Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7983 E. 2024/5379 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranları, velayet, nafaka, tazminat ve ziynet alacağı konularında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin uyuşturucu kullandığına dair tanık beyanlarının duyuma dayalı olması ve bu kusurun ispatlanamaması, ancak diğer kusurlar nazara alınarak erkeğin ağır kusurlu olduğunun belirlenmesi ve ziynet alacağına ilişkin temyiz talebinin miktar yönünden reddine dair ek kararın temyiz edilmemiş olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/812 E., 2023/793 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/251 E., 2022/673 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının ziynet alacağı isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili asıl dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına ve ailesine karşı tehdit ve hakarette bulunduğunu, kadını darp ettiğini, ilgisiz olduğunu. sürekli boşanmakla tehdit ettiğini, şiddet uyguladığını, erkeğin uyuşturucu madde kullandığını, tehdit ettiğini, kadını aşağıladığını, kadının gittiği yerlere kısıtlama getirdiğini, ailesine gitmesini yasakladığını, evden kovduğunu, ziynet eşyalarını bozarak harcadığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaların her yıl her yıl ÜFE oranında artırılmasına, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin tarafına ödenmesine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dosyasında dava dilekçesinde özetle; kadının kendisinde jinekolojik hastalıklarını gizlediğini, tedaviden kaçındığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşinden izin almadan mensubu olduğu cemaatin toplantılarına gittiğini, ev işlerini ihmal ettiğini, tehdit ettiğini, temizlik takıntısının olduğunu, eşi ile vakit geçirmeyip sürekli telefonu ile ilgilendiğini, düğün cenaze gibi sosyal ortamlarda erkeği yalnız bıraktığını, mahrem bilgileri yakınları ile paylaştığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, evi terki alışkanlık hale getirdiğini, evdeki eşyalara zarar verdiğini, erkeğin ailesi ile görüşmesini kısıtladığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, çocuğuna fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, yasal faizi ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin davacı kadına "çirkinsin" şeklinde hakaret ettiği, ailesine ve çevresine eşini sevmediğini, kandırılarak eşi ile evlendiğini dile getirdiği, uyuşturucu madde kullandığı, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise mensubu olduğu cemaatin toplantılarına katılmak için sık sık ortak konuttan ayrıldığı, cemaat toplantısına katılmak amacıyla eşinden izinsiz şehir dışına gittiği, eşi hakkında eşinin ailesine "oğlunuz pis" şeklinde rencide edici şekilde sözler sarf ettiği, eşini sık sık eşinin ailesine şikayet ettiği, temizlik takıntısı sebebiyle erkeği huzursuz ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan asıl ve birleşen boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında çocuk 5 yaşını dolduruncaya kadar; her ayın 1. ve 3. haftasonu cumartesi ve pazar günleri saat 10.00 ile 18.00 saatleri arasında, 5 yaşını doldurduktan sonra her ayın birinci ve üçüncü hafta sonu cumartesi günü sabah saat: 10:00'den pazar günü saat:17:00'ye kadar, her yıl sömestr tatilinin 1. günü sabah saat 10.00'dan 7. günü akşam saat:17.00'ye kadar, her yıl Ağustos ayının 1. günü saat:10.00'dan 30. günü akşam saat:17.00'ye kadar, dini bayramların 2. günü saat 10:00'dan 3.günü saat 10:00'a kadar olmak üzere baba tarafından çocuğun annenin yanından teslim alınarak süre sonunda bizzat baba tarafından çocuğun anneye teslim edilmesi teslim edilmesi suretiyle kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı isteminin kısmen kabulü ile 7 adet 12 gram 22 ayar bilezik (42.840,00 TL), 1 adet 18 gram 22 ayar bilezik (9.180,00 TL), 7 adet 10 gram 22 ayar bilezik (35.700,00 TL),1 adet çeyrek altın (860,00 TL)'nin aynen, olmadığı taktirde ise Tespit edilen 88.580,00‬-TL olan ziynet eşyası bedelinin davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, kabul edilen yoksulluk nafakası ve miktarı, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, reddedilen tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki süresi, kabul edilen ziynet alacağı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, kabul edilen yoksulluk nafakası ve miktarı, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, reddedilen tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki süresi, kabul edilen ziynet alacağı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 22.06.2023 tarihli ek kararı ile somut olayda ziynet alacağı talebinin 88.580,00 TL TL’sinin kabulüne karar verilmiş olup, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 238.730,00 TL'nin altında kalması nedeniyle kesin olduğu anlaşıldığından, davalı- davacı vekilinin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

3.Ek karar tebliğ edilmesine rağmen davalı- davacı erkek tarafından ek karara karşı temyiz talebinde bulunulmamıştır.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının ve erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacakları, kadın yararına hükmedilen nafakanın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, asıl boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkek aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un)166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi,182 nci, 226 ıncı, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğe yüklenen uyuşturucu madde kullanma vakıasına yönelik tanık beyanlarının görgüye dayalı olmayıp, duyumdan ibaret olması nedeniyle erkeğe kusur olarak yüklenilmeyeceğinin, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre yine de erkeğin ağır kusurlu olduğunun; ayrıca ziynet alacağı yönünden Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan reddine dair verilen 22.06.2023 tarihli ek kararın davalı-davacı vekiline tebliğ edilmesine rağmen davalı-davacı erkek vekilinin ek karar yönünden ayrıca temyiz talebinin bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.