"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/922 E., 2023/1759 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/310 E., 2022/44 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin yaptığı jestleri önemsemediğini, davacının günlük olarak evde yapmış olduğu işleri davalının değersizleştirdiğini, davalının davacının yaptığı tüm olumlu işleri kendisi yapmış gibi sahiplendiğini, davalının akşam yemeklerini davacıyı beklemeden yediğini, davacı işe giderken sabahları kalkıp kahvaltı hazırlamadığını, davacının tasarrufa önem vermesinin taraflar arasında sorun yarattığını, davalının davacıyı sürekli başkalarıyla kıyasladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının obsesif takıntılı bir kişiliğe sahip olduğunu, ayrıntılara takıldığını, sürekli hesap yaptığını, en küçük harcamaları dahi kayıt altına aldığını, taraflar evlendikleri günden beri davacının davalıdan aylık gelirini, parasını, her şeyini sakladığını, hakaret ettiğini, düzenli cinsel hayatlarının olmadığını, eve çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, davacının kardeşinin eşine ve çocuklarına sürekli hediyeler aldığını,danışmadan arabasını kardeşine hediye ettiğini, davalı bu durumu sorduğunda davacının kardeşinin davalı kadını tehdit ettiğini, davacının ise kavga çıkarttığını, davacının evde olduğu zamanlarda televizyon başından kalkmadığını, davalı kadının iletişim kurma çabalarının karşılıksız kaldığını, davacının haksız olarak evi terk ettiğini ileri sürerek davanın reddine, aksi halde velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin mesleğini küçümsediği, başkaları (kardeşi) ile kıyasladığı, son olayda davacı erkeğin anne-baba ve kardeşi ile bir arada oldukları ortama eşini davet etmemiş ise de o toplanma şeklinin de spontone geliştiği bu nedenle davacı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek baba ve çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu, tedbir nafaka miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının davacının mesleğini küçümsediği, başkaları (kardeşi) ile kıyasladığı, son olayda davacı anne-baba ve kardeşi ile bir arada oldukları ortama eşini davet etmemiş ise de o toplanma şeklinin de spontone geliştiği bu nedenle davacı kocaya kusur yüklenemeyeceği; yönünde kusur tespiti yapılmış ise de; öğretmen olan davalı kadının doktor olan eşini küçümseyip başkasıyla kıyasladığı yönündeki tespitin yerinde olmadığı, bu yöndeki tanık beyanları sebep ve saik içermeyen soyut nitelikli açıklamalardan ibaret olup hükme esas alınabilmesinin mümkün bulunmadığı, Mahkemece sabit görülmeyen diğer iddialar yönünden ise, davacının herhangi bir istinaf itirazı bulunmadığı, son ayrılık tarihinde davacı erkek, kanser olan babasını tedavi için İzmir'e götürdüğü, tedavi dönüşünde anne ve babasının evlilik yıl dönümünü kutlamak için onların evine gittiği, burada pasta kesilip resimler sosyal medyaya yüklenince davalı kadın tarafından bu durum görüldüğü ve kendisinin neden çağrılmadığının belirtilmesi üzerine eşler arasında tartışma yaşandığı, bu tartışma sonunda önce davalı kadının bir süre evden ayrıldığı ve aynı gün tekrar eve geldiği, sonrasında da davacı erkeğin evden ayrıldığı, belirtilen olay sonrasında eşler yeniden bir araya gelmediği, sunulan delillerle evlilik birliğinin davalı kadından kaynaklanan sebeplerle temelinden sarsıldığının ispat edilemediği, davalı kadının iddialarının da ispatlanamadığı, bu nedenlerle boşanma talepli davanın reddine karar vermek gerekirken kabulü hatalı olduğundan İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar vermek gerektiği; çocuk ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafaka miktarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; davanın reddine, çocuğun geçici velâyetinin anneye verilmesine, hükmün kesinleşmesine kadar baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının Mahkeme karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL’ye, kadın yararına aynı tarihten itibaren aylık 1.000,00 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğunun sabit olduğu, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tedbir nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu, tedbir nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tedbir nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile tedbir nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.