Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8080 E. 2024/6148 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, tazminat, yoksulluk nafakası miktarı ve süresi, ziynet alacağı, çeyiz iadesi ve vekâlet ücretine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/886 E., 2023/790 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/896 E., 2020/688 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile kadının ziynet eşyası alacağına yönelik davanın yeninden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kusur tespiti, yoksulluk nafakası, tazminatlar ve vekâlet ücreti yönünden ise İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaklaşık 15 yıldır İngiltere'de yaşadığını, evlendikten sonra da davalı ile İngiltere'de yaşayacaklarını, davalının İngiltere'ye yerleşebilmesi için dil sınavında başarı göstermesi gerektiğini, dil kursunun tüm masraflarının müvekkili tarafından karşılandığını, davalının girdiği sınavlarda başarı gösteremediğini ve umursamaz bir tavır sergilediğini, düğün günü davalının davranışlarının soğuk olduğunu, düğünden sonra baygınlık geçirdiğini, hastaneye kaldırıldığını, daha sonra balayına gittiklerini, tarafların evlilik birliği süresince cinsel birliktelik yaşamadıklarını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili karşı dava dilekçesi dilekçesinde özetle; müvekkilinin İngilizce sınavında başarısız olması nedeni ile davacı erkek ve ailesinin müvekkili ile dalga geçtiklerini ve hakaret ettiklerini, müvekkilinin gece gündüz sınava çalıştığını, müvekkilinin davacının alkol almasını istememesine rağmen alkol kullandığını ve düğün esnasında kontrolsüzce ağladığını, müvekkilinin yorgunluk ve ailesinden ayrılacağı endişesi ile baygınlık geçirerek yere yığıldığını ve davacının bu esnada kılını bile kıpırdatmadığını ve müvekkiline yalandan böyle şeyler yaptığını herkesin içinde bağırarak söylediğini, hastaneye götürmediğini aksine kayın validesinin evine götürdüğünü, cinsel birliktelik için acele ettiğini, müvekkilinin biraz kendine gelmeyi ve toparlanmayı istediğini ve biraz zaman ve anlayış istediğini, ancak müvekkilinin bu isteği gerek davacı gerek ise davacının ailesi tarafından çok abes karşılandığını ve davacı ve ailesinin bu durumu çok kısa bir süre içerisinde tüm sülalaye yaydıklarını, fiili olarak birlikte kaldıkları sürenin 5 gün olduğunu ve sürenin sonunda müvekkilini istemediğini bağırarak, hakaretler ederek evden kovduğunu, iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl artan ÜFE uyarınca artış uygulanmasına, ve 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin ve çeyiz eşyaların aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde şimdilik 5.000,00 TL hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kocasını istemediğini söyleyen kadının az, eşine ve ailesine hakaret eden, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kalan, eşini istemediğini söyleyen erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkek eşin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu, kadının ziynet alacağı davasını ispatlayamadığı ve erkek eşin kadının getirdiği, çeyiz eşyalarını vereceğini kabul ettiği gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkek eşin ağır kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadının ziynet eşyası alacağı talebinin reddine, çeyiz eşyaları talebinin kabulü ile; bilirkişi raporunda tek tek sayılı olan çeyiz eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde eşyaların tutarı olan 12.860,00 TL'ye hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, karşı davanın kabulü, davalı- karşı davacı yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat, çeyiz eşyası alacağı, davacı-karşı davalının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi kararı ile davacı-karşı davalı aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen ziynet eşyası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının incelenmesinde; her ne kadar davalı-davacı kadının cevap ve karşı dava dilekçesi süresinde değilse de, karşı dava açılmış olmakla davalı iddialarının esas alınması ve davalı delillerinin toplanmasında usul ekonomisi gereği usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, kadın eşin kusur tespiti konusunda istinaf talebi bulunmadığından davalı- karşı davacıya yüklenen kusurlu davranışlar kesinlik kazandığı gibi, davacı-karşı davalıya yeni kusur yüklenmesinin de mümkün olmadığı, kadın kocasını istemediğini söylemiş, erkek ise karısına ve ailesine hakaret etmiş, aile müdahalesine izin vermiş, karısını istemediğini söylemiştir. Bunun yanı sıra tanık beyanları ve dosya kapsamından kadının cinsel birliktelikten kaçındığı, davacı için "Ahmet'in eli elime değdi, kendimi neredeyse camdan aşağı atacağım" dediği, davacıyı terslediği, "git başımdan" gibi sözler söylediği, kendisine büyü yapıldığını iddia ettiği, bu hale göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin hatalı olduğunu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur dereceleri, kadının ihtiyaçları ve boşanmakla yoksulluğa düşmesi nedeniyle, lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde yanlışlık bulunmadığı gibi, tedbir nafakasının miktarı da hakkaniyete uygun olduğunu ancak evliliğin fiilen çok kısa sürdüğü dikkate alındığında süresiz yoksulluk nafakasına karar verilmesinin doğru olmadığı, kadının ziynet eşyası alacağı talebi yönünden ise dosya kapsamından erkeğin tanıklarının ziynet eşyası alacağı yönünden beyanlarının alınmadığı ayrıca kadının yemin deliline dayandığı, bu bakımdan erkek eşin tanıklarının ziynet eşyası konusunda beyanlarının alınması, davanın ispat edilemediği kanaatine ulaşılırsa erkek eşe yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılması, yemin teklif edildiği takdirde ise usulünce yemine ilişkin yargılama işlemlerinin yerine getirilmesi ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görüldüğü, kadının çeyiz eşyalarına yönelik olarak ise; erkek eşin aşamalarda sunduğu dilekçelerde çeyiz eşyasını teslim etmeye hazır olduğunu beyan etmesi nedeniyle, davanın kabul nedeniyle kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olduğu, erkek eşin kabul beyanına rağmen kadın lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmesi ve çeyiz eşyası yönünden kısmen feragat talebine karşın erkek eş lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun reddedilen ziynet eşyaları yönünden; erkeğin ise, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatların kabulü, yoksulluk nafakası ve vekâlet ücreti yönlerinden kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, tarafların eşit kusurlu olduklarının tespitine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar devamına, 4721 sayılı Kanunun 176 ncı maddesi uyarınca 9.600,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacının kabul edilen çeyiz eşyası talebi yönünden 2.040,00 TL vekâlet ücretine, İlk Derece Mahkemesi kararına, "Davalı-karşı davacının reddedilen çeyiz eşyası talebi yönünden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine ve kadın eşin ziynet eşyası alacağına yönelik davanın yeninden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine ve erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu dilekçesini aynen tekrar ederek; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, nafakalar, reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili katılma talepli temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, toptan yoksulluk nafakası, vekâlet ve yargılama giderleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, taraflar yararına tazminata hükmedilme koşulları oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi, çeyiz alacağı davasında hükmedilen vekâlet ücretleri ve yargılama gideri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.