Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8062 E. 2024/3857 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı ve miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece, tanık beyanları ve dosya kapsamı değerlendirilerek erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, tehdit ettiği, aşağıladığı ve ailesi ile görüşmesini engellediği tespit edilerek erkeğin tam kusurlu olduğuna, kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğine ve maddi-manevi tazminat miktarlarının uygunluğuna karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince de yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek istinaf başvurusunun esastan reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1811 E., 2023/885 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/524 E., 2022/375 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne; ziynet alacağına ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- davacı ile 26.07.2020 tarihinde evlendiklerini, 21.08.2020 tarihinde davalı- davacının kendisi işe gittikten sonra evi terk edip gittiğini, annesi ve babası tarafından dolandırılıp zarara uğratıldığını, kaçarak evlendiği davalının annesinden uzak durmasını söylediği günden sonraki gün gittiğini, zaten aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu beyan ederek, boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadın için haksız ithamları ile boşanma davası açtığını, evliliğin bu hale gelmesinde kusurun tamamen erkekte olduğunu, tarafların 26.07.2020 tarihinde evlendiklerini, ancak gerek evlilik öncesinde gerekse evlilik süresince yaşananlar nedeniyle kadının bu evliliği yürütemeyecek duruma şimdiden ve kesin olarak geldiğini, tarafların evliliğinin baskı ve tehditler sonucu gerçekleştiğini, öyle ki kadının erkek ile karakolluk olduğu ve erkeğin açık açık “seni öldüreceğim” diyerek kadını tehdit ettiği bir günün akşamında kaçırıldığını ve sonrasında da evlendiğini, kadının evlendiği günden beri erkekten şiddet gördüğünü, vücudundaki morluklar içerisinde gelinliğini giydiğini, erkeğin bir çok kez kadına bıçakla saldırdığını, kendinin tuvalete kilitleyerek bu durumdan kurtulduğunu, tuvalet kapısının bu nedenle bıçak izleri ile dolu olduğunu, taraflar arasında yaşanan bu olaylar nedeniyle ceza davası bulunduğunu, erkeğin evlilik süresince kadına fiziksel şiddetin yanında psikolojik şiddet de uyguladığını, ağzından küfür, hakaret ve aşağılamanın eksik olmadığını, davalıya sık sık “o..gibi sigara içiyorsun, o.. gibi oturuyorsun, ben senden alacağımı aldım, s.tir git” gibi laflar ettiğini, kadının evi terk ettiğinin de gerçek dışı olduğunu, kadının gördüğü çok boyutlu şiddet nedeniyle can korkusu içinde ailesinin evine sığınmak zorunda kaldığını, erkeğin, kadını ailesinin evinde dahi rahat bırakmadığını, evinin önüne havaya silah sıkarak geçtiğini, yolunu kestiğini, tehditlerini sürdürmeye devam ettiğini, erkeğin alkol bağımlısı olduğunu, gelirinin çoğunu bu alışkanlığına harcadığını, kısa süren bu evlilikte evine hiçbir maddî katkıda bulunmadığını, düğün günü takılan ziynetleri de zorla kadının elinden aldığını, erkeğin kusurlu davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyan ederek, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile, tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 750,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, düğünde takılan 25 çeyrek altın ile 80 gram altım bileziğin aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine, 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların evlilik tarihinden önceki tarihlere denk gelen dönemlerde yaşanan vakalar boşanma davasında kusur değerlendirmesinde hükme esas alınmamıştır. Davalı davacı tarafın zorla, tehditle evlenmek zorunda kaldığına ilişkin iddiası davanın boşanma davası olduğu, evliliğin iptaline ilişkin dava bulunmadığından değerlendirmeye alınmamıştır. Tarafların evlilik tarihinden sonraki döneme gelen vakalardan da tanıkların "O gün nikah merasiminden sonra fotoğraf çekimi oldu, ben de tarafların yanındaydım, ...'ya benim yanımda "sen orospusun, hiçbir şey hak etmiyorsun, seni öldürsem yeridir" şeklinde sözler söyledi. Sonrasında ben tarafların evine misafirliğe de gittim. Benim yanımda ...'ya "annem kadar olamazsın, sen kadın değilsin, kalk anneanneme bakacaksın, sen ne anlarsın, ben senin gözünün önünde başka kadınlarla birlikte olup sana kadınlığı öğretirim" şeklinde sözler söyledi. Ben yine ...'la cep telefonundan görüntülü olarak görüşürken Mert'in ...'a bağırış sözlerini "orospusun, kalk yemek yap" şeklinde sözler söylediğini duydum." diğer tanığın da "Evliliklerinin üzerinden ortalama bir ay geçtikten sonra yeğenim ... baba evine geldi. Geldiğinde ben yeğenimin kaşında, kolunda ve kalçasında