Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7832 E. 2024/3913 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayetin kime verileceği ve kadının zina yaptığı iddiasının ispatlanıp ispatlanamadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tanık beyanları ve tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, kadının zina yaptığına dair şüpheden uzak, somut ve görgüye dayalı delil bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulüyle asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1804 E., 2023/714 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1164 E., 2022/867 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin şiddet uyguladığını, küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, aşağıladığını, tehdit ettiğini, küçük düşürdüğünü, eve bakmadığını, erkeğin bu davranışları nedeniyle kardeşinin evine sığınmak zorunda kaldığını, erkeğin ortak çocuklara bakacak durumda olmadığını, erkeğin kendisi adına şirket kurduğunu, vergi borçları bulunduğunu, şirketle ilgili vergi ve diğer borçlarını kadının ödemesini istediğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin kadına verilmesine, çocuklardan her biri yararına aylık 500,00 er TL tedbir ve iştirak nafakasının erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının evlilik birliği devam ederken eşini başka erkekler ile aldattığını ileri sürerek öncelikle 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca, bu talep kabul görmez ise aynı kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadın ve ortak çocukları tehdit ettiği, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların baştan beri anne yanında kalıyor oluşları, yaşları ve sosyal inceleme raporundaki tespitler uyarınca velayetlerinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, birleşen dosyada erkeğin, kadının zina yaptığı iddiasına dayandığı, bu hususa ilişkin olarak dosyaya sunulan video kaydının bilirkişi tarafından çözümü ve incelemesinin yaptırıldığı, bilirkişi raporunda videodaki kişinin davacı kadın olup olmadığının tespit edilemediği, yine dosyaya sunulan ses kaydının yapılan çözümünde diyaloğun taraflarından birinin kadın olup olmadığı sabit olmadığı, bu nedenle video ve ses kaydına itibar edilmediği gerekçesiyle erkeğin birleşen davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi ve velâyet düzenlemesi yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların iddia ve savunmaları, tanık beyanları, toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ile kararın dayandığı deliller ve gerekçeye göre, kadının zina yaptığı veya kusurlu olduğu yönünde, şüpheden uzak, somut, görgüye dayalı beyan ve delil bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusursuz kabul edilerek asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, ortak çocukların yaşları, anneyle kalıyor oluşları, uzman raporu, yasal mevzuat, uluslararası sözleşmeler ile çocuğun yüksek yararı ilkesi gereğince velayetin anneye verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkek tarafından dosyaya sunulan görüntü ve ses kayıtlarından kadının erkeği aldattığının sabit olduğunu, bu eylemleri gerçekleştiren kadının ortak çocukların velâyetini almasının çocukların üstün yararını gerçekleştiremeyeceği, daha fazla teknik imkanlara sahip bilirkişiye video ve ses kayıtlarının çözümlenmesi için gönderilmesine ilişkin talebin mahkemece reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kadının ortak çocukları babalarına karşı doldurduğunu, onu kötülediğini, ortak çocukları babaya göstermediğini ileri sürerek kararın asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi ve velâyet düzenlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın davanın kabulü ile birleşen davanın reddine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesinin çocukların üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 330 uncu 335 inci vd. maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.