Logo

2. Hukuk Dairesi2023/803 E. 2023/3192 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında erkeğin kusur oranı, erkeğin tazminat taleplerinin reddine ve kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının hakaretlerinin ağırlığı ve sürekliliği gözetilerek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, bu nedenle erkeğin maddi-manevi tazminat taleplerinin kabulü gerektiği ve ağır kusurlu eş lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/119 E., 2022/2411 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/452 E., 2021/881 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlendikleri günden iki ay sonra müvekkili gece vardiyasına gitmek için hazırlanırken kadının telefonunda bir mesaj gördüğünü, mesajda "Okan işe gittikten sonra ben de gelirim içeriz. Okan'a da ben anneme gidiyorum deyip kandırırım "yazdığını, kadının yalancı olduğunu anladığını, mesajı sorduğunda kadının "Ben istediğim yere giderim kimseye de hesap vermem" diyerek bağırmaya başladığını, bu sesleri duyan müvekkilinin anne ve babası müvekkilin yanına geldiğinde kadının daha da öfkelendiğini ve müvekkilinin üzerine yürüyerek tokat attığını, telefonu duvara fırlatarak kırdığını, müvekkilinin annesinin kadın ile konuştuğunu arayı bulduğunu düşünürken kadının yine aynı agresif hareketlerini sergilemeye devam ettiğini, sürekli "Ben anneme gideceğim" diyerek çekip gittiğini, yine bir gün müvekkili işten eve geldiğinde kadının "Ben anneme gideceğim "dediğini, bunun üzerine müvekkilinin "Ben açım en azından bir yemek yiyelim sonrasında birlikte gidelim" dediğini, bunun üzerine kadının "Sen ne yersen ye ben gideceğim" diyerek gittiğini ve dört gün sonra müşterek konuta gelerek müvekkiline "Sen ne biçim adamsın, sana insan bile denmez, süt çocuğusun " gibi aşağılayıcı sözler söylediğini, gururu incinen müvekkilinin ise "Benimle nasıl böyle konuşursun" diyerek karşılık verdiğini, bunun üzerine kadının müvekkilin üzerine yürüyerek müvekkile vurmaya, boğazını sıkmaya ve tırmalamaya başladığını, müvekkilinin kadına el kaldırmadığını, üstü başı kıyafetleri yırtılan müvekkilinin polisi arayarak yardım istediğini, kadının "Siz kim oluyorsunuz, benim çakallarım var, siz gününüzü göreceksiniz." diyerek duvara dayalı olan merdiveni polislere fırlattığını, bunun üzerine polislerin direnç gösteren kadının kollarından tutarak araca bindirdikleri ve kolunda polislerin müdahalesi sonucu kızarıklıklar meydana geldiğini, en son yaşanan bu olayın mahkemeye taşındığı ve o günden beri evlilik birliğinin bir daha kurulamadığını, kadının bu olaydan sonra gerek mesajlarla gerekse facebook üzerinden müvekkiline hakaretlerine devam ettiğini, ayrıca bir çok erkekle görüşmekte ve sadakat yükümlülüğüne aykırı hareketler sergilediğini, bir çok kere müvekkilin evde olmadığı zamanlarda başka erkek şahısların araçlarına binerek gittiğini ve bu durumu mahalleden birçok kişinin gördüğünü, bir çok kere müvekkilinin kadını erkek şahıslarla telefonda geç saatlere kadar mesajlaşırken ve konuşurken gördüğünü belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve soyut iddialar olduğunu, ceza dosyasına yansıyan olayın asıl nedeninin erkeğin annesinin sürekli çiftin evliliklerine karışması ve erkeğin yasa dışı bahis oynayarak evlilik birliği içindeki sorumluluklarını yerine getirmemesinden dolayı olduğunu, ceza dosyasında yapılan yargılama sonucunda her iki tarafın da eşit kusurlu olarak belirlendiğini ve ceza aldıklarını, erkeğin kumar düşkünü bir insan olduğunu, evliliğin ilk başlarından itibaren yasa dışı bahis oynadığını, evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediğini, evin temel ihtiyaçlarını müvekkilinin karşıladığını ve yetmediği durumlarda ailesinden destek aldığını, erkeğin kumar oynama boyutunun çok ciddi boyutlara ulaştığını, son olarak müvekkilinin maaş kartını ve mobil bankacılık şifresini elinden zorla alarak yasa dışı bahis oynatan kişilere müvekkilinin hesabından sürekli olarak para aktardığı, bu olayın bardağı taşıran damla olduğunu, aynı binada oturan kayınvalidesinin evliliğin ilk günlerinden itibaren çiftin evliliklerine fazlasıyla karıştığını ve erkeğin de annesinin etkisinde kalarak hareket ettiği, annesinin etkisinde kalarak zaman zaman müvekkilini tartakladığını, vurduğunu, kayınvalidesinden psikolojik şiddet gördüğünü, sürekli olarak "Sen yemek ve temizlik yapmayı bilmiyorsun, senin yaptığın yemekleri oğlum yemez, sen oğluma bakamıyorsun, az kaldı seni annenin evine göndereceğim" gibi söylemlerle müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminata, şimdilik 20.000,00 TL değerindeki ziynet alacağının aynen olmadığını takdirde bedelinin tarafına