Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8001 E. 2024/6425 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kusur belirleme, velayet, maddi-manevi tazminat ve nafaka miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve hakkaniyet kuralları gözetilerek maddi-manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönlerden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/759 E., 2023/943 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4.Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/419 E.,

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkilinin ailesini beğenmediğini ve aşağıladığını, müvekkiline ve ailesine sinkaflı hakaret ettiğini, fiziksel, ekonomik ve duygusal şiddet uyguladığını, müvekkilini eve almadığını, eşinin annesiyle görüşmesine engel olduğunu, müvekkiline kendisinden soğuduğunu söylediğini, maddî menfaat beklediğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak velâyete karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkilinin çalışmasını istemediğini, aşırı alkol kullandığını, aşırı kıskançlık yaptığını, küfür ve hakaretler ettiğini, eski sevgisi ile yazıştığını, özel hayatını ailesine anlattığını, her fırsatta boşanmak istediğini dile getirdiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilini suçladığını, kiloları ile dalga geçtiğini, itme vurma şeklinde eylemleri olduğunu, sık sık bahanelerle evden ayrıldığını, hostes amirleri ile yazışmaları olduğunu, son olayda fiziksel şiddet uygulaması üzerine müvekkilinin uzaklaştırma kararı aldığını, erkeğin müvekkiline psikolojik, ekonomik, fiziksel şiddet uyguladığını, annesinin evliliklerine müdahale ettiğini, bütün kararlarına ailesini dahil ettiğini, çocuğunun maddî ve manevî ihtiyaçlarını karşılamadığını, gerçekleri saklayarak müvekkilinin güvenini yok ettiğini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, velâyetin müvekkiline verilmesine, çocuk yararına aylık 5.000,00 TL tedbir iştirak, müvekkili yararına 1.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, nafakaların TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, müvekkili yararına aylık 3.000.000,00 TL maddî, 3.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, konutun müvekkili ve ortak çocuğa tahsisini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının, kocanın aile bireylerini evine kabul etmediği, buna karşılık kocanın da kadının yaptığı harcamalara " bu kadar para harcanır mı " diyerek kadına ekonomik şiddet uyguladığı, son yaşanan ve Küçükçekmece 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/429 Esas - 2020/482 sayılı Kararına konu olayda her ne kadar karar kesinleşmemiş ise de; Mahkememizde dinlenen tanıklar ve ceza mahkemesinin kabulüne göre; kocanın, kadına şiddet uyguladığı ve kadının kendisini bu şiddetten korumaya çalıştığı, erkeğin ağır kusurlu olduğu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, tarafların müşterek çocuğu 14.03.2018 doğumlu Lina'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir, 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 80.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, evin tahsisi ve faturaların tahsiline ilişkin kararın boşanma kararının kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat, iştirak nafakası, ÜFE oranında artış hususunda gerekçe yazılmaması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, maddî-manevî tazminat miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin gerçekleşen kusurları yanında "kadına ve ailesine hakaret ettiği" ancak, bu kusurların yüklenmesi halinde dahi boşanmaya neden olan olaylarda İlk Derece Mahkemesinin erkeğin kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğuna ilişkin sonuç kusur tespitinin yerinde olduğu,kadının ihtiyaçları, evlilikte geçen süre dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, kadının cevap ve karşı dava dilekçesinde kendisi ve çocuk yararına hükmedilen nafakalar için her yıl TEFE-TÜFE oranında artış talebinde bulunduğu ve Mahkemece taleple bağlılık ilkesi gereği nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, kadının kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü erkeğe yüklenen kusurlar yönünden karar gerekçesinin düzeltilmesine, tarafların yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile ilgili hüküm kaldırılarak kadın yararına uygun miktarda toplu yoksulluk nafakasına hükmedilerek 40.000,00 TL toplu yoksulluk nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkek eşin tam kusurlu olduğunu belirterek kusur,nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 166ıncı maddesi,174üncü maddesi,175inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen toptan yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 2018 doğumlu Lina’nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, maddî ve manevî tazminat, iştirak ve toptan yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine.

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.