"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/553 E., 2023/862 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2015/38 E., 2022/534 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davasının reddine, erkeğin birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sadakatsiz davrandığını, her gün eve çok geç saatlerde geldiğini, çocukları ile hiç ilgilenmediğini, evdeki zamanını bilgisayar başında geçirdiğini, kadının bu duruma çok üzüldüğünü ancak çocukları için katlandığını, kadının sosyal çevresindeki tüm etkinliklerde eşi tarafından yalnız bırakıldığını, bu durumun tartışmalara yol açtığını, evde sürekli bir gerginlik olduğunu, en küçük bir kızgınlıkta hem eşine hem de çocuklarına karşı sevgisiz davranarak onları cezalandırdığını, aylarca eşi ve çocukları ile konuşmadığını, evliliğin başından itibaren eşine karşı sadık kalmadığını, bu konuyu sürekli olarak reddettiğini, kadının başka kadınlarla olan ilişkilerini fotoğraf ve videolar ile öğrendiğini, erkeğin bu ilişkilerini çalışma arkadaşlarına, iş ortağına ve kadının abisine anlattığını, bu durumun kadını derinden sarstığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya sunduğu karşı dava dilekçesinde; erkeğin sadakatsiz davrandığını, birçok kadınla birlikte olduğunu, kadını aşağılayıp küçük düşürdüğünü, yıllarca eve hiç gelmediğini, gelse bile çocukları ile hiç ilgilenmediğini, erkeğin zinası nedeniyle boşanmaya karar verilmesi gerektiğini belirterek birleşen davaya karşı açılan karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 3.000,000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadın tarafından açılan boşanma davasından sonra da aile birliğinde hiçbir değişiklik olmaksızın tarafların karı koca ilişkisi içerisinde yaşanmaya devam ettiklerini, tarafların dava sürecindeki gezilerinin yanı sıra bütün bir yaz tatilini yazlıkta geçirdiklerini,okullar açıldıktan sonra taraflar arasında basit bir tartışma yaşandığını, kadının 2015 yılı Ekim ayında erkeğin evi terk etmesini istediğini, erkeğin de evden ayrıldığını, bu süreçte iletişimlerinin kesilmediğini,2016 yılı Ağustos ayında erkeğin arkadaşlarından ve çevresinden kadının kendinden yaşça küçük bir erkekle ilişkisi olduğunu, bu erkekle ulu orta sarmaş dolaş gezdiğini, Moda’daki parkta eşinin bir erkekle ulu orta öpüştüğünü öğrendiğini, erkeğin sonrasında kadının bu şahıs ile Bostancı ve Moda'daki evde birlikte kaldıklarını, uygunsuz hallerinin komşular tarafından görüldüğünü, birlikte orada yemek ve kutlama organizasyonlarına katıldıklarını öğrendiğini belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, mümkün olmaması halinde ise 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, yasal faizi ile birlikte 600.000,00 TL maddî ve 1.200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamından davacı kadın tarafından açılan dava sürerken tarafların bir araya geldikleri, karı koca hayatını sürdürdükleri, dinlenen tanıkların tarafların arasındaki davadan ve bir arada yaşamaya devam ettiklerinden haberdar oldukları, bu durumda davacı kadının dava dilekçesinde iddia edilen olayları affetmiş sayılacağı, bu nedenle asıl davanın reddi gerektiği, birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise, tanıkların kadını başka bir erkekle el ele vaziyette birden fazla kez gördüklerini beyan ettikleri, tanık beyanları ve dosya kapsamından kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının anlaşıldığı, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının asıl davasının reddine, erkeğin zina nedenine dayalı davasının ispatlanamaması nedeniyle reddine, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açtığı birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; birleşen davanın kabulü, asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen manevî tazminat, reddedilen nafaka ve tazminatlar, birleşen davada açılan karşı davanın kabulüne karar verilmemesi, tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; zinaya davalı davanın reddi, reddedilen maddî tazminat, hükmedilen manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının birleşen davada açtığı zina hukuki sebebine dayalı karşı davası hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı, Mahkemece, erkeğin zina iddiasını ispatlanmadığı gerekçesiyle terditli boşanma taleplerinden zinaya dayalı davasının reddine karar verilmiş ise de, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği dosya kapsamında sunulan delillerle sabit olan kadının aynı zamanda zina eylemini gerçekleştirdiği pek muhtemel bir durum içerisinde bulunduğu, erkeğin zinaya dayalı davasını hak düşürücü süre dolmadan açtığı, bu halde erkeğin boşanma davasının zina sebebiyle kabulünün gerektiği, erkeğin genel boşanma sebebine dayalı davası hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği; kadının birleşen davada zinaya dayalı karşı boşanma talebinin incelenmesinde ise davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerektiği, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle erkeğin birleşen davada genel sebebe dayalı boşanma hükmü verilmesine, erkeğin zinaya dayalı davasının reddi ile maddî tazminat talebinin reddine ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, kadının birleşen davada zinaya dayalı karşı boşanma talebi hakkında olumlu veya olumsuz hüküm tesis edilmesine ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, erkeğin birleşen 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin genel sebebe dayalı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının birleşen davaya karşı açtığı zinaya dayalı boşanma talebinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin zinaya dayalı davasının reddi gerektiğini, erkeğin şimdiye kadar birçok kadınla aldattığını, erkeğin tam kusurlu sayılması gerektiğini, kadının asıl ve birleşen davaya karşı açtığı davasının kabulü gerektiğini, hukuka aykırı delilin dosyaya sunulduğunu, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, lehe tazminata ve nafakaya hükmedilmesi gerektiğini belirterek erkeğin zinaya dayalı kabul edilen davası, kadının asıl ve karşı davasının reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar, reddedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu belirterek tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin zinaya dayalı kabul edilen davası, kadının asıl ve karşı davasının reddi, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminatlar, hükmedilen tazminatlar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.