ödenmesine kararı verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların erkeğin annesi ile altlı üstlü oturdukları, kadının sürekli olarak erkeğe karşı "Sen piçsin, süt çocuğusun, sen kimsin ki, son oru...p u çocuğusun" şeklinde söylemlerde bulunduğu, dosya arasındaki mevcut sosyal medya uygulamasındaki yazışmalarda da erkeğe "İyiki dövmüşüm Okan seni, ananı sikim oruspu çocuğu, piç götveren, aşağılık şerefsiz, seni siktim yarın, bittin sen, siktir, amk ananın, özürü sikim hayırdır adam oldun mu sen" şeklinde mesajlar attığı, kadının bu mesajlara karşılık isticvaben "Bana aittir" şeklinde ikrarda bulunduğu, taraflar arasında yaşanan son olayda tarafların karşılıklı olarak tartıştıkları, tartışma esnasında kadının erkeği balkonda köşeye sıkıştırarak boğazını tırnakladığı, olay yerine erkeğin annesinin geldiği, tarafları sakinleştirdiği, tarafların ceza aldıkları ve o tarihten beri ayrı olduklarının sabit olduğu, kadının tanıklarının beyanlarının bir kısmı sebep ve saiki açıklanmayan soyut beyanlardan ibaret olup, bir kısmı duyuma dayalı beyanlar olduğu, bu beyanlar karşısında erkeğin ispatlanan bir kusurunun bulunmadığı, geçimsizliğe sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası talebi ile kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine aylık 375,00 TL tedbir nafakasına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluştuğundan erkek lehine 5.000,00 TL maddi ve 7.500,00 TL manevi tazminata, kadının tazminat taleplerinin ve ispatlanamayan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek asıl davanın kabulü ve karşı davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan tüm delillere göre erkeğin ve kadının birbirlerine karşı hakaret ettikleri, şiddet uyguladıkları, bu yönde her iki tarafın da ceza mahkemesinde yargılandıkları, taraflar arasında yaşanan bu olumsuz olay nedeni ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, İlk Derece Mahkemesince kadının tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesinin, erkek lehine boşanma nedeni ile takdir edilen maddi ve manevi tazminatın, kadın tarafından açılan boşanma davasının reddinin, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin usul ve kanuna aykırı olduğuna, kadının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kararın infazında tereddüt oluşturmaması nedenleri ile tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmasına, her iki davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, eşit kusurlu olduklarından tarafların tazminat taleplerinin reddine, şartları oluşmadığından erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine aylık 375,00 TL tedbir nafakasına, tarafların ekonomik sosyal durumları, gelir seviyeleri, yaşantıları, boşanmaya neden olan olaylarda belirlen kusur durumu, hakkaniyet ilkesi gözetilerek aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, sadece ceza yargılamasındaki kararın dikkate alınarak müvekkiline kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, boşanma dosyasındaki tüm dellerin dikkate alınması gerektiğini, tanık beyanları dikkate alındığında kadının şiddete eğilimli, agresif olduğunu, sürekli hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, kadın tam kusurlu olduğu halde karşı davanın kabulünün ve kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatların reddi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında erkeğin kusurlu olup olmadığı, karşı davanın kabulü, kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi ile erkeğin tazminat taleplerinin reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesince tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları ve özellikle kadının hakaretlerinin ağırlığı ve sürekliliği dikkate alındığında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe oranla ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

3.Boşanmaya sebep olan olaylarda yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere kadın ağır kusurludur. Boşanmakla erkeğin mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği, en azından eşinin desteğinden mahrum kalacağı anlaşılmaktadır. Kadının gerçekleşen kusurlu davranışları aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Somut olayda erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluşmuştur. O halde erkek yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

4.Ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez. O halde kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2), (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere, kusur belirlemesi, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönlerinden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.