"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/291 E., 2023/844 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/26 E., 2019/971 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; 2016 yılının Temmuz ayında davalının kız kardeşi ...'nun ailesinin ve müvekkilinin haberi olmadan yaşadığı bir ilişkideki erkek arkadaşı olduğunu söylediği ... isimli şahsı birkaçkez müşterek konuta getirmesi üzerine davalı ve kız kardeşi ile tartıştığını, davalının evi terk ettiğini, İstanbul Anadolu 18. Aile mahkemesinden boşanma davası açtığını, dava açıldıktan sonra davalı babasının ikametgahı olan adreste iki ay boyunca ortak çocukları ... ile birlikte kaldığını ve yaptığından pişmanlık duyarak tekrar müşterek konuta döndüğünü, sonrasında davalının ve ailesinin gerek müvekkiline ve gerekse müvekkilinin ailesine karşı hal ve hareketleri değiştiğini davalının ve kardeşlerinin sinkaflı sözler ve hakaretlerine maruz kaldığını, müvekkilinin ortak çocukları olması ve düzelir ümidiyle sabrettiğini, fakat davalının ortak çocuğu da alarak 13.12.2016 tarihinde annesine gittiğini, müvekkilinin 17.12.2016 tarihinde çocuğunu görmek için adresine gittiğinde davalı eşin annesi, kız kardeşlerinin fiili saldırıları sonucu darp edildiğini ve ağır hakaret ve sövmelere maruz kaldığını, davalı eşin ve ailesinin 17.12.2016 tarihindeki davranışları ile savcılığa mevcut durumu müvekkili yapmış gibi göstermek suretiyle şikayet dilekçesi verdiklerini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıdan sürekli olarak şiddet görmesi, hakaret, küfüre maruz kalması ve davacının ortak çocuğu kaçırmaya kalkışması nedeniyle müşterek konutu terk ettiğini, davacının ısrarlı özürleri, değişeceği ve müvekkiline bundan böyle şiddet uygulamayacağı yönündeki vaatleri nedeniyle müşterek konuta geri döndüğünü,babanın 17/12/2016 tarihinde müvekkilinin ailesinin evine gelerek ortak çocuğu kaçırmaya kalktığını, müvekkiline ve ailesine saldırarak hakaret ve küfürler ettiğini, soruşturmaların sürdüğünü, dava süresince ortak çocuğun velâyetinin tedbiren müvekkiline bırakılmasını, dava süresince müşterek konutun kira, aidat fatura vb. İhtiyaçlarının karşılanabilmesi adına müvekkili lehine 1.500,00 TL, ortak çocuk lehine 1.500,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, davanın kabulü halinde müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline yönelik şiddet, tehdit, pek kötü ve onur kırıcı davranışlarıyla evlilik birliğinin zedelediğini, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine sebep olan boşanma konusu davranışların erkeğin aşağılayıcı ve küçük düşürücü davranışları, ortak çocuğu kaçırma teşebbüsleri ve en nihayetinde ortak çocuğa karşı cinsel istismarının insanlığa sığmayan zalim ve sapkın davranışları olduğunu, mezkur evliliğin sürdürülemez hal aldığını, dosyanın taraflar arasında İstanbul Anadolu 1. Aile mahkemesinde 2017/26 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini taleple, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, hükmedilmesini, müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadın ve ailesine hakaret ettiği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise evi terk edip gittiği, birlik görevini yerine getirmediği, 17.12.2016 günü ailesinin davacıyı darp etmesi karşısında müdahalede bulunmadığı, aile müdahalesine izin verdiği belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ve baba arasında kişisel ilişkinin yatılı olacak şekilde düzenlenmesine, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur tespiti, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kendisinin reddedilen tazminat talepleri, kişisel ilişki ile iştirak ve yoksulluk nafaka miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, katılma yoluyla kusur tespiti, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin ağır kusurlu olduğu ve tarafların ekonomik sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 70.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur, tazminatların ve nafakaların miktarı, kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu, 174 üncü, 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.