"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/443 E., 2023/668 K.
KARAR : Başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Çorlu 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/141 E., 2020/535 K.
Taraflar arasındaki boşanma, ziynet ve eşya alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne, eşya alacağı davası hususunda vazgeçme nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre davalı erkek vekilinin temyize konu ettiği eşya davasında, dava değeri, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; erkek vekilinin eşya alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadının tüm, davalı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların yıllık ÜFE/TÜFE oranında arttırılmasına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, 1. 000,00 TL eşya alacağına, müvekkiline düğünde ve nişanda takılan 70 adet çeyrek altın ile 27 adet 20 gram bileziğin ve 1 adet gerdanlığın aynen iadesini, aynen iade edilmemesi halinde bedelinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı vekili 28.09.2020 havale tarihli dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL üzerinden açtıkları ziynet davasında, dava değerini bilirkişi raporu doğrultusunda 61.215,20 TL ıslah ederek 61.215,20 TL nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığının savunarak öncelikle davanın reddine karar verilmesini, boşanma kararı verilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini ve çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tartıştıkları, kavga ettikleri, ortak çocuk ...'in ağlayarak dedesi tanık İdris'i aradığı ve dedesinin evine gittiği ,daha sonra davacı ve diğer ortak çocuk...'in tanığın evine gittiği, bu süre içerisinde davalının davacıya ve ortak çocuklara maddî yardımda bulunmadığı, ihtiyaçlarının tanık İdris tarafından karşılandığı, en son davacı ve ortak çocuk...'in müşterek haneye gittiklerinde evin anahtar göbeğinin değiştirildiği, davacı ve ortak çocuğun evin kilidini açamadıkları, davalının "eve dön" çağrısının samimi olmadığı, fiili ayrılıktan önce de davalının az para vermesi nedeniyle davacıya kızdığı, davacıya "paranı neden kenara koyuyorsun ,sen orospu musun" dediği, kilo aldığında ise "ayı gibi oldun" dediği, ortak çocuk ...'i ve davacıyı sürekli evden kovduğu, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, davalının bu sebeplerle evlilik birliğinin çekilmez hal almasında ağır kusurlu olduğu, davacının ise davalının babası ... ameliyat olduğunda "geçmiş olsun" demediği, davalı babasının yanında gitmek istediğinde "git gelme bir daha sana baban baksın" dediği, davalının annesi ameliyat olduğunda davalının annesi ile ilgilenmediği, davacının bu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hal almasında az (hafif ) kusurlu olduğu, ortak çocuk...'in 2005 doğumlu olduğu, velâyet hususunda bilgi sahibi olduğu, idrak çağında bulunduğu, beyanlarına itibar edilebilir olduğu, alınan beyanında anne yanında kalmak istediğini bildirdiği, sosyal inceleme raporunda annenin velâyet hususunda istek ve motivasyonunun yüksek olduğu, yaşam tarzının küçüğün psiko sosyal, fiziksel ve mental gelişimini destekler nitelikte olduğu da anlaşıldığından çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun yüksek yararına olacağı vicdani kanaatine varıldığı, davacı kadının dosya içeriğine göre asgari ücret düzeyinde gelirinin olduğu, davacının bu geliri dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığı, adına kayıtlı tapulu mal ve araç bulunmadığı boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, kadın altınların elinden alınarak araba alındığını, rızasının olmadığını iddia ettiği, davacı tanığı Dilek'in düğünde takılan altınların bozdurularak araba alındığını beyan ettiği, davalı tanığı ...'nün ise düğünde takılan altınlarla ev alındığını beyan ettiği, davalının ise altınların bir kısmının davacının ablasının kasasında saklandığı, diğer kalan altınların ise evin ortak giderlerine ve mobilya alımına harcandığını beyan ettiği, düğünde takılan altınların davacı tarafından evden ayrılırken götürülmediği, altınların bozdurulduğu davacı, davalı tanık beyanları ve davalının kısmi beyanı ile sabit olduğu, davalı tarafın davacının rızasının olduğunu, geri ödenmemek üzere elinden alındığını ispat edemediği, davacının ziynet alacağı talebinin subut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk...'in velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk... için aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ... için bağlanan aylık 200,00 TL tedbir nafakasının ...'in ergin olduğu 07.08.2018 tarihine kadar devamına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların Üfe-Tüfe oranında arttırılmasına, kadın yararına 7.500,00 TL maddî ve 7.500,00 TL manevî tazminata, kadının eşya alacağı davası hususunda vazgeçme nedeni ile hüküm kurulmamasına, davacı tarafın ziynet eşyaları talebinin kabulü ile, her biri 22 ayar 18 gramdan toplam gramı 288, birim fiyatı 148.40 -TL toplam tutarı 42.739,20 TL 16 adet bilezik ile, her biri 22 ayar 15 gramdan toplam gramı 30, birim fiyatı 148.40, toplam tutarı 4.452,00 TL 2 adet bilezik ile, 22 ayar 10 gram 1 adet birim fiyatı 148.40, toplam 1.484,00 TL olan 1 adet bilezik, 14 ayar, 50 gram birim fiyatı 94,80, tutarı 4.740,00-TL olan 1 adet set takım, her biri 22 ayar, birim fiyatı 260,00 TL'den toplam tutarı 7.800,00-TL olan 30 adet çeyrek altının davalıdan alınarak davacıya verilmek üzere aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde ziynetlerin toplam bedeli olan 61.215,20 TL 'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, eşya alacağı davası hakkında vazgeçme nedeni ile hüküm kurulmaması ve vekâlet ücreti ile ziynet alacağı davası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin Çorlu 1. Aile Mahkemesinin 13.12.2017 tarih, 2017/443 değişik iş sayılı kararı ile kadına eve dönmesi için ihtar çektiği, ihtar çeken eş için karşı tarafın ihtardan önceki kusurlu davranışlarını af anlamına geldiği, bu durumda kadına kusur yüklenmesi doğru değil ise de; kadın, istinaf dilekçesinde açıkça bu durumu istinafa getirmeyip erkeğin ağır kusurlu olduğunu ileri sürdüğünden yanılgıya işaret etmekle yetinildiği, sair yönlerin usul ve yasaya uygun olduğu ancak davacı kadın yararın hüküm altına alınan tazminatlar ile ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl üfe oranında arttırılmasına, erkek yararına eşya alacağı davasında 3.400,00 TL vekâlet ücretine, tarafların sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, eşya alacağı davası hakkında vazgeçme nedeni ile hüküm kurulmaması ve ziynet alacağı davası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile ziynet alacağı davası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayıl Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
3.Mahkemece yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında her iki tarafında özel sektörde çalıştığı, gelirlerinin denk düzeyde olduğu ve başkaca bir gelirlerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 175 inci maddesi koşullarının somut olayda davacı kadın yararına gerçekleştiğinden söz edilemez. Bu nedenle davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin eşya alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden davalı erkek, tazminatların miktarı yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
b. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.