Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7879 E. 2024/4387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Reddedilen ilk boşanma davasından sonra tarafların fiili ayrılık süresini kesintiye uğratacak şekilde birlikte yaşayıp yaşamadıkları ve kadına tedbir nafakası ödenip ödenmeyeceği noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra bir süre birlikte yaşadıklarına dair tanık beyanları ve zabıta tutanakları ile fiili ayrılık süresinin kesintiye uğradığı ve evlilik birliğinin devam ettiği gözetilerek, davacı erkeğin boşanma talebinin reddine ve kadına tedbir nafakası ödenmesine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/561 E., 2023/1221 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/924 E., 2019/1018 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; 4 yıl sorunsuz giden evliliklerinde erkeğin ekonomik durumunun kötüleşmesi nedeni ile aile içindeki huzurun kalmadığını, kadının erkeğe onur kırıcı davranışlarının olduğunu, ekonomik gücü zayıfladığında kadının davranışlarının değiştiğini, erkekten habersiz erkeğin müşterilerinden yüklü miktarlarda tahsilatlar yaptığını, haksız yere kavga çıkararak evi terk ettiğini, kadının önceki evliliğinden olan çocuğunun erkeği tehdit ettiğini, kadının erkeğe zarar verme kastıyla maliye bakanlığı ile bilgi transferi yapılan şifreyi bloke ettiğini, internet bağlantısını kestirip mükellef kaıytlarını arşivde yok ettirdiğini, taraflar arasında erkek tarafından daha önceden boşanma daası açıldığını ve bu davanın reddolduğunu, boşanmanın reddi kararının kesinleşmesi tarihi olan 21.05.2013 tarihinden bu yana tarafların aynı çatı altında bir araya gelmediklerini, 3 yılı aşkın süre içinde taraflar arasındaki sorunların çözülmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; tarafların reddedilen boşanma davasından sonra evlilik birliğini yeniden kurduklarını, birlikte tatillere çıktıklarını, tarafların evliliklerinde meydana gelen sorunların erkeğin evlilik birliği içinde sadakatsiz davranışlarından kaynaklandığını ileri sürerek açılan davanın reddine, aksi halde dava sonuçlanıncaya kadar kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası verilmesine, dava sonuçlanınca yoksulluk nafakası olarak devamına, yine kadın yararına 30.00,000 TL maddî 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının kardeşinin beyanlarından, tarafların evinde kaldığı zaman aynı odayı paylaştıkları beyanı, 26.01.2017 tarihli kolluk araştırmasında davalı kadın ile davacı erkeğin Bodrum'da beraber kaldıkları, davalı kadının son 5-6 yıldır ortak konuta 2-3 ayda bir geldiği, ancak son 2-3 yıldır hiç gelmediğinin yazıldığı fakat gelmeme zamanının 2014 senesine isabet ettiği, böylelikle 2013-2014 yılları arasında fiili ayrılığın olmadığının kollukça tespit edildiği, 19.05.2017 tarihli kolluk araştırmasında davalı kadının İstanbul'a oğlunu ziyaret amacıyla çeşitli tarihlerde gittiği, bunun dışındaki zamanlarda genellikle davacı erkek ile beraber kaldığı, oğlunu ziyaret ettiği bazı zamanlarda davacı erkeğin de gelip gittiği, davacı erkek ile aynı çatı altında yaşadığının tespit edildiği, davacı erkekle davalı kadının arasında Bodrum 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/697 Esas, 2012/634 karar sayılı boşanma davasındaki ret kararının kesinleşme tarihi olan 21.05.2013 tarihinden dava tarihi olan 10.10.2016 tarihine kadar kesintisiz 3 yıl boyunca fiili ayrılık olmadığı, evlilik birliğini yeniden sağladıkları, bir arada yaşadıkları, aynı odayı paylaştıkları dolayısıyla ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğu tanık beyanları ve kolluk araştırmalarından anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine ve 29.03.2017 tarihli celsesinin 4 numaralı ara kararı ile kadın yararına aylık 300,00 TL takdir olunan tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hüküm kesinleşinceye kadar aynen devamı ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; fotoğraflar üzerinde yapılan değişiklikle ilgili alınan adli tıp raporunun dikkate alınmadığını, davacı şahitlerinin aileden olmadığını, tanıkların yeminsiz dinlendiğini ileri sürerek kararın erkeğin reddedilen davası ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanma davasının kesinleştiği 21.05.2013 tarihinden eldeki dava tarihi arasında 3 yıllık fiili ayrılık süresinin gerçekleşmediğinin ve tarafların bu süre içerisinde birlikte yaşadıklarının davalı kadının bildirdiği usulüne göre dinlenmiş görgüye dayalı samimi ve inandırıcı tanık beyanları ile dosya kapsamındaki zabıta araştırma tutanaklarından anlaşıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; eldeki davanın süresinde açıldığını, dosyaya sunulan fotoğraflarda kadının oynama yaptığının adli tıp raporu ile sabit olduğunu, tanıkların aileden olmadığını ve yeminsiz dinlendiklerini, tarafların reddedilen boşanma davasından sonra tekrar bir araya gelmediklerini ileri sürerek erkeğin reddedilen boşanma davası ve kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası yönünden; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında daha önceden görülen ve reddedilerek kesinleşen boşanma davasından sonra tarafların birlikte yaşayıp yaşamadığı ve kadın yararına tedbir nafakası ödenmesine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası ve 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.