"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1055 E., 2023/752 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ: Çukurca Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/403 E., 2022/77 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, davacı-karşı davalının zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle açmış olduğu davaların ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin istinaf başvurusunun ise süreden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı ... dava dilekçesinde özetle; kadının kendisini aldattığını hissettiğini ve bu maksatla kadının telefonuna baktığında, kadının başka erkeklerle konuştuğunu fark ettiğini, bu duruma ortak çocukların da şahit olduğunu, tüm iyi niyetine rağmen, kadının kendisini incitici ve küçük düşürücü muamelelerine maruz kaldığından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) öncelikle 161 inci, bu talep kabul görmezse 163 üncü, bu talep de kabul görmezse 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin tarafına verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin boşanma davası açmadan başka bir kadınla beraber yaşamaya başladığını, üvey anne himayesi altında kalan çocukların ruh ve beden sağlığının kötü olacağını, erkeğin kadını darp ettiğini, küfür ve hakaret ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, her bir çocuğa ayrı ayrı 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası takdirine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, yine kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadına ait ziynetlerin aynen iadesine bunun mümkün olmaması halinde 2.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, eşinden boşanmadan başka bir kadın ile birlikte yaşadığı, kadının ise tanımadığı kimseler ile telefonda görüştüğü, böylece boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının zinası ve haysiyetsiz hayat sürmesine ilişkin vakıaların sabit olmadığı gerekçesiyle erkeğin zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle açtığı boşanma davalarının reddine, asıl ve karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, sosyal inceleme raporu ve çocukların beyanları göz önüne alındığında ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile aralarında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, 600,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, erkeğin manevî tazminat talebinin, kadının maddî ve manevî tazminat talepleri ile iştirak nafakası isteminin reddine, kadının ziynet alacağı davasını ispatlamaması nedeniyle bu talebinin de reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili süresinden sonra sunduğu istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle açmış olduğu davaların reddedilerek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açmış olduğu davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, velâyet, iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat ile ziynet alacağı talebinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının dilekçeler aşamasında erkek tarafından darp edildiği vakıasına da dayandığı, tanık ....'nün beyanlarından bu vakıanın ispatlandığı, böylelikle erkeğin başka bir kadın ile birlikte yaşamak suretiyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve eşine şiddet uyguladığı, kadının ise tanımadığı kimseler ile telefonda görüşerek güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, az kusurlu bulunan kadın yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi ve tazminatların reddine yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kusur gerekçesinin yukarıdaki şekildeki gibi düzeltilmesine, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının sair istinaf başvurularının esastan reddi ile erkeğe gerekçeli kararın 04.07.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve erkek tarafından süresinden sonra 04.08.2022 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulması nedeniyle erkeğin istinaf talebinin süre yönünden reddine, kadının ziynet alacağı talebinin ise dosyadan tefrikine oy çokluğu ile karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının zina ettiğini ve haysiyetsiz hayat sürdüğünü, başka kimseler ile telefonda sürekli flörtleştiğini, erkek aleyhine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadının kusurunun erkekten daha ağır olduğu, kadının eylemleri neticesinde erkeğin bir başka kadın ile imam nikahlı olarak yaşamaya başladığını ileri sürerek kararın zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle açmış olduğu davaların reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve istinaf başvurusunun süreden reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; çocukların yaşları itibariyle anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyduğunu, çocukların anneye gösterilmediğini, velâyetle birlikte iştirak nafakası talebinin reddinin de hatalı olduğunu, yoksulluk nafakası miktarının düşük olduğunu ileri sürerek kararın yoksulluk nafakasının miktarı, velâyet ve iştirak nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin istinaf başvurusunun süreden reddinin yerinde olup olmadığı, istinaf edilmemiş olan yönlerin temyizen incelenip incelenemeyeceği, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların kusur durumlarının doğru belirlenip belirlenmediği, tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına tazminat ödenmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına uygun olacak şekilde düzenlenip düzenlenmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden İrfan'a yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.