Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7838 E. 2024/3901 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarının ve verilip verilmemesi gerektiğinin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile dosya kapsamı değerlendirilerek, tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1198 E., 2023/477 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/291 E., 2020/188 K.

Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin %45 engelli olduğunu, buna rağmen davalının daha önce boşanma davası açıtığını ve reddedildiğini, ancak müvekkilinin de boşanmak istediğini, evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları sebebiyle bozulduğunu, müvekkilinin oğlunun yanında ikamet ettiğini, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle;dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacıya karşı fiziki bir şiddetinin bulunmadığını, davacı tarafın aksine kendisine bıçak çektiğini, kendisiyle yaşamak istemediğini söylediğini, eşinin sürekli evde huzursuzluk çıkardığını, kredi kartının ek kartını davacının kullandığını, ödemelerini kendisinin yaptığını, kendisinin babası ve annesine baktığını, boşanmayı kendisinin de istediğini, nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında daha önceden boşanma davasının bulunduğu, davalının davasının reddedildiği, ancak bu süreden sonra davalının evine gelmediği ve eviyle ilgilenmediği, taraflar arasında fikir ve karakter uyuşmazlığının bulunduğu, birbirlerine zıt karakterler olduğu sabittir. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan hadiselerde tarafların eşit kusurlu olduğu görülmüştür. Bu nedenlerden dolayı eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre davanın kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar, hüküm kesinleştikten sonra aynı miktar nafakanın yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, belirlenen nafakanın her yıl tahakkuk döneminden itibaren ÜFE oranında artırıma tabi tutulmasına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında taraflar eşit kusurlu görüldüklerinden davacı tarafın maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle;boşanma kararını kabul ettiğini, fakat maddî imkansızlıklar içinde olduğu ve işsiz olduğunu, herhangi bir malvarlığı bulunmadığını, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasına itiraz ettiğini belirtmiş, tedbir nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadına kusur yüklenilmediği halde boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddedilmesi hatalı ise de kadın istinaf yoluna başvurmadığından yanılgıya değinilmekle yetinildiği, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorunda olduğu belirtilerek tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında usul ve esas açısından bir isabetsizlik görülmediğinden davalı erkeğin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacının engelli halinin olmadığı, nafakayı ödeyecek gücünün olmadığını, tedbir nafakası yönünden kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, kadın yararına tedbir nafakası verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 169 uncu, maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.