"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1033 E., 2023/962 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/633 E., 2021/746 K.
Taraflar arasındaki aile konutu tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararın davalılar ve davalı ... mirasçıları vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı ... mirasçısı Halil vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ve davalılar Zeliha mirasçıları vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa eşinin 22 senelik bir evlilik hayatlarının olduğunu, müteveffanın 19.02.2018 tarihinde vefat etmesi ile evlilik birliğinin sona erdiğini,müteveffanın evliliklerinin ilk bir kaç senesini Almanya'da geçirdiklerini, ara sıra İzmir'e geldiklerini, 2000 yılında Türkiye'ye kesin dönüş yaptıklarnıı, davacı ile müteveffanın bu tarihten müteveffanın ölüm tarihine kadar birlikte bahse konu evde yaşadıklarını, İzmir 6. Sulh Hukuk mahkemesinde Aile konutunun özgülenmesi davası açtığını, davalıların kötü niyetli olarak buna itiraz ettiklerini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 240 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne İzmir ili, Narlıdere ilçesi, Narlıdere mahallesi, 30 pafta, 6397 ada, 5 parselde bulunan taşınmazın üzerinde 20/700 arsa yaplı, 4.kat, 21 nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, davacı müteveffa eşi tarafından aile konutu olarak kullanıldığının tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; İzmir 6. Sulh Hukuk mahkemesinin 2020/421 Esas sayılı dosyasıyla Aile konutunu özgülenmesi davası açıldığını, Mahkemenin 2020/443 Esas sayılı dosyada da katılma alacağı dosyalarının olduğunu, müteveffanın ölümünden sonra hali hazırda açılmış bulunan bu iki davanın bulunması ve evlilik birliğinin ölüm ile sona erdiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalılar ... ile ... vekili aracılığı ile verdikleri cevap dilekçesi yasal süresi içinde verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi ile aile konutuna sağladığı koruma evliliğin son bulması ile nihayet bulur ise de, sağ eşin, ölen eşine ait birlikte yaşadıkları konut üzerindeki ölümden sonra kullanılabilecek kanuni hakları bakımından konutun bu vasfının belirlenmesini istemekte hukuki yararının olduğu, dosya içerisine uyaptan alınan adres araştırma formları, nüfus kayıtları, yapılan keşif ve keşif sonucunda hazırlanan bilirkişi raporları, celp edilen tapu kayıtları ve tüm dava dosyası birlikte ve bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı ve müteveffa ...'ın 09.10.1996 tarihinde evlendikleri, dava konusu İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 6397 ada 5 parsel, 20/700 arsa pay ve paydada kayıtlı, 4. kat 21 numaralı, mesken niteliğinde bağımsız bölümün muris ... tarafından 29.12.1997 tarih ve 2480 yevmiye numaralı senetle edinilen (... Mahallesi, ... sokak, ... Apartmanı, No:8 Kat:4 No:21 .../İzmir adresindeki konutun) taşınmazda davacı ve müteveffanın vefat ettiği 19.02.2018 tarihine kadar birlikte oturdukları davaya konu taşınmazın davacı ile müteveffa ... tarafından aile konutu olarak kullanıldığı, tarafların başkaca bir aile konutlarının bulunduğunun davalılar tarafından ispatlanmadığı gerekçesi ile dava konusu İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 6397 ada 5 parsel, 20/700 arsa pay ve paydada kayıtlı, 4. kat 21 numaralı, mesken niteliğinde bağımsız bölümün muris ... tarafından 29.12.1997 tarih ve 2480 yevmiye numaralı senetle edinilen (... Mahallesi, ... sokak, ... Apartmanı, No:8 Kat:4 No:21 .../İZMİR adresindeki konutun) taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalılar ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dilekçelerini tekrarlamakla birlikte hukuki yararının bulunmadığını, evliliğin ölümle son bulduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalılar ... ile ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dilekçelerini tekrarlamakla birlikte tanıkların öğretilmiş ve çelişkili beyanları ile karar verildiğini ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile iddia, savunma beyanları, nüfus aile kayıt örnekleri, müzekkere yazı cevapları, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazda aile konutu şerhi bulunmadığı, dava konusu taşınmazda davacı ile davalının, davalının sağlığında birlikte oturduğu, birlikte yaşadıkları aile konutu olduğu davanın kabulünün usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ile davalı ... mirasçıları vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar ve davalı ... mirasçıları vekilleri temyiz dilekçelerinde özetle; istinaf dilekçelerini tekrarla kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın davacı ile müteveffa eşin sağlığında oturdukları aile konutu niteliğini taşıyıp taşımadığı ile ölümle son bulan evliliklerde aile konutu korumasından yararlanılıp yararlanılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 194 üncü ve 240 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar ve davalı ... mirasçıları vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edenlerden ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.