"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1169 E., 2023/1096 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Küçükçekmece 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/326 E., 2022/108 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin agresif olduğunu, alkol aldığı zamanlar kavga çıkardığını, müşterek evi terk ettiğini, davacı-davalı kadını aldattığını, evin ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, çocukla ilgilenmediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, faizi ile 1.000,000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminatın, çocuk için aylık 10.000,00 TL iştirak nafakasının davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadının müvekkilini aldattığını, müvekkilinin bunun üzerine evi terk ettiğini belirterek tarafların öncelikle zina sebebi ile boşanmalarına, bunun kabul edilmemesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, faizi ile 300.000,00 TL maddî, 1.000.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalı kadından alınarak davalı-davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyaya davalı-davacı davacı erkek tarafından delil olarak ibraz edilen ve davacı tarafından inkar edilmeyen mesaj kayıtlarında davalı-davacı erkeğin eşine yönelik başka erkeklerle cinsel ilişkiye girdiğine ilişkin duyumlarına, tatilleri sırasında da davacı-davalı kadının başka bir erkekle buluştuğuna ilişkin tespitlerine ilişkin yazdığı hakaret içerikli mesajlarına davacı-davalı kadının "bahane bulmuyorum", "öncelikle seni üzdüğüm için özür dilerim", "seni yıktığımı biliyorum", " seni seviyorum" şeklinde tevilli ikrar ve af içerikli cevaplar verdiği, cinsel ilişkiyi girdiğini inkar etmediği, dinlenen bir kısım davalı-davacı tanıklarının da davacı kadının başka bir erkekle ilişkisinin olduğu yönünde duyumlarını dile getirdikleri, tanık ...'in doğrudan davacının ağabeyinden aldatma iddiaları kapsamında bilgi edindiğini ifade ettiği, tanık ...'ın davacının kocası ile ilişkisi olduğunu öğrendiğini, davacıyı ve eşini uyardığını ancak eşi ile davacının mesajlaşmalarının devam ettiğini anlaması üzerine elindeki fotoğraf ve yazışmaları davacının eşi olan davalı-davacı erkeğe 2019 yılı yaz sonu gibi bildirdiğini ifade ettiği ve delil olarak sunulan mesaj kayıtlarının 2019 yılı Ekim ayına ait olması dikkate alınarak her ne kadar birleşen dosyada davacı erkek tarafından davalı eşi aleyhine zina sebebine dayalı olarak boşanma davası açılmış ve zina iddiası ispatlanmış ise de; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesinin ikinci fıkrasında davaya hakkı olan eşin zina boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay geçmekle dava hakkının düşeceğinin belirtildiği ve birleşen davanın 24.06.2020 tarihinde açılmış olmakla 2020 yılı Nisan ayı itibariyle hak düşürücü sürenin dolduğu, birleşen dosyada terditli olarak talep edilen ve asıl dosyadaki şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı boşanma davaları yönünden yapılan değerlendirmede; davacı-davalı kadının yukarıda belirtildiği üzere sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri ihlal ettiği, davacı-davalı erkeğin de sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddia edilmiş ise de; dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarının bu hususta görgüye dayalı bilgi ve beyanlarının bulunmadığı, cinsel ilişki olgusunun ispatlanamadığı, ancak delil olarak dayanılan davalı-davacı erkeğin HTS kayıtlarında ... isimli kadına ait telefon numarası ile sık ve uzun süreli görüşmelerinin bulunduğu, bu suretle erkeğin aramalarının davacı kadının güvenini sarsıcı nitelikte olduğu, tarafların kusur durumlarının karşılaştırılmasında davacı-davalı kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, birleşen dosyada zina sebebine dayalı olarak açılan davanın hak düşürücü sürenin dolması sebebiyle reddine, terditli olarak talep edilen şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk yararına hükmolunan aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 7.000,00 TL ye artırılmasına, karar kesinleşinceye kadar devamına, kesinleştikten sonra aylık 10.000,00 TL iştirak nafakası olarak davalı-davacıdan alınarak velâyeten davacı-davalı anneye ödenmesine, tarafların kusur durumu dikkate alınarak davacı-davalı kadının maddî manevî tazminat istemlerinin reddine, davalı-davacı erkeğin maddî manevî tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile 300.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalı kadından alınarak davalı-davacı erkeğe ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, miktarları ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili; zina sebebi ile açılan davasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-davalı kadının ağır kusurlu, davalı-davacı erkeğin hafif kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin doğru ve maddî gerçeğe uygun olduğu, Covid nedeni ile hak düşürücü sürelerin 15.06.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatıl uzatıldığı, somut olayda davalı- davacı erkeğin zina fiilini 21.10.2019 tarihinde öğrendiği, birleşen davanın ise 24.06.2020 tarihinde sürelerin işlemeye başlamasından 9 gün sonra açıldığı, bu durumda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği, davalı-davacının zina nedeniyle boşanma talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkeğin zina nedeniyle boşanma talebinin reddi kararına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, zina nedeniyle boşanma koşulları oluşmakla birlikte boşanma kararı kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davalı-davacının diğer istinaf taleplerinin, davacı-davalının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve miktarları, tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusur oranı, davalı-davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı ve davacı-davalı kadının tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.