Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7945 E. 2024/6029 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen boşanma nedenlerinin ispatlanamaması ve usulüne uygun olarak ileri sürülmemesi gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2119 E., 2023/905 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kilis 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/647 E., 2022/218 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine, kadının başvurusunun esastan reddine, kadının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 750,00 TL tedbir/iştirak, kadın için aylık 1.000,00 TL

tedbir/yoksulluk nafakası ile 30.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalının cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin Çerkeş Asliye (Aile) Hukuk mahkemesi olduğu, yetki yönünden davanın reddini talep ettiğini, davacının ileri sürdüğü geçimsizliği doğuracak hiçbir olaya sebep olmadığını, iddiaları kabul etmediğini, kadının devamlı kendi ailesinin olduğu Kilis yöresine gitmeye zorladığını, gitmek istemediğini, huzursuzluğa sebep olanın kadın olduğunu, tazminat ödeyecek kadar geliri olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların dava tarihi itibari ile ayrı yaşadıkları, dinlenen davacı tanığı ...'ın beyanından erkeğin kadına telefonla hakaret ettiği, tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraflar arasında geçimsizlik olduğu, tarafların daha önce de fiilen ayrılık yaşadıkları, sübuta göre, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu, evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, davacıya ise atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, tedbir-iştirak, tedbir-yoksulluk ve tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek ve davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ile sehven davalı lehine hükmedilen tazminatların kaldırılması talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek istinaf dilekçesinde; tanık beyanlarının asılsız ve dayanaksız olduğunu, taraflı ve olaylara bizzat şahit olmayan tanıklar olduğunu, kusur durumumun kesin bir şekilde ispatlanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;" Mahkemece erkeğin kadına hakaret ederek, evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu tespit edilmiş ve davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen ( HMK m. 137, 140/3, 187) vakıa esas alınarak karar verilemez ( HMK m.141). Dayanılmayan bir vakıanın tanık beyanlarında geçtiğinden bahisle davalıya kusur olarak yüklenmesine imkan bulunmamaktadır. Davacı, dava dilekçesinde hakaret ve tehdit vakıalarına dayanmadığından bu vakıaların davalıya kusur olarak yüklenmesi doğru görülmemiştir. Davacının dava dilekçesinde dayandığı diğer vakıalar da ispatlanamamıştır." gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine, yeniden verilen karar dikkate alınarak kadının istinaf talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; "...Evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel bir boşanma sebebi olup ekonomik, psikolojik veya fiziksel şiddet uygulama, aileye karşı ilgisizlik, eşe hakaret etme, agresif ve saygısız davranışlar sergilemek gibi davranışları içinde barındırmaktadır. Gaziantep BAM 2. Hukuk Dairesi dava konusu vakıaları usulüne uygun olarak ileri sürmediğimizi ve bu vakıaların çekişmeli olarak belirlenmediğini ifade etmiştir. Ancak dava dilekçemizde de görüleceği üzere davalının evlilik birliği içerisinde müvekkil ile küstüğünü ve müvekkile şiddet uygulamaya başladığını bu şiddetin evlilik birliği boyunca devam ettiğini, tarafların fikren ve ruhen büyük huzursuzluklar yaşamaya başladığını, davalının müvekkile karşı hiçbir şekilde saygı ve sevgi göstermediğini, davalının müvekkilin ailesini görmesine izin vermediğini belirtmiş idik. Belirtmiş olduğumuz tüm bu hususlar müvekkil için evlilik birliğinin devamının mümkün kılamayacak hale getirmiştir. Kaldı ki dava dilekçemizde ifade etmiş olduğumuz bu hususlar Medeni Kanun kapsamında evlilik birliğini temelinden sarsan davranışlar olarak kabul görmektedir. ....dosyanın tümü bir bütün olarak incelendiğinde açık bir şekilde görülecektir ki davalının müvekkile fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, müvekkile saygı ve sevgi duymadığı bu nedenle müvekkil tarafından bu evliliğin devam etmesine olanak bulunmadığı ispatlanmıştır." gerekçesiyle reddedilen davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.