Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8076 E. 2024/6053 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı-karşı davalı erkeğin, kadını fiilen bağımsız olmayan konutta yaşamaya zorlaması, kök ailesinin etkisine maruz bırakması, sosyal yaşantısını kısıtlaması gibi eylemleriyle boşanmada ağır kusurlu olduğu, kadının ise az kusurlu olduğu ve bu kusur durumuna göre Bölge Adliye Mahkemesi'nce belirlenen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminat miktarlarının hukuka uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1097 E., 2023/622 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ: Van 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/53 E., 2022/536 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının ortak konutu sürekli terk ettiğini, kıskanç tavırlar sergilediğini, tehdit ettiğini, bayılma numarası yaptığını, sürekli tartışma çıkardığını, eline aldığı eşyaları yere veya duvara attığını, erkeğin ailesine iftira attığını, onlara hakaret ettiğini, erkeğin annesi ile birlikte yaşadığı için sorunlar çıktığını ileri süren kadına bağımsız konut temin ettiğini ancak yine de tartışmaların devam ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ortak çocukla ilgilenmediğini, sağlığını önemsemediğini, erkeğin kök ailesine saygısız davranışları olduğunu, aksi bir yapıda olduğunu, erkeğe karşı sürekli olarak beddua, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, en son tartışmada eline bıçağı alarak "kendimi öldüreceğim seni de hapse atsınlar kurtulayım" şeklinde sözler sarf ettiğini, kadını darp ettiği yönünde asılsız ihbarlarda bulunduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evliliği boyunca erkeğin kötü söz ve hakaretlerine maruz kaldığını, kadına ve kadının ailesine hakaret ettiğini, tehdit cümleleri söylediğini, darp ettiğini, beddua ettiğini, ailesinin yönlendirmeleri ile hareket ettiğini, ailesine karşı söz sahibi olmadığını, kadını sosyal ortamlarda yalnız bıraktığını, eve de geç geldiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, hamilelik döneminde kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadının bu dönemde babasının evine gitmek durumunda kaldığını, hastaneye götürmediğini, eve kilitlediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, kontör almadığını, bağımsız konut temin etmediğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine, 30.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınıp kadına verilmesine, ziynet eşyalarının da aynen iade veya bedeline hükmedilmesine karar verilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının erkeğe hakaret ettiği, erkeğin ise eşinin hastalığında onunla ilgilenmediği, kadını hastaneye kök ailesinin götürdüğü, böylece evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporundaki tespitler neticesinde ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir, 750,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının benzer olması ve kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesi durumunda erkeğin yoksullaşacağı gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların kusur durumları göz önünde bulundurularak kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağına ilişkin talebinin ise dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile nafaka taleplerinin reddi ve ziynet alacağı hakkında verilen tefrik kararı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadını müşterek aile apartmanında bulunan konutta kalmaya zorladığı, kadının bağımsız konutta kaldığı sabitse de erkeğin sürekli iş nedeniyle evde olmaması ve kadının erkeğin kök ailesiyle çok yakın komşu olarak sürekli sorunlar yaşamasına sebep olduğu, erkeğin kadını şeklen bağımsız ancak fiilen bağımsız olmayan aile konutunda kalmaya mecbur ettiği, kadını kök ailesinin etkisine yoğun bir biçimde maruz bıraktığı, erkeğin kadının kök ailesiyle telefon iletişim kurmasını engellediği, erkeğin kadının sosyal yaşantısına izin vermediği kusurlarının da kadın tarafından ispatlandığı, bu haliyle boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kusur derecelerinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, kadın yararına tazminat ödenmesine ilişkin yasal şartların oluştuğu, kadın yararına uygun miktar tedbir nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğu, erkeğin şoförlük yaptığı, kadının ev hanımı olduğu ve boşanma ile yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle tarafların kusur durumlarının yukarıdaki şekilde düzeltilmesine, kadın yararın aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin işsiz ve ekonomik durumunun kötü olduğunu, iş çıkması durumunda şoförlük yaptığını, kadının bağımsız konut teminine ilişkin bir istinaf talebi olmamasına rağmen bölge adliye mahkemesince bu yöne ilişkin olarak kadın lehine değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, aynı şekilde nafaka açısından da istinaf itirazında bulunulmadığını, kadının sürekli evi terk ettiğini, birlik yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, kadının hakaret ederek cebir fiilini gerçekleştirmek üzere erkeği tahrik ettiğini, darp fiiline dair savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar olduğunu, kadının kök ailesiyle yaşadığını ve boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceğini, erkeğin asgari ücretle çalışıyormuşcasına aleyhine nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadının sigortasız olarak çalıştığını ve gelir elde ettiğini, ortak çocuk için ödenen iştirak nafakasının da erkeği zorladığını ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ilişkin yasal koşulların oluşup oluşmadığı ile kusur durumuna göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olup olmadığı, doğru ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.