"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/456 E., 2023/822 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/188 E., 2021/566 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin 2018 yılı Ekim ayından beri salonda yattığını, müvekkilin yanında yatmak istemediğini, müvekkiline "sevmediğini, başkası ile evlenip iki çocuk yapacağını, evlendiği için çok pişman olduğunu" söylediğini, müvekkilinin evlilik hayatı boyunca erkeğin hakaretlerine ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını, bir süredir evlilik yüzüğünü çıkardığını, telefonunda "aşkım" olarak kayıtlı müvekkilinin numarasını kızlık soyadı ile kaydettiğini, müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, ilgisiz bir eş ve baba olduğunu, avcılık merakı nedeniyle evde çok sayıda tüfek bulunduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiine, çocuk lehine aylık 750,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl %15 artış uygulanmasına, yasal faizi ile birlikte 450.000,00 TL maddî, 475.000,00 TL manevî tazminata, mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kadının ailesinin sürekli olarak ortak konuta geldiğini ve evlilik birliği içinde her olaya müdahil olduklarını, davacı-karşı davalının müvekkiline cinsel anlamda ilgisiz davrandığını, müvekkilinin tepkisini ifade etmek için salonda yatmaya başladığını ancak davacı-karşı davalının kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin ailesine karşı umursamaz bir tavır sergilediğini, çocuk dört yaşına gelmiş olmasına rağmen halen geceleri altına bez bağladığını, yemek vs yapmadığını belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetinin müvekkiline tevdiine, çocuk lehine aylık 250,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata, mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evliliğin devamında eşine ilgisiz olduğu, dosyada bilgileri yer aldığı şekilde sadakatsizlik ve güven sarsıcı davranış kabul edilebilecek şekilde ortak haneyi terk ederek uzun süreli avcılık faaliyeti gerçekleştirdiği, süreklilik arzedecek şekilde kadını ailesine bıraktığı, ekonomik olarak kadının ihtiyaçlarını karşılayamadığı, cinsel birliktelikten kaçındığı, "sana söyleyeceğime duvara söylerim, şişmansın" diye hakarette bulunduğu, kadının ise erkeğe dominant şekilde sert davrandığı, erkeğin başkaları yanında rencide olmasına sebep olduğu, kök ailesinin evliliğe müdahale etmesine imkan tanıdığı, evlilik birliğinin kadının az, erkeğin ağır kusurlu davranışlarıyla temelinden sarsıldığı gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, koşulları oluştuğundan 25.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, aylık 500.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, uzman raporu, çocuğun yaşı nedeniyle anne şefkatine muhtaç oluşu dikkate alınarak velâyetin anneye tevdiine, aylık 600,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, nafakaların ÜFE oranında artışına, % 15 artış talebinin reddine, mal rejimine ilişkin talebin tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları ile yasal faiz talebinin karşılanmaması yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı-karşı davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; cinsel birlikten kaçınma vakıasının erkeğe ait olduğu halde bu yönde erkeğe kusur yüklenmesinin doğru bulunmadığını ve kadının çalışabilecek durumda olduğunu ancak çalışmadığını belirterek kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; erkeğin eş ve çocuğa karşı ilgisiz ve dışlayıcı davrandığı, evine bakmadığı, yatağını ayırdığı, eşini aşağıladığı, kadının ise yemek yapmadığı, bu suretle birlik görevlerini yerine getirmediği, eşinin ailesine karşı soğuk davrandığı, İlk Derece Mahkemesince kusurun ağırlığına ilişkin belirleme doğru ise de; yüklenen kusurlu davranışlarda eksiklik/hata yapıldığı, tazminatlar, yoksulluk ile iştirak nafakası miktarının da az olduğu gerekçesiyle tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf istemlerinin kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin açıklanan şekilde düzeltilmesine, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarına, maddî-manevî tazminat hususunda faiz talebi hakkında karar verilmememesine yönelik istinaf isteminin kabulüne, bu hususlarda yeniden esas hakkında hüküm tesisine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk, çocuk lehine aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, nafakaların taleple bağlı kalınarak, kararın kesinleşmesini takip eden yıllarda %15 oranından arttırılmasına, evlilik birliğinde kusurlu olmadığı anlaşılan kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf isteminin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince kusur konusunda çelişkili ifadeler kullanıldığını belirterek kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına ve Bölge Adliye Mahkemesince tazminat takdir ederken kadının kusursuz olduğu şeklindeki ifadenin maddi hataya dayalı olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.