morluk izi gördüm. Sebebini sorduğumda eşi Mert'in kendisini dövdüğünü anlattı" şeklindeki sözlerinden davacı davalının, davalı davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği,"annem kadar olamazsın, sen kadın değilsin" diyerek aşağıladığı, seni öldürsem yeridir" diyerek tehditte bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca dosya içerisinde bulunan darp raporundan ve İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi 2020/425 Esas sayılı dosyasından da davalı davacının fiziksel şiddete uğradığı anlaşılmıştır. (Tarafların evlilik tarihi 26.07.2020, darp raporu tarihi 21.08.2020 olup boşanma dava tarihi 25.08.2020'dir). Ayrıca davacı- davalının dava dilekçesinde "annesinden uzak durmasını söylediğim günden sonra ki gün gitmiştir" şeklindeki ikrarından da davalı- davacının iddialarında bulunan ailesi ile görüşmesini engellediği husus ispatlanmıştır. Bu hali ile kusur değerlendirmesi yapılacak olursa, davalı-davacı kadının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacı- davalı erkeğin ise davalı- davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, tehdit ettiği, aşağıladığı, ailesi ile görüşmesini engellediği bu eylemleri nedeniyle tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına; ... ile ... 'ün 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla mahkememiz 04.02.2021 tarihli ara kararı uyarınca 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi kapsamında belirlenen dava tarihinden itibaren işe başladığı tarih olan 13.09.2021 tarihine kadar aylık 600,00 TL tedbir nafakasının davacı- davalıdan alınarak davalı- davacıya verilmesine, davalı- davacının işten çıktığı tarih olan 06.11.2021 tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar geçerli olmak kaydıyla davalı- davacı ... lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davacı- davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, davalı- davacı lehine evlilik süresi dikkate alınarak hükmün kesinleştiği tarihten itibaren 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi gereğince takdiren 1 yıllık süre ile olmak üzere aylık 400,00 TL den toplam 4.800,00 TL toptan yoksulluk nafakasının davacı- davalıdan alınarak davalı- davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi uyarınca davalı- davacı lehine 10.000,00 TL maddî tazminatın 10.000,00 TL manevî tazminatın hükmün kesinleşmesinden itibaren davacı- davalıdan alınarak davalı- davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, davalı- davacının ziynet alacağına ilişkin davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; 2 adet 22 ayar (40ar gramdan toplam ) 80 gram bileziğin aynen iadesine mümkün değilse değeri olan 37.534,40 TL'nin karşı dava tarihi olan 11.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmün kesinleşmesinden itibaren davacı- davalıdan alınarak davalı- davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, çeyrek altınların iadesine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili; Mahkeme kararında kusur hesabı yapılırken yanlış değerlendirme yapıldığını, tanık beyanları dikkate alınırken kadın ile ilgili tanık beyanları dikkatte alınmadığını, tanıklarının beyanları incelendiğinde kadının kusurlu olduğunu, müvekkillinin kadına 10,000,00 TL maddî tazminat ödemesine karar vermiş ise de bu kararı gerekçesiz olduğunu, miktarının yüksek olup karşı tarafta sebebsiz zenginleşme yaratacak nitelikte olduğunu, manevî yönden 10. 000,00 TL tazminat takdir edilmesinin yerinde olmadığını, istinaf taleplerinin kabulüne, boşanma kararı, kusur, maddî ve manevî tazminat yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanma sebebi olarak ileri sürülen maddî vakıalar değerlendirilerek yapılan incelemede, İlk Derece Mahkemesince taraf tanıklarının beyanları ve dosya kapsamı değerlendirilerek erkeğe kusur olarak yüklenen vakıaların sabit olduğu, kusur belirlemesinde isabetsizlik bulunmadığı, tarafların kusur, ekonomik sosyal durumları dikkate alındığında kadının belirlenen dönemler haricinde aylık düzenli geliri ve malvarlığı bulunmaması, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmakla kadın için tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve miktarı hakkaniyete uygun olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat hükmedilmesinde ve tazminatların miktarında isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili usulüne uygun olarak dayanılan hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve yeterli olduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği bu itibarla İlk Derece Mahkemesince verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanmaya hükmedilmesi ile kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının yüksek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.