Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7960 E. 2024/4238 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu, davalı-davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/824 E., 2023/913 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/22 E., 2022/209 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve ıslah dilekçesinde özetle; erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadını darp ettiğini, şiddet uyguladığını, evden kovduğunu, birlikte yaşamaktan kaçındığını, cinsel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, hakaret ettiğini, cinsel içerikli uygunsuz şeyler izlediğini, kumar alışkanlığı olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklardan her biri yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL'şer tedbir-iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, yine kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı erkek usulüne uygun tebligata rağmen davaya süresinde cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ortak çocuklara şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya bırakılmasına, ortak çocuklar yararına aytı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası ödenmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına 'o...' şeklinde hakaret ettiği, darp ettiği, evin ihtiyaçları ile ilgilenmeyip, yeterli vakit ayırmayarak birlik görevlerini ihmal ettiği, kumar alışkanlığı olduğu, kadının ise eşine “şerefsiz, erkekliği yok, çocuğu olmuyor” dediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların beyanları ve sosyal inceleme raporundaki tespitler uyarınca velâyetlerin anneye bırakılmasına, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,0'er TL tedbir, 750,00'şer TL iştirak nafakası ödenmesine, kadının boşanma ile yoksulluğa düşecek olması nedeniyle aylık 500,00 TL tedbir, 750,00 TL yoksulluk nafakası takdirine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi ve velâyet düzenlemesi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurunun olmadığını, kadının erkeğe sürekli psikolojik şiddet uyguladığını, erkeği aşağıladığını, huzursuzluk çıkardığını, karı koca ilişkisinden kaçındığını, ortak çocukları dövdüğünü, gelişim çağındaki çocukların psikolojisini olumsuz etkilediğini ileri sürerek kararın kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi ve velâyet düzenlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ve kadın yararına tazminata hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, tarafların kusur durumlarına göre erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı, velâyet düzenlemesi, kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının fahiş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.