarihinden geriye kalan 20.068,00 TL'nin ıslah tarihi olan 11.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından hatalı kusur tespiti yaparak açtıkları davanın reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek, asıl davanın reddi, kadının davasının, tazminat ve nafaka taleplerinin ziynet eşyalarının ispat edilememesine rağmen kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek; kararın bozulması için istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekilinin katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili yararına verilen nafaka, maddî ve manevî tazminat miktarının çok düşük olduğunu beyan ederek; talepleri doğrultusunda karar verilmesi için istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının, delil değerlendirmesi, kusur tespiti ve asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü kararı ve gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, boşanmayla mevcut ve beklenen menfaatleri zarar gören, boşanmayla en azından eşinin maddî desteğini yitirecek olan, boşanmaya yol açan olaylar nedeniyle kişilik hakları ihlal edilen, çalışmayan, herhangi bir yerden düzenli geliri bulunmayan, boşanmaya yol açan olaylarda kusursuz olan davalı- karşı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası takdirinin doğru olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının düşük ya da fahiş olmadığı, toplanan delillere göre davalı-karşı davacı kadının, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının varlığını ve davacı-karşı davalıda kaldığını ispatladığı belirtilerek; İlk Derece Mahkemesince ziynet eşyası talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi kararının ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı kadının tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, iddialarını ispata yarar delilin bolunmadığını, hatalı kusur tespiti yaparak kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesinin hatalı olduğunu, kadının üniversite mezunu olduğunu ve atanma ihtimalinin yüksek olduğunu, nafaka bağlanması ile hayatını devam ettirebilecek olma kanısı ile çalışma hayatının engelleneceğini, kadının hali hazırda çalışıp çalışmadığının tespit edilmediğini, yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması için temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.