"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1370 E., 2023/1380 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/308 E., 2023/110 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferîlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının küfür ettiğini, ev ve sosyal ortamlarda eşine karşı aşağılayıcı tavırlar ve söylemlerde bulunduğunu, manevi olarak yıprattığını, sürekli müvekkiline argo kelimeler kullandığını, tarafların arasında kıyafet nedeniyle tartışma yaşandığını, kadının eşine "sen şerefsizsin, sen adisin, sen cahil birisin" diyerek hakaretlerde bulunduğunu, evi terk ettiğini, erkeğin ailesini küçük gördüğünü, aşağılayıcı tavır sergilediğini, son bir yıldır bir evde iki yabancı gibi yaşadıklarını, tüm yönlerden ilişkisini kestiğini, telefon ile çok fazla zaman geçirdiğini, sabah 05.00 gibi telefonda görüştüğünü ve telefonu sakladığını, erkeğin eve ses kayıt cihazı koyduğunu ve kadının farklı kişiler ile çok samimi bir şekilde konuştuğuna şahit olduğunu, eşini aldattığını beyan ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 250.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, mal rejiminin tasfiyesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin kadın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin balayı boyunca sürekli huzursuzluk çıkardığını, evlendikten sonra kadının giyim tarzına olumsuz müdahalelerde bulunduğunu, sürekli eleştirdiğini, tartışmalar çıkardığını, davacının bu elbiseyi giymeyeceksin diyerek elbiseyi çekip yırttığını, diğer elbiseleri de toplayıp çöpe attığını, aşırı kıskançlıklarla tartışmalar çıkardığını, tül perde açılmayacak diyerek kısıtlamalarda bulunduğunu, cam balkona dahi perde taktırdığını, "sen kadın mısın, sen bir aynaya baksana gerçi aynaya da sığmazsın şişko bidon, sen benim birlikte olduğum kadınların tırnağı bile olamazsın, sen kadın mısın git kadınlık öğren" dediğini, kadının ailesini dini bayramlarda ziyaret etmediğini, sevgi ve saygı göstermediğini, kadına ve ailesine türlü hakaretlerde bulunduğunu, psikolojik şiddet uyguladığını, aşağıladığını, evden kovduğunu ve cinsel birliktelikten kaçındığını, son 1 yıldır konuşmadığını, eve ses kaydı cihazı yerleştirmenin boşanma sebebi olduğunu beyan ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına ise aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadının ailesini ortak konutta istemediği, düğünlerde bayramlarda kadının ailesini ziyarete gitmediği, kadını aşağıladığı, hakaret ettiği, kıskandığı (giyimine karıştığı, evde güneşlikler kapalı oturmasını istediği vb.), ortak çocukla ilgilenmediği, hasta olduğunda çocuğu hastaneye götürmediği, çocuğun doğum gününe katılmadığı, kadının Diyarbakır'a kız kardeşinin yanına gittiğinde ortak konutu sattığı, kadına evden git başının çaresine bak dediği, evlilik birliği içerisinde uzun süreli olarak eşine küstüğü, kadının kilosuyla, fiziksel görünümüyle alay ettiği, erkek tarafından dosyaya sunulan ses kaydının hukuka aykırı delil olması nedeniyle hükme esas alınamayacağı; kadının ise erkeğin ailesini ortak konutta istemediği, evlilik birliği içerisinde bir kaç kez evi terk ettiği, sosyal ortamlarda argo kelimeler kullanarak konuştuğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, anne ile yaşıyor olması, alınan SİR'deki tespitler uyarınca velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 1.200,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, nafakaya her yıl TÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle 50.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, mal rejimi davasının ise tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafça delil olarak sunulan ses kaydının hukuka aykırı olarak elde edilmesi nedeniyle delil olarak hükme esas alınamayacağına yönelik belirlemenin hatalı olduğunu, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve velâyet yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile tedbir ve iştirak nafakaları miktarlarının düşük olduğunu, evlilikte erkeğin kusurlu olduğunu, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları yönünden duruşmalı olarak inceleme yapılarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurların gerçekleştiği, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına nazaran az olduğu gerekçesiyle kadının iştirak nafakası ve tazminatların miktarına yönelik yapmış olduğu istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, nafakaya her yıl TÜFE oranında artırım uygulanmasına, kadın yararına ise 80.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosya içerisindeki ses kayıtlarının hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin başka türlü delil elde etmesine imkan bulunmadığını, ses kaydının alındığı yerin tarafların ortak kullanımında olan bir yer olması nedeniyle burada ele geçirilen delilin hukuka aykırı sayılamayacağı, erkeğin asgari ücret ile çalışan bir kimse olmasına rağmen mahkemece ziraat mühendislerinin geliri için emsal araştırması yapılması suretiyle geliri hakkında kanaate varılarak yüksek miktarda tazminat ödemeye maruz bırakılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, kendi tazminat taleplerinin reddi ile velâyet düzenlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına tazminat ödenmesine ilişkin hukuki şartların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun düşüp düşmediği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocuğun üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 336 ıncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.