"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1163 E., 2023/1232 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kayseri 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/369 E., 2023/127 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, eşya ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine hükmedilmiş, kadının ev eşyasına ilişkin açmış olduğu davasının reddine, ziynet alacağına ilişkin açmış olduğu davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf itirazlarının kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, kadının ev eşyalarına ilişkin karşı davasının reddine, ziynet eşyalarına ilişkin karşı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı - karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının eşine karşı sevgi ve saygı duymadığını, maddî çıkar amacıyla evlendiğini, erkeğin ailesi ile görüşmek ve muhatap olmak istemediğini, kayınvalidesinin gelmesini istemediğini, erkeğin akrabalarına ziyarete gidildiğinde kimse ile konuşmadığını, aile içi mahrem meseleleri annesine anlattığını, annesinin evlilik birliğine müdahalede bulunduğunu, cinsel ilişkiden kaçındığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin annesine "ben kocamdan çocuk yapmam, altınları alıp babamın evine giderim" dediğini, erkeğin kardeşine de "zaten para için evlendi" dediğini, sürekli "ben gideceğim" dediğini, kadının rahatlaması için kök ailesinin yanına bıraktığını, bir hafta kaldıktan sonra döneceğini söylemesine rağmen kocasını bir daha aramadığını, telefonlarına bakmadığını, eşi rahatsız olmasına rağmen yanında sigara içtiğini, lüks yaşam sürdüğünü, çocuk yapmak istemediğini, aşağılayıcı davrandığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı - karşı davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin evlilik birliğine sürekli müdahale ettiğini, kadının kök ailesi ile görüşmesine engel olduklarını, erkeğin annesinin kadına hakaret ettiğini, erkeğin ve abisinin kadına şiddet uyguladığını, kadının ziynet eşyalarına el koyduğunu, evden kovduğunu ileri sürerek kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yine kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, 6 adet 40 gram 22 ayar bilezik, 14 ayar 50 gram set ve bir adet beşibiryerdenin aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 60.000,00 TL'nin tarafına ödenmesine, ayrıca dava dilekçesinde belirtilen ev eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 25.000,00 TL'nin kendisine ödenmesine, mal varlığının tasfiyesinden kaynaklanan alacağının da tahsiline karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir. Kadın vekili aşamalarda ziynet alacağına ilişkin bedel istemini 65.880,00 TL olarak ıslah etmiştir.
2.Davalı - birleşen davacı kadın vekili Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra açmış olduğu birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, henüz boşanma davası sonuçlanmamış iken bir başka kimse ile nişan töreni yaparak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına sonradan yoksulluk nafakasına dönüştürülmek üzere aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, yine kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 27.01.2021 tarih ve 2019/72 Esas, 2021/89 Karar sayılı kararı ile; kadının, erkeğin annesini istemediği, bulunduğu ortamda yaşamak istemediğini söylediği, erkeğin ise ailesinin evlilik birliğine müdahalesine ses çıkarmadığı, kadını babasının evine bırakıp daha sonra arayıp sormadığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, 400,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, yine kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ev eşyalarına ilişkin davasını ispatlayamaması nedeniyle ev eşyalarına ilişkin davasının reddine, kadının baba evine bırakıldığında üzerinde ziynet eşyalarının olmadığı, kadın tarafından talep edilen bir adet beşibiryerdenin CD kayıtlarında görünmediği ve bu istemin dosya kapsamındaki başkaca delil ile de ispatlanamadığı gerekçesiyle kadının ziynet eşyalarına ilişkin karşı davasının kabulüyle cins ve niteliği gerekçeli kararda kalem kalem belirtilen ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde 61.080,00 TL'nin kadına ödenmesine, bu bedelin 60.000,00 TL'sine dava tarihinden, geri kalan miktarına ise ıslah tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde faiz işletilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından karşı davada verilen boşanma hükmü, kusur belirlemesi, kadının kabul edilen maddî ve manevî tazminat talepleri, aleyhine hükmedilen nafakalar, kadının kabul edilen ziynet alacağı talebi, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin kabul edilen asıl davası, kusur belirlemesi ve reddedilen ev eşyası talebi yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 21.05.2021 tarihli ve 2021/672 Esas, 2021/655 Karar sayılı kararıyla kadının boşanmaya ilişkin karşı davasının