Logo

2. Hukuk Dairesi2023/807 E. 2023/3195 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında kadının kusurlu olup olmadığı ve erkeğin boşanma talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirildiğinde, kadının erkeğe hakaret içeren mesajlarının bulunduğu ve bu nedenle kadının da az kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, buna karşın erkeğin sadakatsizlik ve borçlanma gibi davranışlarının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/295 E., 2022/1822 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında

hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/9 E., 2020/1259 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı- davalı erkek vekili tarafından her iki boşanma davası, davalı- davacı kadın vekili tarafından nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince ek kararla kadının istinaf dilekçesi süresinde olmadığından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı süresinde istinaf yoluna başvurmayan davalı- karşı davacı kadının yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı- karşı davacı kadının bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı- davacı kadının reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; herhangi bir ekonomik gelirlerinin bulunmadığını, müvekkilinin işlerinin bozulup iflas etmesi sonucunda kadının müvekkiline hakaret, aşağılama, tehdit içeren beyanlarda bulunmaya başladığını belirterek evlilik birliğinin temlinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı- davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kayıt dışı olarak 15.000,00 TL gelirinin olduğunu, davacının kendisine ait bir çok tırı olduğunu ve bununla birlikte lojistik işi de yaptığını, davacının evlilik süresi içerisinde instagram hesabından boşanmış olduğunu beyan ettiğini, asıl hakaret edenin erkek olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkilinden gizli olarak çok sayıda kişiden ve ailesinden borç para isteyerek borçlandığını, müvekkilini tehdit ederek ve fiziksel şiddet uygulayarak ziynet eşyalarını zorla aldığını, müvekkiline aptal, gerizekalı gibi sözlerle hakaret ettiğini, yine zaman zaman fiziksel şiddet uyguladığını, borçlu olduğu icra dosyasından adresi müvekkilinin ailesinin adresini göstererek onların evine icra tebligatının gelmesine sebebiyet verdiği, müşterek konuttaki bazı eşyaları sattığını, müvekkilini başka bir kadınla aldattığını, evlilik birliğinin temelden sarıldığını belirterek tarafların zina, haysiyetsiz yaşam sürme ve evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebeplerine dayalı olarak boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 150,000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; birleşen dava dosyasında kadının zina sebebine dayalı olarak boşanma davası ispat edilemediğinden ayrıca haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı olarak açılan davasının koşulları oluşmadığından reddine, erkeğin kadına zaman zaman fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, eşinden gizli kadının yakın çevresinden ve başka kimselerden borç paralar aldığı, başka bir kadınla el ele müşterek konuta girerken görüntülendiği ve böylece sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, erkeğin borçlarından dolayı kadının ailesinin alacaklılarla muhatap olmak durumunda kaldığı, erkeğin en son sadakatsizlik iddiası ortaya çıkınca müşterek konuttan ayrıldığı, yaşanan bu olaylar sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, yaşanan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek hiçbir kusurun varlığının ispat edilemediği, bu sebeple asıl dava dosyasında erkeğin davasının reddine, birleşen dava dosyasında kadının boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına daha önce hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 700,00 TL olarak uygulanmasına, kadın lehine aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesine ekli olarak sundukları mesaj kayıtlarının dikkate alınmadığını, ancak karşı tarafça sunulan mesaj kayıtlarının dikkate alındığını, boşanma davası devam ederken barışıp bir süre birlikte yaşamaya başladıklarını, kadının ailesi hakkında yapmış olduğu suç duyurusuna ilişkin şikayetlerini geri aldığını, bunun sonrasında kadının erkeği yine terk ettiğini, boşanma davasının erkeğin bilgisi dışında gerçekleştiğini, tarafların barışıp bir arada yaşadıkları dönemde 19.12.2019 tarihinde erkek vekilinin istifa etmiş olduğunu ve boşanma kararı verildiğini erkeğin sonradan öğrendiğini, tebligatlar usulsüz olduğu için davacının süreci takip edemediğini, erkeğe verilen kusurun doğru olmadığını ileri sürerek her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- davacı kadın vekili istinafa cevap ve istinaf dilekçesinde özetle; boşanmayı istinaf etmediklerini, nafaka ve tazminatların az olduğunu ileri sürerek nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. İlk Derece Mahkemesince 12.01.2020 tarihli ek karar ile davalı- davacı kadın vekilinin istinafının süresinde olmadığı gerekçesi ile dilekçesi istinafa cevap olarak kabul edilmiş, istinaf yönünden süresinde olmadığından dilekçesinin reddine karar verilmiş, ek karar 07.02.2021 tarihinde kadın vekiline tebliğ edilmiş, ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller dikkate alındığında erkek tarafından ibraz edilen ve kadın tarafından açıkça inkar edilmeyen whatsapp yazışmaları kapsamında kadının erkeğe hakaretleri olduğu, kadına hakaretten kusur verilmemiş olmasının doğru görülmediği, erkeğin usulüne uygun ibraz ettiği delillerle kadına atfı kabil başkaca kusur ispatlanamadığı, erkeğe dosya kapsamında verilen kusurların da sabit olduğu, erkek istinaf dilekçesinde yargılama sırasında barıştıklarını iddia etmiş ise de tarafların karşılıklı dilekçelerindeki olaylar ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde tarafların kadının eşyalarını almak için eve geldiği 01.12.2018 tarihinden beri ayrı yaşadıkları, sonrasında bir araya geldiklerine dair delil bulunmadığı, gerçekleşen kusur durumu karşısında erkeğin kusura yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, erkeğin asıl davasının reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile erkeğin asıl davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkeğin diğer istinaf itirazları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararı usule, kanuna ve dosya kapsamına uygun bulunduğundan erkeğin diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, asıl davanın reddi gerektiğini, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu ileri sürerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında kadının kusurlu olup olmadığı, erkeğin davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1-Davalı- davacı kadın vekilinin yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı- davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.