Logo

2. Hukuk Dairesi2023/799 E. 2023/3189 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında görülen boşanma davasında, erkeğin kusur durumu, velayet, nafaka miktarları ve tazminatların hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/974 E., 2022/2298 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bandırma Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/243 E., 2020/64 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin tüm, davalı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönler hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı erkek ile henüz on yedi yaşındayken evlendiğini, davalı erkeğin kendisine "Sen küçüksün, annem ve babamla birlikte oturalım, sonra ev alıp o eve çıkarız" dediğini, ancak sözünde durmadığını, evlendikleri ilk günlerden beri kendisine sürekli eziyet ettiğini, sebepsiz yere aşağıladığını, kavga ve huzursuzluk çıkarttığını, devamlı evden kovduğunu, on gün önce yine kendisine hakaret ettiğini, evden kovduğunu, çocuğunu göstermediklerini, davalının olumsuz, sorumsuz tutum ve davranışlarıyla oluşan şiddetli geçimsizliğin ortak hayatı çekilmez hale soktuğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk ile yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, tarafların davacının ve ailesinin rızasıyla davalının anne-babasıyla aynı evde yaşamaya başladıklarını, her işi davalının annesinin yaptığını, tarafların çocukları olduktan sonra da davacının sorumsuz ve ailesini, eşini, hatta artık çocuğunu dahi önemsemeyen düşünmeyen davranışlarına devam ettiğini, sosyal medyadaki instagram hesabından evli bir kadına yakışmayacak şekilde hiç tanımadığı, davalı erkeğin de hiç tanımadığı erkeklerin profillerini takip etmeye başladığını, müvekkilinin, davacı kadının isminin Zait olduğunu öğrendiği biriyle görüştüğünü öğrendiğini, davalı erkeğin, davacı kadına karşı ciddi bir güven problemi meydana geldiğini, davacı kadının bir çok kez evden hatta camdan kaçarak annesinin evine gittiğini, davalı erkeğin gece vardiyasından çıktığını ve eve gelerek uykuya yattığını, uyandığında davacı kadının evde olmadığını, tüm eşyalarının hatta çocuğun da eşyalarının olmadığını fark ettiğini, bu şekilde evden kaçtığını öğrendiğini, bunun evden ilk kaçması olmadığını, daha önce de herkes evdeyken korkusuzca evden hatta camdan kaçtığını, kaçarken de davalı erkeğin annesinin biriktirdiği ve evde sakladığı altın ve paraları da yanına aldığını belirterek davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin bağımsız konut sağlamadığı, kadını sadakatsizlikle suçladığı, davacı kadının ise erkeğin ailesine güvenerek çocuğuna ilgi göstermekte ihmalkar davrandığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı ve sosyal inceleme raporu da dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, geliri olmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşecek kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat koşulları kadın lehine oluştuğundan 12.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetildiğinde iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, çocuk yararına aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, İlk Derece Mahkemesi kararında diğer yönlerden usul ve esasa aykırılık bulunmadığından davacı kadının diğer, davalı erkeğin ise tüm istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz olduğunu ileri sürerek nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında davacı kadının tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını, kadın lehine yoksulluk nafakası ve tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı çocuğa iyi bakamayacağından velâyetinin anneye verilmesinin ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, velâyet, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakasına ve tazminatlara hükmedilmesinin, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin, nafaka ve tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi; 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 12 inci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.