olmadığı, usulüne uygun olarak açılan bir boşanma davası olmadığı ve bu hususta bir ıslah da söz konusu olmadığı halde kadının davasında boşanma kararı verilmiş olmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf itirazlarının kabulüyle dosyanın esası incelenmeksizin kaldırılmasına, belirtilen eksikliğin giderilmesi amacıyla dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğin annesini istemediği, bulunduğu ortamda yaşamak istemediğini söylediği, erkeğin ise ailesinin evlilik birliğine müdahalesine ses çıkarmadığı, kadını babasının evine bırakıp daha sonra arayıp sormadığı, Bölge Adliyesinin kaldırma kararından sonra kadın tarafından açılan birleşen boşanma dosyasının yapılan yargılamasında ise erkeğin başka bir kadın ile olan birlikteliğinden bir çocuğunun olduğu, sadakatsiz davranışlar sergilediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin asıl ve kadının birleşen boşanma davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra ise aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ev eşyalarına ilişkin davasını ispatlayamaması nedeniyle ev eşyalarına ilişkin davasının reddine, kadının baba evine bırakıldığında üzerinde ziynet eşyalarının olmadığı, kadın tarafından talep edilen bir adet beşibiryerdenin CD kayıtlarında görünmediği ve bu istemin dosya kapsamındaki başkaca delil ile de ispatlanamadığı gerekçesiyle kadının ziynet eşyalarına ilişkin karşı davasının kabulüyle cins ve niteliği gerekçeli kararda kalem kalem belirtilen ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde 61.080,00 TL'nin kadına ödenmesine, bu bedelin 60.000,00 TL'sine dava tarihinden, geri kalan miktarına ise ıslah tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde faiz işletilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, kabul edilen ziynet alacağı ve nafakalar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarları, reddedilen ev eşyası talebi ile ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı gösterilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurların gerçekleştiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evlilikte geçen süre ve tarafların yaşları dikkate alındığında yoksulluk nafakasının toptan şekilde hükmedilmesi gerektiği, kadının tazminatlara faiz işletilmesi talebi olduğu halde bu konuda karar verilmemiş olmasının hatalı olduğu, kadının ziynet ve çeyize ilişkin davalarının tek dava olduğu, buna karşılık ayrı ayrı yargılama gideri, harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, kadının eşyalara ilişkin toplam talebinin 90.880,00 TL olduğu, mahkemece toplam 61.080,00 TL'ye hükmedildiği göz önüne alınarak yargılama giderleri, harç ve vekâlet ücretinin bu miktarlar üzerinden hesaplanması gerektiği, kadının dava açarken ziynet eşyasının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bedeli olan 60.000,00 TL'nin kadına ödenmesini talep ettiği, dava sürecinde bu miktarı 65.880,00 TL'ye yükseltip yasal faiz talep ettiği, bu husus göz önüne alınmaksızın 60.000,00 TL'lik kısma dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının hatalı olduğu gerekçesiyle kadının maddî ve manevî tazminatlar, aleyhine hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine, erkeğin ise aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ile kabul edilen ziynetlere yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu hususlara ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına tek seferde ödenmek üzere 30.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte erkekten alınıp kadına ödenmesine, kadın yararına cins ve miktarı gerekçeli kararda belirtilen ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine, bu mümkün olmazsa ziynet bedelleri toplamı olan 61.080,00 TL'nin 60.000,00 TL'sinin erkekten alınıp kadına ödenmesine, geri kalan kısmının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınıp kadına verilmesine, çeyiz ve ziynet eşyalarının tek bir dava olduğu kabul edilerek kabul ve reddedilen kısmı üzerinden vekâlet ücreti, harç ve yargılama giderlerine hükmedilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların eşit kusurlu olduğu gözetilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, yoksulluk nafakası miktarının fahiş olduğunu, tanık ifadelerinin çelişkili olduğunu, kadının kök ailesinin yanına evden tamamen ayrılma niyetiyle gittiğini ve ziynet eşyalarını da yanına aldığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakasının miktarı ve ziynet alacağı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma ve ziynet alacağı davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına tazminat ödenmesine ilişkin şatların oluşup oluşmadığı, yoksulluk nafakası miktarının fahiş olup olmadığı ile kadının ziynet alacağına ilişkin davasını ispat edip edemediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 176 ncı maddesi, 220 ve 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.