"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kütahya 1. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1997 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, ortak çocuklara kötü davrandığını, öfke kontrol problemi olduğunu, tehdit ve hakaret ettiğini, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından alınıp satıldığını ve iade edilmediğini, cevap dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadın tarafından 2003 yılında açılan ve feragat edilen dava dosyasından sonra erkeğin kusurlu davranışlarına devam ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminat, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL ziynet alacağı bedelinin yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, 2003 yılında erkek aleyhine boşanma davası açtığını, ancak davadan feragat ettiğini, erkeğin önceye dayalı eylemlerini affettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutun kilidinin değiştirildiğini, kadının ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, ortak konuttan kovduğunu, ziynet eşyalarının kadının kendi rızası ile bozdurulduğunu, buna rağmen ziynet alacağı talebinin olmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağını, kadının müsrif olduğunu, iftira attığını iddia ederek davanın reddini, mahkemenin aksi kanaatte olması durumda ise ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 600,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, aşırı kıskanç tavırlar sergilediği, kadının ailesini ziyaret etmek istemediği, bu durumun tüm dosya kapsamından sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu içeriği, ortak çocuğun beyanı dikkate alınarak velâyetin babaya verilmesine, ortak çocukla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası, 250,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 10.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu dikkate alınarak erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, ziynet alacağı davası yönünden ise davanın kabulü ile 33.320,00 TL ziynet alacağı bedelinin, 500,00 TL'sine dava tarihinden itibaren 32.820,00 TL'sine ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği, geçmişte yaşanan olayların kadın tarafından affedildiği, kadın yararına tazminata ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğu, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu davranışların dosya kapsamı ile ispat edildiği, erkeğin tam kusurlu davranışları nedeni ile kadının dava açmakta haklı olduğu, kadın yönünden 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası koşullarının oluştuğu, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, kadın yönünden yaşanan olayların affedildiğini veya hoşgörü ile karşılandığını gösteren delillerin bulunmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre velâyeti babaya verilen ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının yerinde olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata ilişkin koşulların oluştuğu, tanık beyanları ve dosyadaki diğer deliller ile kadının kabul edilen miktar, cins ve gramda ziynet eşyalarının varlığını ve erkek tarafından bozdurulduğu iddiasını ispatladığı, bu nedenle ispat yükünün yer değiştirdiği, erkeğin, iade şartı olmadan ziynet eşyalarını aldığı iddiasını ispatlayamadığı, ziynet alacağı talebinin kabulünün doğru olduğu, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle boşanma davasının kabulü ve fer'îleri ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarları yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
. Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, af iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle ortak çocuğun incelme tarihi itibarıyla ergin olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.